Vitali Hakko’nun adını yaşatacak kütüphane

Butik kütüphane

Moda, mimari, fotoğraf, resim gibi sanat dallarıyla ilgili 12 bin kitaplık koleksiyona sahip Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi 22 Mart’tan itibaren halka açılıyor

Nakkaştepe’deki Vakko Moda Merkezi geçtiğimiz yıl Wallpaper dergisi tarafından yılın en iyi çalışma alanı seçilmiş, ödüllü bir bina. Bu binayı ziyaret etmemizin sebebi ise alt katındaki 22 Mart’ta halka açılacak olan Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi. Bu aslında temelleri dört sene önce atılmış bir proje. Kütüphanenin süpervizörü Begüm Başoğlu “Güçlü bir koleksiyonla açmak istediğimiz için bu kadar bekledik. Şu an yaklaşık 12 bin kitaptan oluşan bir koleksiyonumuz var. Bu alanda bir kütüphane için hatırı sayılır bir rakam bu” diyor. Böyle bir kütüphane kurma fikri Vitali Hakko’nun ismini yaşatmak isteyen ailesinden geliyor.
Burası kelimenin tam anlamıyla butik bir kütüphane. Koleksiyona toplu kitap alımları yapılmıyor. Yeni eklenecek her bir kitap Cem Hakko ve Başoğlu tarafından özenle seçiliyor. Limitli edisyonlar, birlikte çalıştıkları uluslararası yayınevlerinden ön siparişle satın alınıyor. Kütüphanenin üyeleri için ilgi alanlarına göre özel olarak hazırlanan dosyalar sayesinde ilgilerini çekebilecek bir parça koleksiyona eklendiğinde onlara haber veriliyor. “Bir yerde bir kitabın basıldığını duyup ‘Bu kitabı nerede bulabilirim?’ diye düşündüklerinde Vitali Hakko Kreatif Endüstriler Kütüphanesi’nin akıllara gelmesini istiyoruz” diyor Başoğlu. Vitali Hakko ile birlikte çalışma şansına sahip olduğu için bu kütüphaneyle çok kuvvetli bir bağı olduğunu söyleyen Başoğlu’ndan tutkunu olduğu kitaplarla dolu kütüphaneyi dinledik.

* Kütüphanenin kuruluş hikayesini anlatır mısınız?

Bay Vitali’nin vefatıyla birlikte aile ismini nasıl yaşatabiliriz diye düşündüğünde ortaya bu kütüphane projesi çıktı. Vitali Hakko bu alandaki gençlerin eğitimine çok önem verirdi. Bu projeyle de onun bu amacının doğru bir şekilde yerine getirileceği düşünüldü. Bu binada çok uygun bir mekan vardı ve bu proje hayata geçti. Dört sene öncesinde karar alındığında Cem Hakko’yla birlikte ufak ufak koleksiyonu oluşturmaya başladık.

* Koleksiyon nasıl hazırlandı?

Özenle seçiliyor kitaplar, bizim özel edisyon dediğimiz kitaplar mevcut. Türkiye’de yalnızca bu kütüphanede bulabileceğiniz kitaplar var. Yayınevleriyle özel ilişkiler çerçevesinde yürütüyoruz bunu. Bu alandaki birçok kitap sınırlı sayıda basıldığından daha piyasaya çıkmadan tükenmiş oluyor, yayınevleri de yalnızca özel müşterileriyle paylaşıyor. Dolayısıyla bu kitaplara başka türlü erişme şansları yok. Burada gördüğünüz kitap koleksiyonu dışında bir de dijital arşivler var. Tabii ki biz kitaba dokunmayı, onun kokusunu ve dokusunu hissetmeyi sonuna kadar savunuyoruz, o heyecan hiç bitmeyecek. Ve inanıyorum ki kitaba heyecan duyan insanların soyu hiç tükenmeyecek. Ama dijital arşiv gözardı edemeyeceğimiz bir gerçek. Burada mutlaka o koleksiyonu oluşturmaya karar verdik ve veri tabanları arayışına girdik. Bizim için çok heyecen verici olan bir ilkimiz var. Vogue dergisinin Amerikan edisyonunun arşivi, aynı zamanda Sotheby’s Institute of Art’ın sahibi Proquest isimli firmaya satıldı. Bu veritabanı 1892’den bugüne kadar bütün Amerikan Vogue’un arşivi. Biz de yaptığımız anlaşma ile bu çok önemli arşivi de burada sunmuş oluyoruz. Bu yalnızca moda ile ilgili değil aynı zamanda çok değerli bir sosyolojik arşiv. Dünyada kadının nereden nereye geldiğini gösteren çok donanımlı bir yolculuk.

“Vakko’nun özel hizmet mantığı bu kütüphanede de sürecek”

* Kütüphaneden faydalanmak isteyenler ne yapmalı?

Randevu sistemi ile isteyen herkes bu kütüphaneden faydalanabilecek. (0216) 554 08 54 numaralı telefondan veya kutuphane@vakko.com.tr e-mail adresi aracılığıyla bizimle irtibata geçip kütüphaneyi ne zaman kullanmak istediğini belirtiyor ve biz de uygun zamanlamayla kendisine geri dönüyoruz. Vakko özel hizmete çok önem veren bir marka. Bu mantığın aynı şekilde kütüphanede de devam etmesini istiyoruz. Buraya gelen kişiye konsantre olarak kendisinin istediği bilgileri mümkün olabildiğince geniş bir şekide sağlamak istiyoruz. Bunun çok uzun süreli bir ilişki olmasını arzu ediyoruz. Burada RFID sistemini kullanarak, ziyaretçilerin ilgilendiği kitaplarla kişiye özel bir dosya oluşturuyoruz. Örneğin siz fotoğrafla ilgileniyorsunuz ve
biz koleksiyonumuza çok değerli bir fotoğraf kitabı aldık. Bu durumda ben sizinle iletişime
geçip bunu bildiriyorum.

* Kişisel koleksiyonlarını bağışlayanlar oldu mu?

Biz prensip olarak bağışları ancak kendimiz seçebileceğimiz takdirde kabul etme kararı aldık. Çok sayıda insan bağış yaparken toplu olarak bağışlamak istiyor koleksiyonunu. Hepsi çok özel seçilmiş kitaplar olduğu için toplu alımlar bizim kütüphanemizin prensibine uygun değil. Ama bağış yapmak isteyen kişi koleksiyonu bölmeyi kabul ederse bizim için uygun olan kitapları alabiliyoruz.

* Oditoryumunuzda ne gibi etkinliker olacak?

Açılıştan sonra orada paneller düzenlemek istiyoruz. Hatta ilk etkinliğimiz 26 Mart’ta başlayan Kütüphaneler Haftası çerçevesinde olacak. 27 Mart Salı günü Sanat Kütüphaneleri ve Koleksiyonları başlıklı bir panele ev sahipliği yapacağız. Ben kütüphanemiz adına hedeflerimizi ve bu süreci anlatacağım. Salt’tan Sezin Romi, Bilkent Üniversitesi’nden Ebru Kaya ve Pilot Galeri’den Azra Tüzünoğlu da katılacak. Herkesin katılımına açık.