Cumartesi Modayı borsadan takip edin!

Modayı borsadan takip edin!

16.12.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Modayı takip etmek istiyorsanız, paranızı pahalı moda dergilerine harcamanız gerekmiyor. Tek yapmanız gereken gündüzleri oturup CNBC-e'deki piyasa haberlerini izlemek

Modayı borsadan takip edin

malphan@milliyet.com.tr Eğer borsa yükselişteyse magazin programlarında da Bülent Ersoy'un minisiyle salındığını, düşüşteyse Eda Taşpınar'ın bacaklarını örttüğünü görebilirsiniz."Alaturka Star" programında Bülent Ersoy'un sergilediği bacakları, daha doğrusu etek boyu gösteriyor ki dünya borsası yükselişte. "Ne alakası var?" demeyin. Çok alakası var.Bana okulda öğretilen şeylerden biriydi bu. İster inanın, ister inanmayın, "etek boyu teorisi" diye bir şey var. Ekonomi yükselişte olduğunda etekler kısalıyor, kötü durumda olduğunda ise etekler uzuyor. Teoriyi 1920'lerde Pennsylvania Üniversitesi ekonomistlerinden George Taylor ortaya atıyor. İddiasına göre iyi dönemlerde etek boyları kısalıyor çünkü kadınlar pahalı ipek çoraplar alabiliyor. Kötü zamanlarda ise kadınların ya ucuz çorapların süslediği ya da çıplak bacaklarını kapamak için etekler uzuyor. Portföyler, hisseler, endeksler, faizler, tahviller kimin umrunda, değil mi? Eğer moda (ya da kadınların bacaklarına bakmak) birazcık sizi ilgilendiriyorsa, bunlar da umrunuzda olmalı! Modayı takip etmek istiyorsanız, paranızı pahalı moda dergilerine harcamanız gerekmiyor. Tek yapmanız gereken gündüzleri oturup CNBC-e'deki piyasa haberlerini izlemek. Tarih bu teoriyi hep doğruladı. Mini eteğin yaygın olduğu 1920'ler ve 60'larda borsa iyi durumdaydı. 30'lar (örn: Büyük Bunalım) ve 40'larda ise borsa öyle bir düşüşteydi ki, yolda yürürken kadınların eteklerine basıp düşmemesi bir mucizeydi.Teori 1987'de yine gündemdeydi. Sokaklar mini etekli kadından geçilmiyordu ve borsa çok yükselmişti. Ancak aynı yıl ekimde büyük bir kriz yaşandı. Tam da bu sırada Bill Blass gibi tasarımcılar mini eteğin gülünç göründüğüne kanaat getirmişti. Etek boyları uzadı, borsa düştü. Tesadüf mü? Erkek giyimi de bu konuda kristal küre görevi görebilir. Ekonominin düşüşte olduğu zamanlarda erkekler eski takım elbiselerini canlandırmak için daha canlı renklerde kravatlar takıyor çünkü yeni takım elbiseye verecek paraları olmuyor.İnsanların satın aldığı bazı şeylere bakarak da borsa tahmini yapılabileceği iddia ediliyor. Kadınlar ekonomiyle ilgili endişe ettiklerinde ruj gibi nispeten düşük fiyatlı lüks ürünleri alıyormuş. Ne kadar çok ruj satılırsa, hisselerin durumu o kadar kötü yani. Borsanın hızla düştüğü 2001'de ruj satışları çok yüksekmiş örneğin. "Etek boyu teorisi"nin bugüne dair sağlamasını yapacak olursak, şu anda dünyanın merkezi diyebileceğimiz New York borsası yükselişte. Etek boyları da kısaldı, birçok mağazanın askılarını mini etekler süslüyor. Teorimiz doğru. Özellikle yazın bu kısalma daha da belirginleşecek. Yani New York borsasının daha da yükselmesini bekleyebiliriz. Türkiye borsası ise çok mükemmel bir durumda değil, e zaten sokakta da mini etekli kadına rastlamak pek mümkün değil. Kurban olayım Bülent ablam sana! Kadınların etek boyuna bakarak yatırım kararları almak yapılacak en akıllı iş değil belki... Ama bir dahaki sefer, sokakta yürürken en azından bir bakmakta fayda var! Ekonomik gelişmeyi açıklayan bir de "sutyen bedeni teorisi" var. O da başka yazıya artık... Erkek giyimini de koklayın Bizim politikacıların sürekli takım elbise giymekten dünyaları şaşıyor. Hafta sonlarında bir yerlerin açılışına katılacak ya da bir yerlerde konuşma yapacak olurlarsa, işte buralara ne giyeceklerini bilemiyorlar. "Spor giyinme" kisvesi altında şu meşhur "gri" takım elbiselerini çıkarıp yerine birbiriyle alakasız desen ve tonlarda gömlek ve ceketler giyiyorlar. Spor giyinmekten anladıkları tek şey kravatı çıkarmak. Kravatı çıkarmanın yettiğini düşünüyorlar. Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz cumartesi günü Kocatepe Üniversitesi'ni ziyarete giderken giydiği kıyafete bakın: Kahverengi çizgili bir ceket, içine kareli bir gömlek, altına siyah kumaş pantolon ve taba rengi kösele ayakkabılar. Ya Deniz Baykal'a ne demeli? Yeşil üzeri açık yeşil çizgili bir gömlek, üzerine küçücük kareli bir ceket. Bu bayramlıklardan vazgeçmek lazım. Politikacıların spor giyimden anladıkları Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu son iki haftadır Bakanlar Kurulu toplantılarına yeşil kıyafetlerle katılıyor. Yeşil doğanın güçlü enerjilerini, büyümeyi, yayılma ya da gelişme arzusunu içinde barındıran bir renk. Gelişmek için değişim ve dönüşüm şart; bu yüzden değişimi destekleme işi yeşilin enerjisinin bir parçası. Hayatınızın dengeye oturmasını istiyorsanız, değişime ya da gelişmeye ihtiyacınız varsa, yeni fikirler bulmak için özgürleşmeniz gerekiyorsa veya başkalarının talepleriyle bağlantılı korku ve kaygılardan korunmak istiyorsanız hayatınızda yeşile yer açın. İlk bakan olduğunda çocuk köyünde tecavüz skandallarının yükü altına girip suçlamalarda parmakla gösterilen kişi haline gelen Nimet Çubukçu son dönemde kadına şiddete karşı savaşta aktif rol oynamaya başladı. Önceden her daim siyah ve gri, çok nadir beyaz ceket-etek takımlarla silik bir görünüm çizen Çubukçu'nun son haftalarda "yeşillenmesi" boşuna değil. İçinde bulunduğu dönüşümü bu renkle yansıtıyor ve doğanın kanunu olduğu iddia edilen kadının ikincilliğini yine doğanın rengiyle yıkmaya çalışıyor. Şimdi yeşillendi Nimet Çubukçu