Cumartesi “Türkiye ikliminin yarattığı bir sanatçıyım”

“Türkiye ikliminin yarattığı bir sanatçıyım”

21.12.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

“Kitap İllüstrasyonları Sergisi” için bir araya geldiğimiz grafik tasarımcı ve illüstratör Gürbüz Doğan Ekşioğlu, “Her iklim kendi bitki örtüsünü yaratıyor. Ben Türkiye ikliminin yarattığı bir sanatçıyım” diyor

“Türkiye ikliminin yarattığı bir sanatçıyım”

Gürbüz Doğan Ekşioğlu, yıllardır kedileri, elmaları ve kuşlarıyla sesleniyor insanlara. The New Yorker dergisine yedi defa kapak olmayı başarmış Ekşioğlu, kitap kapaklarında, dergilerde ve kitap eklerinde yer alan çalışmalarını “Kitap İllüstrasyonları Sergisi”yle bir kez daha sanatseverlerle buluşturuyor. Schneidertempel Sanat Merkezi’nde dün açılan ve 12 Ocak’a kadar görülebilecek sergi öncesi Ekşioğlu ile bir araya geldik.

Haberin Devamı

Resim tutkusu nedeniyle ortaokul ve lisede sınıfta kalmış aynı zamanda biraz hırpalanmış bir çocuk Gürbüz Doğan Ekşioğlu. “Kitap İllüstrasyonları Sergisi” bu tutkunun kaçıncı yansıması?

Kitap illüstrasyonları sergimde 42 adet calısmam yer alıyor. Kedilerle ilgili çok sayıda çalısmam var ve beni kedi ressamı olarak tanımlayanlar da var ama kedi resimleri yapmadan önce kitap resimleri yapmaya başladım. İlk kitap işimi 1984, ilk kedi işimi 1988’de yaptım. Kitabın ilettiği pozitif duygu ya da sonsuz ilham duygusu beni peşinden sürükledi. Bana konusu sadece kitap olan resimler yap deseler ömür boyu bunu yapabilirim diye düşünüyorum. Kitap sonsuz üreyebilen, insana ilham veren bir şey.

“Türkiye ikliminin yarattığı bir sanatçıyım”



Sergide Milliyet için hazırladığınız çalışmalar da yer alıyor. Milliyet Sanat’ın hayatınızda önemli bir yeri var...

1970’li yıllarda Ordu Lisesi’ndeyken Milliyet gazetesi Milliyet Sanat Dergisi eki çıkarmaya başlamıştı, ilk sanat ekinden itibaren yıllarca Milliyet Sanat dergilerini biriktirdim, onlardan çok şey öğrendim. Sanat akımlarını ve önemli sanatçıları oradan tanıdım. Sonraki yıllarda Zeynep Oral, Akar Atilla’nın yönetiminde Milliyet Sanat dergisine bazen kapak yaptım. Milliyet’in logosunun yanında yanan meşale vardır. Milliyet Gazetesi aldığım yıllarda o meşalenin sıcaklığını hissederdim.

KONDA’nın “Türkiye Okuma Kültürü Araştırması”nda haftada bir kitap okuyanların oranı yüzde 30’dan 64’e çıktı. Bu artışı nasıl yorumluyorsunuz?

e- kitap ile birlikte herkes kitapları ekrandan okuyacak deniliyordu ama insanın aidiyet ve dokunma duygusunun olması, kitabı sahiplenmesi, bir kütüphane oluşturmasının yerini hiçbir şey tutamaz. Sadece bu nedenle insanlar kitap almaktan vazgeçemezler. Ayrıca kitabın kapak tasarımı da okuyucunun görsel zevkini tatmin eder ki bu da çok değerlidir. Benim okuduğum bir araştırma da Türkiyenin kitap okuyan ülkeler arasında önlerde olduğunu gösteriyordu. Kitap, insanın manevi cankurtaranı ve umut ışığı.

“Türkiye ikliminin yarattığı bir sanatçıyım”



Kitapta yazar ve kapak tasarımcısı arasındaki denge nasıl sağlanıyor?

2000 yılında Zülfü Livaneli’nin “Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm” kitabının kapağını yapmıştım, Zülfü Livaneli’nin Stockholm’de yaşadığı yılları anlatan bir kitaptı. Zülfü Bey bana kitapla ilgili dokümanlar vermişti. Kedi formunda bir pencereden Stockholm’un gri mazarasına bakan bir adam illüstrasyonu yapmıştım, sevdiğim işlerimden biridir. 2017’de yine Zülfü Livaneli’nin “Huzursuzluk” kitabında benim 1984’te yaptığım bir çalışmam kullanıldı. Zülfü Bey onu benim çalışmalarımın arasından seçmiş. Sadece Doğan Kitap benimle iletişime geçti. Şermin Yaşar’ın yakın zamanda yayımlanan kitabında da aynı şey oldu.. İki yöntem var; birinde bir resim alıp kitaba giydiriyorlar ya da bana konuyu veriyorlar ben yapıyorum. 1980-90 yılları arasında her ay Hürriyet Gösteri dergisi için bir kitap ya da şiir resimlerdim. Derginin genel yayın yönetmeni Doğan Hızlan illüstratörleri tamamen özgür bırakırdı. O heyacanımı unutamam.

Öğrenciyken cesur olmadığınızı anlatmışsınız bir söyleşinizde. Bir sanatçı olarak söylemek istediklerinizi söyleyebiliyor musunuz?

Kuşlar temalı çalışmalarım var. Kendimi bildim bileli özgürlük temasını işlerim. Ama biz hiçbir zaman gelişmiş ülkelerdeki insanlar gibi kendimizi özgür hissedemedik. Bilinçaltımızda her zaman bunu yaparsam şu olur gibi bir denetim mekanizmasından hiç kurtulamadım.

“Türkiye ikliminin yarattığı bir sanatçıyım”



O freni hissettiğiniz oluyor mu?

Olmaz olur mu her dakika! Başka bir yerde, örneğin Amerika veya Avrupa’da yaşasaydım bu çalışmaların hiçbirini yapmayacaktım orada başka şeyler yapacaktım. Her iklim kendi bitki örtüsünü yaratıyor. Ben Türkiye ikliminin yarattığı bir sanatçıyım.

Fotoğraf:  HÜSEYİN ÖZDEMİR