Cumartesi Sevdiğim dört lokanta

Sevdiğim dört lokanta

24.06.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Washington'da neredeyse her köşe başında bir lokanta var. Ben size yemek yediğimiz lokantalardan beğendiklerimi anlatacağım

Sevdiğim dört lokanta

Ben size, geçen ay yemek yediğimiz lokantalardan beğendiklerimi anlatacağım. Washington'da şimdilerde her köşe başında bir lokanta var. Çoğu da lüks mü lüks lokanta. Ama basiti de, ortası da, lüksü de güzel mutfağa ve güzel servise sahip. Üstelik fiyatları da makul. Washington'ın ortasından geçen Potomac Nehri'nin kenarında şimdi yeni yeni lüks konut ve iş merkezleri yapılıyor. Onların alt katlarında da lokantalar açılıyor. Tony&Joe's işte böyle görkemli bir binanın altında.Gazeteciler İsmet Berkan ve Fikret Ercan'la nehir kenarında yürürken tesadüfen gördük. Öğle vakti, güneşin altında, nehrin kenarına oturduk.Istakoz (20 dolar), popcorn karides (10 dolar), kıtır kıtır kızartılmış kalamar (12 dolar), karışık deniz ürünleri tabağı (15 dolar) ısmarladık. Birer bardak da bira (4 dolar) eşliğinde nefis bir öğle yemeği yedik. Nehir kıyısında yemek Potomac Nehri üzerindeki eski bir yerleşim bölgesi olan Alexandria şimdilerde Washington'ın Ortaköy'ü gibi turistlerin ilgisini çekiyor. Hediyelik eşya dükkanları, sanat galerileri, kafeler ve lokantalar açılmış.Alexandria'da ABD donanmasının en büyük torpido fabrikası varmış. Günümüzde fabrika sanatçılara tahsis edilmiş. Orada her sanatçının bir "açık stüdyosu" var.Fabrikanın hemen arkasında, eskiden mısır borsası olan kocaman tarihi ve güzel bir binada bir Lübnan lokanta grubu 100 King Street isminde lokanta açmış. Lokanta ismini bulunduğu sokaktan ve kapı numarasından alıyor.Dekoru, temizliği ve servisiyle nefis bir lokanta. Akdeniz mutfağı ile Ortadoğu mutfağı karışımı lezzetli yemekleri var. Mutfak şefi Denis Soriano, bildiğimiz yemeklerin lezzetini artırmayı, sunumunu cazip hale getirmeyi başarmış. Sunumları cazip Dostumuz Aynur Sümer, "Sizi La Chaumier'e götüreceğim" dediğinde, ismi Fransız, uyduruk bir lokantaya gideceğiz diye endişelendim. Ama Washington'ın Georgetown bölgesinde bulunan lokantadan, daha kapısından girince etkilendim. Dekoru, müşterileri, servis elemanlarıyla "havası" farklı bir salona girdik. Güzel, yuvarlak bir masanın etrafına dizildik. Meğer bu lokanta, şimdilerde Washington'ın mutfağı en iyi Fransız lokantasıymış.Mutfak şefi Patrick Orange pek ünlüymüş. Yemek listesinin tamamı Fransızların beğendiği av hayvanı, tavşan, ördek yemekleri gibi et yemeklerinden oluşuyor.Deniz ürünlerini de Fransız usulü pek güzel hazırlarlarmış. Ben tereyağında dil tava yedim. Çok lezzetliydi. Yemek sonunda lokantanın spesiyalitesi olan sufleyi paylaştık.Tekrarda yarar var, lokantanın havası, müşteri kesimi, masası, tabağı çatalı önemli ama daha sonra servis önemli. Nihayet lokantayı lokanta yapan şefin becerisi, mutfağın güzelliği, yenilen yemeğin lezzeti. Av hayvanları Türkiye'yi terk ederek Washington'a yerleşen, orada iş kuran dostlarımız Sevinç ve Hüsnü Arıkan bizi Washington'ın en ünlü "Amerikan lokantası" olan 1789'a götürdüler. 1789, Washington'daki Georgetown Üniversitesi'nin kuruluş tarihi.Lokantanın bulunduğu bina ise üniversitenin kurucularından John Carrol'un eski malikanesi. Duvarları resimlerle süslü. Yemek takımlarının "Limoge" olması ile övünülen bir lokanta. Özelliği, dekoru gibi mutfağının da eski Amerikan mutfağı olması. Mutfak şefi Nathan Beauchamp ile pasta şefi Zoe Behrens ünlü şeflerdenmiş.Amerikan mutfağı sığır eti ağırlıklı bir mutfak. Ama 1789'un şefi et yemekleri yanına deniz ve av ürünlerini de eklemiş. Farklı ve lezzetli yemekleri var. Lokantanın havası kadar servisi, yemekleri ve tatlıları da gerçekten güzel. Şarap hariç kişi başı 35-40 dolar ödemeyle nefis bir yemek yiyorsunuz. En ünlü restoranı