Cumartesi Milano’da bir kadınlar hamamı

Milano’da bir kadınlar hamamı

16.03.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hamamları incelemek üzere Türkiye’ye gelen İtalyan gazeteci Viviana Carfi, ülkesine dönünce bir tane de kendisi açmaya karar verir. Mimar Stefania Scarpa ile beraber, sadece kadınlara hizmet veren Hamam della Rosa / Gül Hamamı’nı hayata geçirirler

Milano’da bir kadınlar hamamı

Milano’da bir kadınlar hamamı

Hamamları incelemek üzere Türkiye’ye gelen İtalyan gazeteci Viviana Carfi, ülkesine dönünce bir tane de kendisi açmaya karar verir. Mimar Stefania Scarpa ile beraber, sadece kadınlara hizmet veren Hamam della Rosa / Gül Hamamı’nı hayata geçirirler

ASLI KAYABAL

Milano’da bir Türk hamamı açma fikri, İtalyan gazeteci Viviana Carfi’nin aklına yaklaşık üç yıl önce düşer.
O dönemde Gulliver dergisi için Türkiye’deki termalleri konu alan bir dosya hazırlamak üzere İstanbul’a gelir ve Marmara Bölgesi ile ve Batı Anadolu boyunca uzanan antik hamamlar ve termalleri konu alan bir araştırma yapar. Bu araştırmadan döndüğünde kararını vermiştir. Bunlardan bir tane de Milano’da açacaktır.
Carfi, mimar Stefania Scarpa ile tanışır ve Türk hamamı projesini birlikte geliştirirler. Arap kültürünü tanıyan Scarpa ve bir diğer mimar Francesca Marazzini’nin projesi Hamam della Rosa / Gül Hamamı, kadınlara ait bir mekan olarak gelişir. Şimdilerde de ağırlıklı olarak medya mensupları, modacılar ve üst düzey yöneticilerden oluşan bir müşteri profiline sahipler. Bunun yanında anneler ve öğrenciler de hamamın müdavimlerinden. Üç ortağın söylediğine göre, İtalyanların yanı sıra Koreliler, Japonlar, Güney Afrikalılar da hamama ilgi gösteriyor. İsviçreli kadınlar da grup halinde geliyor.
Hamam della Rosa 450 metrekarelik alan üzerine kurulu ve iki kattan oluşuyor. Duvarlar beyaz, çok fazla aksesuvar yok. Orta Asya’dan getirilen el işi birkaç halı, sedirler ve dövme demirden mobilyalar mekanı tamamlıyor. Üst kat kafe olarak hizmet veriyor. Bu kafede Kuzey Afrika mezelerinden tatmak mümkün. Zaten yakın gelecekte ortaklar burada Doğu ülkelerinin kültürlerini tanıtacak bir dizi etkinlik gerçekleştirmeyi tasarlıyor. Kafenin bir diğer işlevi de, eşlerini ya da sevgililerini bekleyen erkekler için bir oyalanma alanı olması. Erkeklerin hamamla ilişkisi kafeyle sınırlı, o da zaten sadece hafta sonları...
Alt kattaki Türk hamamına merdivenle iniliyor. Hamama gelen müşteriler soyunup peştemal ve hamam terliklerini teslim alıyor. Hamam keyfine ilk adım, 30 derece sıcaklıktaki tepidaryumda atılıyor. Burada geçen yaklaşık yarım saatin ardından vücuda, kakao yağı ve kil karışımı özel bir sabun sürülüyor. Bu sabunun dinlendirici bir etkisi var.

Daha sonra geçilen kaldaryumda sıcaklık 50-55 derece dolayında. Yüzde 100 nemli bir ortam. Burada 5 ila 10 dakika kalınıp tekrar tepidaryuma dönülüyor. Yeşil çay, Fas mutfağına özgü tuzlular, badem, fıstık ve bal eşliğinde yorgunluk atılıyor. Daha sonra duşa geçiliyor ve sabundan arınılıyor.
Sıra "pealingöde. Fas’tan getirilen hamam keseleri ile yapılan keseleme yaklaşık yarım saat sürüyor. Bir sonraki aşama, hidromasaj havuzu. Burada müşteri istediği kadar kalabiliyor. Tekrar tepidaryuma geçildikten sonra, genç kızlar gül kremi ve badem yağı ile müşterilere masaj yapıyorlar. Hamam turunda son durak ise "rahatlama odası". Sedirlerin çevrelediği bu mekanda istenirse cilt temizliği ve masaj servisi de sunuluyor. Burada gitgide gevşeyen ve yorgunluk atan hanımların kimi sohbet ederken, kimi biraz uyumayı tercih ediyor. Tunus’tan her hafta sonu getirilen nane çayı ya da papatya çayı servisi burada veriliyor. İki saat kadar süren hamam sefasının maliyeti kişi başına 45 euro (yaklaşık 50 milyon TL).
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde hamamın üst katında çeşitli ülkelerden gazetecilerin çektiği, Afgan kadınların portrelerinden oluşan fotoğraf sergisi açıldı. Ayrıca Afgan kadınların yaptığı el işlerinden örnekler de satışa sunulacak. Satıştan elde edilen gelir Afgan kadınlarına yardım amacıyla kullanılacak.




CUMARTESİ