Moda dünyası yeşilleniyor

Moda dünyasının özellikle son 20 yıldır, pek de çevre dostu olduğu söylenemez. Hızlı modanın gelişimi gardıropları tıka basa doldurdu, el emeğine verilen değer azaldı, baş döndüren bir hızla değişen trendler üretilenlerin tam olarak tüketilmeden atığa dönüşmesine sebep oldu. Zararlı kimyasallar içeren ve geri dönüştürülemeyen materyaller, sadece çamaşır makinelerimizde bıraktıkları mikrofiberlerle bile önce su yollarının sonra okyanusların kirlenmesine yol açtı. Neyse ki haberler yalnızca söylenecek kötü şeylerden ibaret değil. Zira geçtiğimiz ay düzenlenen moda haftaları gösterdi ki, büyük marka ve tasarımcılar “yeşil aydınlanma” yaşıyor, ya da en azından çevreye duyarlı da olabileceklerini kanıtlamaya çalışıyor.

Dior ve Stella McCartney’den önemli adımlar

Çevreye duyarlı koleksiyonlar yaratma konusunda moda dünyasının öncüsü  Stella McCartney diyebiliriz. Tasarımcı, koleksiyonlarda hiçbir zaman gerçek deri ve kürk kullanmıyor, Paris Moda Haftası’nda tanıttığı son koleksiyonun ise bugüne dek hazırladığı en sürdürülebilir koleksiyon olduğunu söylüyor. 2020 yaz koleksiyonunun yüzde 75’i, çevre dostu, sürdürülebilir materyallerden oluşturulmuş. Onun Paris’te attığı bu duyarlı adımları takip eden bir başka tasarımcı da Dior’un kreatif direktörü  Maria Grazia Chiuri. Ancak Chiuri, meseleye başka bir yanından daha bakıyor. Dior 2020 İlkbahar-Yaz şovunun dekoru olmak için Avrupa’nın farklı şehirlerindeki fidanlıklardan gelen 164 ağaç, defile bittikten sonra şehrin farklı yerine dikildi. Dior, defile kulislerinde tek kullanımlık plastiğe yer olmadığının ve kumaşlarının her zamankinden daha sürdürülebilir olduğunun da altını çiziyor.

Kıyafetler yakılmayacak

Geçtiğimiz yıllarda, satılmayan koleksiyonlarını ucuza satılmasın diye yakarak imha ettiği ortaya çıkan Burberry, geri adım attı ve elde kalan ürünleri bağışlayacağını ya da geri dönüştüreceğini açıkladı. Markanın son dönemdeki önemli tahayyütlerinden biri de gerçek kürk kullanmayacağını açıklamak oldu.

Etiketleri okuma sanatı

Kıyafet etiketlerini okumak da artık en az gıda etiketlerini okuyabilmek kadar önemli. Ne de olsa “Ne giyersen o’sun” dönemi de yaklaşıyor. Satın aldığınız bir kıyafetin çevre dostu olup olmadığını anlamanın kolay yolları var.

Tamamı tek bir malzemeden yapılan ürünler (örneğin %100 ipek) çok daha kolay geri dönüştürülebilir. Çünkü çoğu geri dönüşüm tesisi, karışık lifli ürünleri ayrıştırmak yerine doğrudan çöpe atıyor.

Olabildiğince; yün, organik ya da geri dönüştürülmüş pamuk, keten ve TENCEL gibi materyalleri tercih etmeye çalışın. Geri dönüştürelemeyen naylon, elastan ve polyester gibi petrol bazlı kumaşlar çevreye zarar verir.

Bir kıyafetin etik değerlere bağlı bir şekilde üretilip üretilmediğini etiketten anlamak zor olabilir ama markaların web siteleri size bu konuda fikir verebilir. Aklınızda tutabileceğiniz belli başlı güvenilir sertifika kurumları ise: Fair Wear Foundation, Fairtrade ve SA8000 Standard, Ecocert, Oeko-Tex.

Elaidi de çevreye duyarlı kumaşı seçti

Mehtap Elaidi, doğaya saygılı koşullarda üretilen LENZING ECOVERO viskon elyafı içeren kumaşlarla tasarladığı kapsül koleksiyonunu Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’da tanıttı. Kontrollü ormanlık alanlardaki ağaçlardan elde edilen bu materyal için sıradan viskona göre yüzde 50 daha düşük gaz emisyonu oluşuyor ve çok daha az su tüketiliyor. “Sürdürülebilirliğe vurgu yaptığımız bu koleksiyonla çevre duyarlığına ve doğada gün geçtikçe kaybettiğimiz pek çok renge dikkat çekmek istedik” diyen tasarımcı, koleksiyon için Türkiye’nin kaybolmaya yüz tutmuş çiçeklerinden biri olan ters laleden esinlenmiş.