Cumartesi “Uykularımızdan ‘Motor’ diyerek uyandık”

“Uykularımızdan ‘Motor’ diyerek uyandık”

15.08.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Güneşle çalışan arabaların geleneksel mücadelesini bu yıl İstanbul Üniversitesi öğrencileri kazandı. Ekip yarıştan önceki son günlerde aksilikler nedeniyle büyük strese girmiş

“Uykularımızdan ‘Motor’ diyerek uyandık”

Üniversite öğrencileri tarafından tasarlanan, güneş enerjisi ile çalışan otomobillerin yarıştığı TÜBİTAK Formula-G yarışlarının dördüncüsü geçtiğimiz hafta İzmir’de gerçekleşti. İstanbul Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünden altı öğrencinin öğretim görevlisi Erkan Atmaca önderliğinde tasarladıkları Socrat isimli araç birinci oldu. Socrat’ın yaratıcıları “Bir yıl boyunca ailemizden, arkadaşlarımızdan ve sevgililerimizden çok birbirimizi gördük. Uykumuzdan ‘Motor!’ diye bağırarak uyandık” diyorlar.

“Moral alkışı sandım, meğer tur bindirmişim”

Nasıl bir araya geldiniz?
Murat Altuğ: Ben birinci sınıftayken dördüncü sınıfta okuyan ağabeylerimiz projeyi üniversiteye sunup kabul ettirmişlerdi. Malzemeler bile alınmıştı ama para geciktiği için yarışa giremediler. Onlar mezun olduktan sonra projeyi sahiplenmek istedim ve idari olarak Erkan hocanın ilgilendiğini duyunca da soluğu onun ofisinde aldım.

Erkan Atmaca: Ortada para ve malzeme vardı ama ekip yoktu. Murat arkadaşlarından bahsettiği zaman “Neden olmasın?” dedim. Hepsi zaten yakın arkadaşlardı. Ekip ruhunu yakalamamız kolay oldu.

Pilot ve ekip yarış boyunca tıpkı Formula 1’deki gibi kulaklıkla sürekli iletişim halinde mi oluyor?
Erkan A.: Evet. Orada nasıl pilot telsizle aracın, yolun ve rakiplerinin durumu hakkında bilgi alıyorsa bizde de öyle.
Serhan Tunca: Aslında pilotumuz Ahmet bu konuda bizden biraz şikayetçi çünkü ona yarışın son dakikalarına kadar birinci olduğunu söylemedik. Doğal olarak yanından geçen diğer otomobilleri görünce biraz sinirleri bozuldu.

Ahmet V.: Ya sormayın, seyircilerin önünden geçiyorum, herkes ayakta alkışlıyor. Herhalde moral olsun, üzülmeyelim diye destekliyorlar diyorum. Meğer onlara tur bindirmişim de haberim yokmuş.

Serhan T.: Heyecanlanıp sürüşünün etkilenmesini istemedik. Takım stratejisi olarak Ahmet’i pistte tek başına hayal ettik. Diğer takımların varlığını unutup kendimizle rekabet ettik. Ahmet’in de orada tek başınaymış gibi sürmesini devam ettirmek için ona kaçıncı olduğunu söylemedik.

“12 yaşından beri araba kullanıyorum”

Formula-G’de de pilotun sürüş tekniği diğer yarışmalarda olduğu kadar önemli mi?
Erkan A.: Pilot en az diğer otomobil yarışlarındaki kadar önemli bir faktör. Burada pilota düşen görev enerjiyi tasarruflu kullanıp hızı kesmemek yani hem pili tüketmeyeceksin hem de diğerlerinden hızlı gideceksin.

Ahmet V.: 12 yaşından beri otomobil kullanıyorum. Sürekli E-5’teyim, spor bir arabam var. Hız yapmayı seviyorum. Hem zaten bizim ülkenin yolları pilotluk öğrenmek için gayet müsait.

Yarışlara hazırlık aşaması ne kadar sürdü? Neler yaşandı?
Ahmet V.: Şubatta toplantılara başladık. Son bir-iki ayda da arkadaşlar resmen beraber yaşadılar. Sınavları dışında hiçbir şeye vakit ayırmadılar.

Serhan T.: Son iki ay ailelerimizden çok birbirimizi görüyorduk. Artık gözlerimizle anlaşır hale gelmiştik. Yarışa bir ay kala da aracı okul bahçesinde deneme sürüşlerine çıkardık.

Tolga Baykal: Aracı ilk test etmeye başladığımız dönemde farklı bir motorumuz vardı, çok iyi verim alıyorduk ama bozuldu ve yeni motor aynı işlemleri uygulamamıza rağmen çalışmadı. İnanılmaz strese girdik, dört gün boyunca rüyamızda motor gördük. “Motor, motor, motor” diye uyanıyorduk.

“Sunucu yanlış aracı birinci ilan etti”

Ailelerinizden, kız arkadaşlarınızdan nasıl tepkiler aldınız?
Murat A.: Çok iyi tepkiler almadık. Ben kız arkadaşımın doğum gününde akşam 8’e kadar araçla ilgilenmek durumunda kaldım. “Beni mi seviyorsun Socrat’ı mı?” dediği bile oldu.
Ahmet V.: Benim babam çok meraklıdır, sık sık arar. Zamanla baktık ki benden çok aracı sormaya başladı. “Oğlum Socrat nasıl?” diyordu. Kız arkadaşım da aynen Murat’ınki gibi onunla ilgilenmiyor olmamdan yakındı. Birkaç kez de dayanamayıp elinde börekler çöreklerle çat kapı çalıştığımız yere geldi.

Kazandığınızda neler hissettiniz?
Murat A.: Sunucu bir yanlışlık yapıp ikinci gelen aracı birinci diye anons etti ve ben ağlamaya başladım.

Sertel Tanta: Birinci olduğumuzda hissettiklerimizi ise tarif etmek çok zor. Bir yıl boyunca hayalini kurduğumuz şeyin gerçekleşmesine şahit olduk. Filmlerde yaşanır böyle bir şey.

Seneye de katılacak mısınız?
Ahmet V.: Bazı üniversiteler yarışa çift araçla katıldı. Biz ilk yarışımız olduğu için sponsor bulmakta zorlandık.
Murat A.: Seneye bu aracı modifiye edip ya da yepyeni bir araç tasarlayıp katılmak istiyoruz.


“Güneş yetmez, iyi akü ve iyi paneller gerekir”
Güneş otomobilinin çalışma şeklini basitçe anlatabilir misiniz?
Erkan A.: Bahsettiğimiz şey güneş enerjisi ile çalışan bir elektrik motoru. Ancak enerjiyi direkt güneşten alarak aracı çalıştıramazsınız, iyi panellere ve onlarda biriken enerjiyi motora aktaracak iyi bir aküye sahip olmanız gerekli. Mantıksa gayet basit: Güneş ışığındaki enerji panellerde toplanıp aküye aktarılıyor, akü de hem motoru çalıştırıyor hem de bir yandan enerjiyi bünyesinde toplamaya devam ediyor. Ekip de pilin durumuna göre bir strateji belirleyerek pilotun araçtan en iyi verimi almasını sağlıyor.


Otomobilin adında hem elektronik hem felsefe
Ekip projeyi devraldıklarında aracın ismi belliymiş. Socrat İngilizce Solar Car Racing Team’in (Güneş arabası yarış takımı) kısaltılmışı. Onlar da bu isimden gayet memnunlar. “Elektronik dışında ilgilendiğimiz diğer bir konu da felsefe. Bu nedenle yarışta Socrates’e selam göndermek hoştu” diyorlar.

“Uykularımızdan ‘Motor’ diyerek uyandık”


(Soldan sağa) Koray Gürkan, Tolga Baykal, Erkan Atmaca, Sertel Tanta, Ahmet Vatansever (Arabanın içinde), Serhan Tunca, Murat Altuğ.

Yazarlar