Cumartesi Ortaköy'ün yeni İtalyan lokantası

Ortaköy'ün yeni İtalyan lokantası

21.10.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ortaköy'de açılan Meditrina çoluk çocuk gidilebilecek bir lokanta. Dekoru güzel, manzarası nefis, mönüsü ise çok zengin

Ortaköyün yeni İtalyan lokantası

Yıllardır günüm Ortaköy'de geçiyor. Deniz kenarında böyle bir lokanta açıldığının farkında değilim. İsim aklımda kalmadı... Rastladıklarıma "İsmi Medi... gibi olan bir lokanta varmış" diye soruyorum. Bilen yok. Denizin kenarında dolaşıyorum... Lokanta yok.Neyse... Yine Sanem Erdil Gülümser sayesinde beni davet ettiği lokantanın yolunu buldum.Ortaköy'de vapur iskelesinin hemen yanında görkemli bir bina var. O bina Dolmabahçe Sarayı ve Ortaköy Camii inşaatını yapan Balyan ailesinden Vensan Kalfa'nın binası. Binanın alt katında House Cafe açıldı. Ana binanın, Radisson SAS oteline doğru olan duvarının dibindeki ek yapı kat kat onarılmaya başlandı. Deniz üzerindeki bu ek yapının alt katı House Cafe'ye eklendi. Üst katında Banyan isimli lokanta var.İtalyan Lokantası Meditrina, işte o binanın ikinci katında açılmış. Yıllar önce gazetenin ekonomi servisinde birlikte çalıştığım Sanem Erdil Gülümser beni Ortaköy'de, deniz kenarında yeni açıldığını söylediği bir İtalyan lokantasında, Meditrina'da yemek yemeye davet ettiğinde kafam karıştı. Kapıdan girince lokantanın dekoru, iki cephedeki pencerelerden Boğaz'ın görünümü etkileyici.İtalyan lokantaları genelde basit dekora sahip olur. Meditrina'nın dekoru basitlik bir yana, güzelliğiyle insanı etkiliyor.Dekor Nazlı Gönensay'ın dekoruymuş. Yerler büyük parça travertenlerle kaplanmış. Tavanda güzel bir tahta işçiliği var. Özel çizim rahat koltuklar, sedirler, sağda uzanan iki cepheli bir bar tezgahı ile ferah, insanın içini açan bir salon ortaya çıkmışMekanın avantajı binanın konumu. Lokantanın bir yanındaki pencereden Boğaz, Anadolu yakası ve Topkapı görünüyor. Yan tarafı boydan boya kaplayan pencerelerden Ortaköy Camii, Ortaköy Meydanı ve Boğaz'ın öte yanı seyrediliyor.Pencere önünde olmayan masaların da manzaraya hakim olması lokantanın avantajı.Bir masaya oturduk. Örtüsü, peçetesi bembeyaz. Pamuklu ve ütülü. Tabakların altını çevirdim baktım. İngiliz. Çatal bıçak ithal. Bardaklar iyi seçilmiş.Ben açılan her yeni lokantayı iktisatçı olarak değerlendiririm. Görülen o ki yatırımda cömert davranmışlar. Ama harcanan para iyi kullanılmış. İnşallah iyi iş yaparlar da yatırımcısı da çalışanı da mutlu olur. Dekoru etkileyici Yatırımı yapanlar ve işletenler de lokantadaymış. Tanıştım. Çok da memnun oldum. Genç genç, güzel güzel insanlar. Barış Gökahmetoğlu ile Deniz-Ercan Uysal ve Sabit Arslan bu işe ortak olarak başlamış, ortak olarak yürütüyor.Deniz'in (Kalafat) kızımın okul arkadaşı olduğunu fark ettim. Küçüklüğünden tanıdığım, daha sonra yabancı sermayeli bir büyük firmada ürün müdürü olarak başarısını duyduğum hanım şimdi lokanta işine girmiş.Önce Meditrina'nın ne demek olduğunu sordum. Meditrina, Romalıların şarap, sağlık ve uzun ömür tanrıçasıymış. Akdeniz'e yabancılar "Mediterranean" diyorlar ya, işte bu isim Meditrina'dan geliyormuş. Şarap ve sağlık tanrıçası Bana bir not verdiler. Bu notta Meditrina hakkında bakınız neler yazıyor: "Eski Roma'da her ekim ayında bağbozumu döneminde Meditrina şerefine bir festival düzenlenir, eski ve yeni şaraplar birbirine karıştırılarak içilirmiş. Bu karışımın kutsal ve şifalı olduğuna, insanları kötülük ve hastalıklardan koruduğuna ve kurtardığına inanılırmış."Lokantanın ortaklarından Sabit Arslan, daha önce De Mario ve Doors Grubu lokantalarında çalışmış, deneyimli bir "İtalyan mutfağı" şefi.Lokantanın mutfağını dolaştım. Büyük, tertemiz bir mutfak yapmışlar. O büyük mutfağa göre de zengin bir mönü hazırlamışlar. İtalyan lokantasında ne varsa mönüde var.Ekmeklerini, hamur işlerini kendileri yapıyor. Pizza fırınları var. Çok güzel pizza hazırlıyorlar ama Meditrina bir pizza lokantasının ötesinde "fine dining" türü bir lokanta. "Fine dining" türü bir lokanta Ricotta, prosciutto, soğuk et ürünleri tabağı, kızartılmış kalamar ve kabak, fırında pişirilmiş domates ve mozeralla peynirli patlıcan, marine edilmiş ahtapot karpaçyo gibi klasik giriş tabakları var (10-22 YTL arasında).Yeşillik üstü, peynirli, tavuk ve dana etli salata çanakları 16-24 YTL arasında. Risotto (İtalyan pilavı) ve kendi yapımları pasta (makarna) çeşitleri (20 YTL dolayında) konusunda iddialılar. Tavuk, dana ve balık ile hazırlanan ana yemekleri 28 YTL dolayında.Odun ateşinde hazırlanan pizzalarının hamuru ince ve kıtır. Saydım, 14 çeşit pizza hazırlıyorlar.Masaya otururken Mine Esen isminde salon sorumlusu bir hanım güler yüzüyle ilgilendi. Salon şefi Taner Büyüksağanak ile yardımcısı Haşim İzgi servisin düzgün olmasını sağladı. 14 çeşit pizza hazırlıyorlar Meditrinacılar şarap kavları ile övünüyorlar. Kavaklıdere firması, eski yıllara ait şarapları gönderme vaadinde bulunmuş.Eski yıllara ait olmayan kaliteli kırmızı şarapların şişesi 65, beyazların 55 YTL.Değişik marka İtalyan ve Fransız şarapları da bulunduruyorlar. Kırmızı İtalyan ve Fransız şaraplarının şişesi 100-135 YTL dolayında. Ünlü Barolo Docg 1999'un şişesi ise 249 YTL. Beyaz Fransız ve İtalyan şarapları daha ucuz.Meditrina her gün 12.00'den 02.00'ye kadar açık. Akşamüzerleri uzun, iki taraflı bar tezgahının etrafındaki yüksek iskemlelerde tüneyerek Boğaz'a karşı oturmak da pek keyifli.Çoluk çocuk gidilebilecek bir lokanta. İçki hariç kişi başı en az 30-40 YTL ödemeyi göze alanlara tavsiye ederim. Şaraplarıyla övünüyorlar