Cumartesi‘Sahnede ölsem de fark etmez’

‘Sahnede ölsem de fark etmez’

27.10.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

İspanyolca albümü "Libre" kasımda, İngilizce albümü "Mended" da ocakta çıkacak olan Mark Anthony yalnızca Milliyet’e konuştu

‘Sahnede ölsem de fark etmez’

‘Sahnede ölsem de fark etmez’

İspanyolca albümü "Libre" kasımda, İngilizce albümü "Mended" da ocakta çıkacak olan Mark Anthony yalnızca Milliyet’e konuştu

‘Sahnede ölsem de fark etmez’
MEFARET AKTAŞ

İnsan işyerinde birden "20 dakika sonra ‘Marc Anthony Bey’ sizi arayacak diye bir telefon alınca heyecanlanıyor tabii. Bay Anthony arayıp, 20 dakikalık röportajı menajerine rağmen 40 dakikaya çıkarınca, sonunda da "Ben yıllardır Türkiye’ye gelmek istiyorum. Bu röportajdan sonra artık gelince seninle tanışmayı çok isterim" deyince iyice eli ayağına dolaşıyor. Marc Anthony Bey, tüm dünyada albümleri en çok satan adamlardan... Jennifer Lopez’le düet yapan, Nicolas Cage’le, Salma Hayek’le başrol oynayan, 20 yıldır salsa söyleyen, yeni kuşak salsa kralı olan, son dönem pop ilahlarından... Pek çok müzik yazarı için önem taşımayan sıfatlar bunlar. Benim içinse çok önemli. Çünkü ben onun şarkı söyleyişine, kendisinin de itiraf ettiği o "elini attığı her işteki tutkusuna", aktörlüğüne -ve tabii ki seksi hallerine- hayranım. Uzun zamandır beklediğim bu röportaj sonunda gerçekleşti. İngilizce albümü "Mended" ocakta, İspanyolca olan "Libre"
ise bu yıl kasımda çıkacak olan Anthony ile en iyi röportajlarımdan birini yaptım. Bu röportajda söylediklerinin büyük çoğunluğunu daha önce hiçbir yerde söylemedi. Açlıktan uyuyamadığı günleri, ailesini, Tito Puente’yle olan baba-oğul ilişkisini, Türkiye’ye gelmeyi uzun zamandır kafasına taktığını, geleneksel Türk müziğini dinlediğini biliyor muydunuz mesela?

Müslümanlara destek verdi
Son single’ınız "Tragedy" 11 Eylül’den birkaç hafta önce çıkmıştı. Olayların ardından siz single’ı geri çekmek istediniz.
Evet. New York’ta doğan, Dünya Ticaret Merkezi’nden iki blok ötede büyüyen biri olarak "Tragedy" adında bir parçanın tanıtımının nasıl yapılacağı konusunda çok duyarlıyım. Tahmin edersin ki bu parçanın aslında bu konuyla uzaktan yakından ilgisi yok. Bu sonuna yaklaşan bir aşk ilişkisi hakkında. Adam "İlişkiler biter, bunu bir trajedi haline getirmeye gerek yok" diyor.

11 Eylül’den sonra Müslümanlar için hayat zor mu ABD’de?
Evet, çok zor zamanlar geçirdiler. Ben de daha yeni bu konuyla ilgili bir kamu duyurusu yaptım. Irkçılığa karşı bir televizyon reklamı... Yalnızca farklı göründükleri, konuştukları için insanlara saldırgan davranılamayacağını söyledim. Müslümanlar kendilerini biraz izole edilmiş hissediyorlar şimdi burada. Ben de çıkıp halka "Bu böyle olmaz.
Amerika böyle bir yer değil" dedim.

"ABD’de beni yabancı sandılar"
Siz de Porto Riko asıllısınız. Büyürken ırkçılıkla karşılaştınız mı?
Hayır, çünkü izin vermedim! Buna izin vermem de. Ben savaşçı, kavgacı biriydim. ABD’de doğdum ve büyüdüm. Aslında bir şekilde ilk pop albümüm çıktığında böyle bir tecrübe yaşadım sayılır. Herkes başka bir ülkeden olduğumu sandı. Çünkü plak şirketleri beni Latin patlamasının bir parçası olarak sundu. Ve bu bir saçmalıktı. Benim için bir şaka gibiydi bu. Televizyonda talk show’lara çıkmadan önce, program görevlileri beni park yerinde yakalayıp "Programa katılabilmeniz için çalışma izni numaranıza ihtiyacımız var" dediler. Ben de "Ne cehennemden olduğumu sanıyorsunuz?" diye cevap verdim. Hayatımda ilk kez terbiyeli olmak istemedim. O zaman böyle şeylerin karşısında durmaya karar verdim. Ama ırkçılık her yerde var.

Kariyerinizin ilk günlerinde Tito Puente, Ruben Blades gibi Latin müziği efsanelerinin önünde sahneye çıkardınız. Bu müzisyenler sonra sizinle çalmaya başladılar. Puente sizin en yakın olduğunuz müzisyendi. Ölümü sizi nasıl etkiledi?
Puente benim babam gibiydi. Beni kanatlarının altına aldı. Madison Square Garden’daki ilk konserimde onun açılış sanatçısıydım. Ve ölmeden önce New York’ta yaptığı son şov benimle birlikteydi. Sahneye çıkmak zorunda değildi. Sadece geçerken, benim iyi olduğumu görmek, beni kontrol etmek için uğramıştı! Ve ben ona "Bana bu iyiliği yapmak zorundasın" dedim. O da kabul etti. Bu onun hayattaki son konseri oldu. Ruben’a gelince, ben stüdyoda onun sucusu olarak başladım bu işe! Albümlerim çıkmaya başladı ve onun konserlerinde açılış grubu olarak çıkmaya başladım. Onun meslektaşı oldum! İnanılmaz tatmin edici bir tecrübe bu. Yapmak istediğim şeyleri yapabilmek çok zordu. Kapılar hep yüzüne kapanırken sürekli "hayır" cevabıyla karşılaştıktan sonra bu duruma gelmek heyecan verici.

"Tutkum karnımı doyurmuyordu"
Bulunduğunuz yere gelmek zor oldu yani...
Kesinlikle çok zordu. Bazen çabalamaktan vazgeçip, bu işi bırakmak istiyorsun. Bazen "o bir günün" üstesinden gelmek çok zor oluyor. Şimdi de benden çok daha iyi şarkıcılar var. Ama onları hiç tanıyamayacaksın. Çünkü bu işi bıraktılar. Ben bu işi 21 yıldır yapıyorum. Çok aç kaldığım günler oldu.
Ama çok gururlu bir adamdım, bunu asla kimseye söylemedim, asla kabul etmedim. Ama aç kalmak yalnızca gerçekliğe döndürüyor insanı. Anlıyor musun? Tutkun var ama açsın. Tutku karnını doyurmuyor. Ve karnın açken uyuyamıyorsun! Bir günde ünlü olmak gibiydi başıma gelen. Ama bir gecede ünlü olmak
21 yıl sürdü! Ben Madison Square Garden’da biletleri tükenen 6 konser verdim. Ama bunların çoğu salsa söylediğim dönemdeydi ve plak şirketleri kim olduğumu bile bilmiyordu. Şimdi benim enerjik olmadığım bir konser bile göremezsiniz. Sahnede ölsem bile fark etmez. Çünkü ben böyle yaşıyorum. Bunun tek iyi tarafı bir röportaja başladığınızda hâlâ anlatacak pek çok şeyinizin olması!

Salma Hayek’le yeni film...
Sizin en sevdiğiniz şarkıcılar kim?
Christian Castro adında genç bir adam var. Oğluma da onun adını verdim zaten. Hayatımda duyduğum en muhteşem seslerden biri o. Soyadının nasıl yazıldığını tam olarak bilmiyorum ama Kevin Seballo diye yeni bir salsa şarkıcısı var. O bana çok ilham veriyor.

Salma Hayek’le oynadığınız "In the Time of the Butterflies"ın çekimleri yeni bitti. Nasıl bir film bu?
Bu Dominik Cumhuriyeti’nin 30 bin insanın ölümünden sorumlu diktatörü Trujillo’nun dönemindeki yaşayan üç kız kardeşin hikayesi.
Ona karşı bir devrim başlatan bu kadınlar kazıklara geçirilerek katlediliyorlar. Onu indiremiyorlar ama bu kadınlar öldürüldükten altı ay sonra o suikaste uğradı. Ben bu filmde Hayek’in karakterine ilham veren bir profesörü oynuyorum. Birbirimize aşık oluyoruz. Onu kitaplara, okumaya ve öğrenmeye yönlendiriyorum ve bu onun devrimi başlatmasını sağlıyor.

"Evde Türk müzikleri de dinliyorum"
Salsa geleneğinden geliyorsunuz. Folk müzik sizin için ne anlama geliyor?
Bir ülkenin folk müziğinden öğrenecek çok şey vardır. Ben folk müziği severim. İrlanda’nın, İngiltere’nin yerel müzikleri... "Kaçmak" için değil bu müzikler. Pop müzik biraz kaçmak içindir. Bir şarkı duyarsın ve onu kız arkadaşına ithaf edersin falan filan. Pop müzik eğlencedir. Folk müzik ise bir belgesel gibidir.

Siz ne dinliyorsunuz?
En çok dünya müziği dinliyorum. Her yerden. Güney Afrika’dan, Ortadoğu’dan... Cape Verde’den... Türkiye’den de müzik dinliyorum.

Türk müziği mi dinliyorsunuz?
Evet. Putumayo Records’ın bir derleme albümü var oradan. Bu albümlerden kendim için derlemeler yapıp dinliyorum. Klasik müzik de çok seviyorum.

Yeni dünya turnesi martta başlıyor
Türkiye hakkında ne biliyorsunuz?
Çok şey değil. Orayı ziyaret etme onuruna hiç erişemedim. Ama biliyor musun hep gelmek istedim. Her zaman, her zaman. Son tanıtım turnemde, Avrupa’dayken, turneme Türkiye’yi de dahil etmeyi çok istedim. Ama yapamadık. Ama bir dahaki sefere Türkiye’yi de koyacaklarına söz verdiler. Her zaman Türkiye ve İstanbul çok cezbetti beni. Çünkü oraya gelen ve çok güzel şeyler anlatan çok müzisyen arkadaşım var.

Biliyorum. Siz Eddie Palmieri ile çalmıştınız. O buraya geldiğinde tanışmıştık.
Gerçekten mi? O da geldi evet. Albümümde çalan müzisyenlerden Ozzie Melendez (Yazarın notu: Sanırım Celia Cruz’la birlikte gelmişti) Türkiye’den yeni geldi. Ama ben yıllardır Türkiye hakkında hikayeler duyuyordum. Çok gelmek istiyorum. Gerçekten.

"Türkiye’yi de katabileceğiniz" yeni Avrupa turneniz ne zaman?
Doğrusu turnenin anlaşmasını yeni imzaladım. Sanırım dünya turnesi mart ayında başlayacak.




CUMARTESİ