Cumartesi"O TIR'dan atlamak istedim, oyunculuk sonradan geldi"

"O TIR'dan atlamak istedim, oyunculuk sonradan geldi"

20.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Saçlarımı inattan kazıttım"

O TIRdan atlamak istedim, oyunculuk sonradan geldi






İpek Değer'i ilk kez iki yıl önce "İkinci Bahar" dizisinde izlemiştik. Orada zengin bir ailenin Ozan Güven'le Amerika'ya kaçmaya hazırlanan kızı rolüyle dikkatleri üzerine çekmişti.
Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Modern Dans Bölümü'nü bitiren Değer, "İkinci Bahar"dan önce Şehir Tiyatroları'nda çalıştı, koreografi yaptı, reklamlarda oynadı. Bu arada Jackie Chan'in "Altın Yumruk İstanbul'da" adlı filminde de rol aldı. Çekimler sırasında Jackie Chan'in kucağında, yanan bir tankerden başka bir araca atladı.
İpek Değer bu hafta gösterime giren, yönetmenliğini Paxton Winters'ın yaptığı "Fırsat / Crude" filminde Mardinli bir ağanın özgürlüğüne düşkün kızını canlandırıyor. Genç oyuncuyla rol aldığı, Kanal D'de yayınlanacak "Kampüsistan" dizisinin çekimlerinin yapıldığı sette konuştuk.


İyi ama yorucu. Dış çekimlerin bazılarını Marmara Üniversitesi'nin Haydarpaşa kampusunda, bazılarını da İstanbul Üniversitesi'nin Avcılar kampusunda yapıyoruz. Ev çekimlerinden biri Polonezköy'de oluyor. Ne kadar çok mekan kullandığımızı şöyle anlatayım. "Kampüsistan"da öğrencisi olduğum konservatuvarın kantininin dış çekimleri Haydarpaşa'da, iç çekimlerini başka bir yerde oluyor. İzleyiciler bizim binadan içeri girdiğimizi görecekler; oysa biz bu bir saniyelik görüntü için semt değiştirmiş olacağız. Bu yüzden de çekimler hayli uzun sürüyor. Sabah 09.00'da girip gece 02.00'ye kadar çalıştığımız oldu.


Sanırım bu, onun ilk oyunculuk deneyimi. Bir konservatuvar mezunu olarak hep aynı şeyi söylemişimdir. Bu işi yapmak için illa da eğitime gerek yok, önemli olan bütün ilgi ve dikkatini aktarabilmek. Mesela Şener Şen de konservatuvar mezunu değil ama kimse onun için kötü oyuncu diyemez.


Bu filmin bana bir yararı oldu. Türkiye'de ve dünyada bir kural vardır: Oynadığınız rol üstünüze yapışır. Az kalsın "İkinci Bahar"dan sonra bu benim başıma gelecekti. "Fırsat" sayesinde bunu yıktım.


Türkiye'de oyunculuk yapmayı hiç düşünmüyordum. Çünkü buradaki şartlar bence yeterli değildi. Şu aralar değişti ama ben öğrenciyken "Ah, ben orada olsaydım" dediğim hiçbir proje yoktu.


Şans. Ben Hollanda'da bir atölye çalışmasına giderken uçakta bir arkadaşım vardı. Onun da bir arkadaşı yanındaydı. Orada bir merhabalaştık. Meğer adam yönetmen asistanıymış. Reklam filmi çekiyorlarmış. Aradan aylar geçti, beni bir kafede gördüler ve çektikleri film için kast çekimine soktular. O reklam filminde çalıştığım insanlardan Jackie Chan filmine teklif geldi. Sonradan çektiğimiz reklam filminden de "İkinci Bahar"a teklif geldi.


Baktığınızda ana karakterler Şener Şen ve Türkan Şoray'dı. Ama yan karakterlerin üzerinde de o kadar çalışılmış ki zamanla onlar da ortaya çıktı. Yavuz Turgul'un da mantığı bu diziyi bir film gibi düşünüp yan karakterleri ince ince işlemekti. Son sene geldim ama benim gelmem için iki sene hazırlık yapılmış. Dizide ben girene kadar Ozan Güven ve Ekim Yücel'in yanlarında kız yoktu. Ne bir arkadaş, ne bir sevgili. Hepsi sonradan gelecek kız için hazırlıktı.


Güvenle alakalı bir şey. Ben dublörsüz oynamak istemedim, oradan atlamak istedim. Oyunculuk bölümü ikinci sırada geliyordu. Yapılan şeyin bütün olduğuna inanırım. Bir şeyi yapıyorsam her bölümünü yapmalıyım. En azından denerim.


Evet. Hatta saçımın fotoğrafını çekip orada bir kızın saçını aynı şekilde kesmeyi düşünüyorlardı.


Şeker biri. Farklı bir kültürden. Onu hemen anlıyorsunuz. Daha kesin ve netler. Çok iyi niyetli davranıyorlar. Nasıl "İngilizler daha soğuktur" deniliyorsa onların da kendilerine özgü bir tavırları var.


Pek değil. O tarz filmlerden "Kaplan ve Ejderha"yı çok beğenmiştim. Onun gibi birkaç tane daha var. Dövüş sporlarına ilgi duyuyor ama bir şey yapmıyordum. Yavaş yavaş onlara da başlıyorum. Amerika'da modern dans okuyanlar mutlaka bir tane dövüş sporu öğrenmek zorundadırlar.


Ferzan Özpetek. Ona bayılıyorum. Çok iyi bir yönetmen. Onun dışında Sinan Çetin güzel işler yapıyor. Bir de Zeki Demirkubuz. Ben aslında yapılması mümkün olan her işte çalışmak istiyorum. Mesela çok iyi öğrenci filmleri var. Onlarda rol alıyorum.


Doğru. Orada da spastik, konuşamayan bir kızı canlandırmıştım. Küçük ekipli işleri çok severim. Orada her şeyi yapabiliyorum. Mesela "Fırsat" filminde bir ateş sahnesi var. Normalde bunu prodüksiyon ayarlar ama hepimiz gidip odun topluyorduk. Kalabalık kadrolardan da korkarım. Bu dizi ekibiyle karşılaştığımda da çok korktum. "İnsanlarla konuşmadan, nereye kaçabilirim?" diye düşündüm.


Alıyor ama reyting önemli değil. Sponsorumuz da devam etmemizden yana. Orada çok eğleniyorum. Ekip çok güzel. Bir de herkes çok genç. "Hadi yurtdışına gidelim" diyoruz. Atlayıp gidiyoruz. Ben aynı zamanda dalıyorum. "O zaman dalışlı bir program yapalım" diyorlar. Araba yarışlarına gidiyoruz. Türkiye'yi bayağı dolaştık.


Sene başında Türkiye'yi dolaşmayı dilemiştim. "Mobil Hayat"la gezmediğim çok az yer kaldı. Konya, Kapadokya, Diyarbakır... Bunun dışında "Fırsat" sayesinde de Ağrı ve Kars'a gittim. Kabul edildi yani bu dileğim.


Evet. "İkinci Bahar"da kısa olması gerekiyordu. "Mobil Hayat"ta da modern kadın diye kısa olması gerekiyordu. Ama artık sıkıldım, uzatmayı düşünüyorum.


Bir dönem uzundu. Ben saçlarımı inattan kestirdim. Kazıttım hatta. Konservatuvarda bale dersi vardı. O derste kuraldır, etrafta saçının uçuşmaması lazım. Ben de topuz yapmak istemiyordum. "Tamam, o zaman uçuşmayacak" dedim ve üç numara kazıttım saçlarımı.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler