Cumartesi Sıcakkanlı Hadise’yi herkese gösterdim

Sıcakkanlı Hadise’yi herkese gösterdim

10.12.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

“O Ses Türkiye” yarışmasının neşeli jüri üyesi Hadise: “Yarışmada kendime benzeyen sesleri seçmekten korkmuyorum. ’Bu ses ileride beni geçebilir’ gibi endişelerim yok”

Sıcakkanlı Hadise’yi herkese gösterdim

‘Kilo alsam da konuşsalar anlarım ama ortada bir şey yok’

Haberin Devamı

O Ses Türkiye” yarışmasındaki sempatik tavırlarıyla dikkat çeken, “Vay bu kız ne cana yakınmış” dedirten, gönüllerin jüri üyesi Hadise ile röportaj yapmak için yola çıkıyorum. Aklımda şu sorular var: Acaba yarışmadaki gibi samimi biri mi? Gerçekte de o kadar çok kahkaha atıyor mu ya da o kadar kolay gözleri dolup duygusallaşıyor mu? Acaba hakikaten tombullaştı mı? Yoksa plazma TV’lerin gazabına mı uğruyor?
Derken buluşma noktasına varıyorum. Kapıdan içeri adımımı attığımda duyduğum ilk şey Hadise’nin kahkahası oluyor. Sesi takip edip yanına gidiyorum. Hemen söyleyeyim. Kilolu değil, hatta balıketi bile diyemem. Çok düzgün bir fiziğe sahip. Ve aynen yarışmadaki gibi çok sıcakkanlı. Hemen sarılıyor.
O gün üst üste röportaj yapmış olduğu için “Yorulmuşsunuzdur” diyorum. Cevabı net: “Hiç yorulmadım aksine çok seviyorum konuşmayı, mutlu oluyorum.”
“O Ses Türkiye” ve Acun Ilıcalı’dan bahsederken neşesi artıyor. “İnsanlar onun sayesinde gerçek Hadise’yi tanıdılar” diyor. Bir ara geçmişten konu açıldığında ise gözleri doluyor, çenesinde hafif bir titreme. Anlıyorum ki kahkahası da, gözyaşları da programdaki kadar samimi.

Haberin Devamı

Sıcakkanlı Hadise’yi herkese gösterdim

* “O Ses Türkiye” de jüri üyesi olarak performansınızdan çok bahsediliyor. Projede yer almanız nasıl oldu? Acun Ilıcalı’yı önceden tanıyor muydunuz?

Tanımıyordum ama çok başarılı buluyordum. Programın da Amerikan versiyonunu izliyordum, çok beğeniyordum. Hatta Acun bu teklifi yapmadan iki hafta önce arkadaşlarıma “Bu iş Türkiye’de çekilse yer almak isterim” demiştim. Bir şeyi çok istediğin zaman gerçekleştiğine inanırım.

* Jüri üyeliği riskli de bir iş. Eleştirilerden ya da kariyerinize zarar vermekten korkmadınız mı?

İlk başta korkularım vardı. Programda kamera her dakika üzerinizde, ağzınızdan bir laf çıkar, birileri alınır falan. Ama kendime ve Acun’a inandım. Bana teklif getirdiğinde diğer jüriler belli değildi. İlk beni seçmiş olması gurur verdi.

* “Yarışma en çok Hadise ve Murat Boz’a yaradı” şeklinde haberler çıktı...

Bugüne kadar sahnede dans eden, şarkı söyleyen, seksi bir genç kadın görüyorlardı. Oysa ben çok sıcakkanlı, samimi biriyimdir. Bunu anlatmaya çalışıyordum ama olmuyordu, sonunda başardım. Sokakta karşılaştığım herkes “Sizi böyle bilmezdik” diyor. Çok mutlu oluyorum. Hatta geçenlerde Düsseldorf’ta bir anne ve kızları uzaktan elleriyle yarışmada yaptığım hareketi yaparak “Gel Hadise bize gel” dediler. Bakar mısın şu duruma?

* Yarışmada hiç mizansen yok mu? Mesela o hareket nasıl çıktı? Bir anda mı?

Pat diye çıktı. Hatta Acun çekimden sonra “O hareketin var ya, efsane olacak göreceksin” dedi. Ciddiye almadım. Meğer haklıymış, insanlar da çok sevdi.

* Elemelerde sesi size benzeyenleri takımınıza katıyordunuz. Bir anlamda kendi ellerinizle yeni Hadise’yi seçiyorsunuz...

Evet, bana benzer sesler var. Stratejik düşünsem endişelenmem gerekir ama benim tek umursadığım şey müzik. Bu ses ileride geçer gibi endişelerim yok. Hem çok seviniyorum çünkü Türkiye’de İngilizce okuyan ve dinleyen ciddi bir grup olduğu ortaya çıktı. Bunun tartışmasını yarışmada Hülya (Avşar) ile yaşadık.
“Türk halkı bunu sevmez” dedi. Ben itiraz ettim.
Türk halkı sadece damardan, “Ah yandım, ah öldüm” diyen şarkılardan anlayacak kadar basit bir millet değiliz. Bu yarışma bunu da ispatladı.

Haberin Devamı

Sıcakkanlı Hadise’yi herkese gösterdim

Haberin Devamı

“Bir sinema filmi için müziğe ara veririm”

* Yarışmada ağladığınız zamanlar oluyor. “Geçmişte çok zorluklar çektim” diyorsunuz. Biraz o günlerden bahseder misiniz?

Ben yerin dibinden kazmaya başladım, zorluklar çekerek yükseldim. Yokluk nedir bilirim, O yüzden de bir liranın bile değerini bilirim. İlk sahneye çıktığım dönemlerde gece kulüplerinde üç şarkı falan söylerdim. Şimdi 90 dakika performans sergiliyorum. Bugünlere gelebilmek için çok dua ettim.

* Ünlü olmanın kötü yanları da var. Geçenlerde alışveriş merkezinde konser verdiniz, izdiham yaşandı. Metrobüse, dolmuşa binemezsiniz ya da İstiklal Caddesi’nde şöyle bir yürüyeyim deseniz işiniz çok zor... Hiç sıkılmıyor musunuz?

Sıkılmıyorum ama özlüyorum. Dediğiniz şeyleri yaparım ama zor olur. Zaten o “ama” yüzünden de yapmam. Sinemaya bile hafta içi gündüzleri gidiyorum kimse rahatsız olmasın diye. Yine de yanımdaki arkadaşlarım etkileniyorlar. Özgürlük özleniyor tabii ama karşılığında gelen manevi tatmin o kadar büyük ki... Ama genel anlamda insanlarda ünlülere karşı garip bir tavır var. Mesela bir yerde oturuyorum diyelim, pat diye yanıma geliyor, elinde telefon. Bana sormadan, yüzüme bile bakmadan fotoğraf çekmeye başlıyor. Twitter çıktıktan sonra sınırlar kalktı. O nedenle artık daha dikkatli olmak zorundayız. Uçağa biniyorsun diyelim sabahın köründe, yüzün gözün şiş ama yine de güzel olmalısın. O yüzden daha da erken uyanıyorsun. Benim bu konularda gizli kahramanım, kurtarıcım kız kardeşim Derya. Saçımdan kıyafetlerime kadar her şeyle o ilgileniyor.

Haberin Devamı


“Bir dönem resmen Hadise’yi karalama kampanyası vardı”

* Bir dönem kilolarınız yüzünden eleştirildiniz. Oysa görüyorum ki ortada konu edilecek bir kilo yok...

Çok kilo alırsın konuşulur anlarım ama benim de iki gözüm var. Ortada bir şey yok. Beslenme programım var, haftada üç gün spor yapıyorum. İlk başlarda hassastım ama artık umursamıyorum. Bir dönem resmen Hadise’yi karalama kampanyası vardı. Ama ne var biliyor musun? Halk her şeyin farkında. Takside, yolda yanıma gelip “Siz takmayın bunları, herkes kimin ne olduğunu biliyor” diyorlar.

* Peki, kariyer anlamında en büyük hayaliniz ne?

Grammy alan ilk Türk kadın olmak istiyorum. O gün gelirse, yerimde duramam herhalde. Düşünmesi bile heyecan verici!

* Bu yarışmadan sonra farklı TV projeleri için de teklifler gelebilir...

Aslında hep hayalini kurduğum bir şey var: Sinema filminde oynamak. Bu tarz teklifler henüz gelmiyor ama gelirse müziği kısa bir süre için bir kenara koyup oyunculuk yapmak isterim.

“Twitter’dan uzak duruyorum”

* “Çocuklarla aram çok iyidir. İleride mutlaka anne olmak istiyorum, beş-altı çocuk yaparım. Kalabalık bir aileden geliyorum, tadı bambaşka. Çocuklarım da bunu yaşasın isterim”
* “Twitter hesabım var ama ben kontrol etmiyorum. Hatta şifresini bile bilmiyorum. Telefonumda da Twitter yok. Uzak durmak istiyorum. Hesaptan sadece işle ilgili gelişmeler anons ediliyor”

“Baba bir gün ben de istediğim ayakkabıyı alacağım!”

Modaya meraklıyım. Marka olarak BCBGMMAXAZRIA’ya bayılıyorum. Ayakkabı olarak da Prada, Balmain, Fendi, Loubotuin’inkilere hayranım. Pahalılar ama müthişler. Küçükken okulda bir ayakkabı çok modaydı ama pahalıydı. Önce alamamıştık, sonra babam kendini zorlayarak almıştı çok sevinmiştim ve ona “Baba bir gün ben istediğim her ayakkabıyı alacağım” demiştim. Şükür ki o günleri gördüm.