Cumartesi Napolyon'un 240 çift eldiveni vardı

Napolyon'un 240 çift eldiveni vardı

01.04.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Napolyonun 240 çift eldiveni vardı

malphan@milliyet.com.tr İlk çağlarda eldivenler elleri korumak amacıyla, ortaçağda ise güç ve refahın simgesi olarak giyiliyordu. Sıradan insanlar parmaksız eldivenle yetinmek zorundaydı. 13'üncü yüzyılda Avrupalı kadınlar süs olarak eldiven giymeye başladı.16'ncı yüzyıla kadar eldivenler sade bir görünüme sahipken, Kraliçe I. Elizabeth'in nakışlı ve taşlarla süslü eldivenler giymesiyle daha gösterişli bir hale büründü. Nakışlı ve taşlı eldivenler aynı zamanda imparator ve kralların rütbesine işaret eden simgelerden de biriydi. Kral II. Henry 1189'da başında tacı, üzerinde cüppesi ve ellerinde eldivenleriyle gömülmüştü. 1797'de mezarı açılan Kral John ve 1774'te mezarı açılan Kral I. Edward'ın da eldivenli gömüldüğü görülmüştü. Dirseklerin üzerine kadar uzanan opera eldivenleri ilk Napolyon döneminde popüler oldu. Napolyon bir eldiven tutkunuydu, gardırobunda 240 çift eldiven vardı.19'uncu yüzyılda sosyetedeki kadınlar ve erkekler hem kapalı yerlerde hem de açık alanlarda eldiven giyiyordu. Hollywood'un altın çağında kimi aktrisler sokakta eldivensiz yakalanacaklarına ölmeyi tercih eder bir haldeydi. Ellerinin görünümünden nefret eden Vivien Leigh mümkün olan her ortama eldiven giyiyordu. Eldiven denince akla ilk gelen aktrisler Audrey Hepburn ve Marilyn Monroe idi. Eldivenler uzadı, kısaldı, farklı formlar aldı ama hiçbir zaman demode olmadı aslında. Tabii önümüzdeki aylarda yıllardır olmadığı kadar popüler olacak. Sembolize ettiği her şeyle beraber... Balenciaga, Dior ve Valentino 1947'den beri opera eldivenlerini stillerinin bir parçası haline getirmiş markalar. Şimdi de 2007-2008 sonbahar-kış koleksiyonlarında Alberta Ferretti'den Zac Posen'a, Marni'den John Galliano ve Armani'ye kadar birçok marka eldivene yer verdi. Dirsekte biten deri eldivenler ağırlıkta ancak Martin Margiela gibi bazı tasarımcılar daha deneysel işler çıkarmış: floresan renkli kol-eldiven arası modeller... Marni'de parmaksız, uzun, süet eldivenler dikkat çekti. Dove 10 farklı ülkeden genç kızlar ve kadınlarla görüşerek bir güzellik araştırması yaptı. Ortaya çıkan sonuçlar pek parlak sayılmaz. Kadınların sadece yüzde 2'si kendilerini oldukları halleriyle güzel buluyor. Genç kızların yüzde 92'si görünüşlerinde en az bir şeyi değiştirmek istiyor. Yüzde 67'si görünüşleriyle ilgili kendilerini kötü hissettikleri için bazı sosyal etkinliklerden kaçınıyor.Bu maddelerden en fecisi sonuncusu. Bu demektir ki güzellik meselesi insanlar üzerinde ciddi bir sosyal baskı. Bunun sonu kendini eve kapamaya kadar varıyor. Neden ne? "Çirkinim" kaygısı.Güzel olma arzusu insanlığın başlangıcından beri var: "Her insanın üç dileği vardır: Sağlıklı olmak, dürüst yollarla zengin olmak ve güzel olmak" (Plato). En azından Plato'dan beri var.Vardı ama hiç bu kadar ulaşılamaz olmamıştı belki de. Estetik cerrahi ile bilgisayar teknolojisinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla beraber doğal güzellik solda sıfır kaldı maalesef. Kopyası aslını geçer misali... (İyimserler "kopyası aslını yüceltir" diyerek avutabilirler kendilerini.) "Her insanın üç dileği vardır: Sağlıklı, zengin ve güzel olmak" Dove'un kampanya filminde sıradan bir kadının makyaj, saç uygulamaları ve bilgisayar rötuşları yoluyla neredeyse Gisele Bündchen'e "dönüştüğünü" görüyoruz. Uzun zamandır biliyoruz ki o dergilerde, billboard'larda gördüğümüz "güzeller" gerçekte o kadar güzel değil. "Evet biliyorum. Neden bahsettiğimle ilgili en ufak bir fikriniz yok. Güzellik çoktandır yok oldu. Kelimelerin gürültüsü altında kayıp gitti, Atlantis kadar derinlere battı. Geriye kalan tek şey sözcük, anlamı yıldan yıla yiten sözcük" demiş Milan Kundera. Doğru söze ne hacet.Etrafımızdaki bu "güzel" görüntüler bir efsaneden ibaret. Onların güzelliği Afrodit hikayeleri gibi: uydurma. Güzellik, multimilyar dolarlık endüstrilerin güzellik imajları yaratmak ve kadınlardan oluşan kitlelere bunları yedirmek için kullandığı bir uydurmaca. Güzellik kadınları erkeklerin onları görmek istediği yere, güç yapısının dışına itiyor. Kapitalizm ve ataerkil toplum güzelliği kültürel tüketime yönelik tanımlıyor; düşmanlık ve arzu yaratmak için güzellerin görüntülerini her yere yapıştırıyor. Bu görüntülerin teşvik ettiği açgözlülük, para kazanma ve statükoyu koruma amaçlarına hizmet ediyor.Her şeye rağmen kimse güzele bakmayı ve baktığı şeyden zevk almayı bırakmadı. Güzele bakmamak ağlayan bir bebeğe dönüp bakmamak kadar zor. Tabii burada kadınların da suçu var. Kadınlar da güzellik endüstrisinden yararlanıp güzelliğin onlara verdiği gücü "en iyi şekilde" kullanmıyor mu?Dove'un "Gerçek Güzellik Kampanyası"nın amacı medyada yer alan "güzel" kavramının sorgulanmasını ve her gün daha fazla kadının kendini güzel hissetmesini sağlamak. Umarım bir fark yaratılır.İnsanların güzel olanı neden bu kadar arzuladığı sorusuyla karşılaşan Aristo, "Kör olmayan herkes aynı şeyi sorabilir" cevabını vermiş. Tamam, bunu engellemek mümkün değil, zaten engellense bu da bir tür ayrımcılık olur. Biz iyisi mi bu güzellik arzusunu fazla abartmayalım. Abartılacak bir yanı yok. Kadınlar da bunu kullanıyor Nükhet Duru birazdan Çin Yeni Yılı'nı kutlayacak. Belki biliyorsunuz, belki bilmiyorsunuz ama Çinliler kendi yeni yıllarını kutlarken gelenekleri gereği kırmızı kıyafetler giyiyor. Çünkü Çinliler için kırmızı, mutluluk ve neşeyi temsil ediyor. Eğer kırmızı giyerseniz etrafınızdaki insanlara mutluluk ve neşe saçarsınız. İnsan ancak Çin Yeni Yılı'nda ve Çin'deyse baştan aşağı kırmızı giyinir herhalde. Ama bu fotoğraf geçen hafta çekilmiş ve Çin Yeni Yılı 18 Şubat'taydı. Nükhet Duru tarihleri karıştırmış olmalı. Çin Yeni Yılı geçti