CumartesiZihni Sinir görse kıskanırdı

Zihni Sinir görse kıskanırdı

11.10.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yeldeğirmeni’ndeki atölye-laboratuvar İskele 47’de piyasadaki cihazlar yeni eklentilerle “hack’lenip” bambaşka kullanım alanlarına kavuşurken, öğrencilere bolca araştırma-geliştirme olanağı da sunuluyor

Zihni Sinir görse kıskanırdı

Google’ın pedalları ve direksiyonu olmayan şoförsüz otomobillerin yeni prototipini dünyaya tanıttığı sırada Kadıköy’ün Yeldeğirmeni mahallesinde meraklı bir kalabalık, ellerini kullanmadan beyin dalgalarıyla yönettikleri model arabaları yarıştırmak için bir atölyede toplanmıştı. Aralarında sanatçılar, mühendisler, psikologlar, reklamcılar, “maker”lar (kendi olanaklarıyla cihaz, makine vb. üreten “mini” mucitler), öğrenciler ve nörd’ler (biliminsanı veya sanatçı olmadığı halde teknoloji, bilim ve ilgili sanatlara aşırı merak duyan kişiler) vardı. Devasa bir oyuncak yarış platformunun etrafında başlarına kablosuz cihazlar takılı pilotlar yarışıyordu. Arabaların kimisi hızla dönüyor, kimisi bir duraklayıp bir atağa geçiyordu. Yarışçıların beyin aktivitesi duvara yansıtılan projektörden izlenebiliyor, sürekli yükselip alçalan yeşil grafikler, Brain Race adlı bu sıra dışı yarışın gidişatını gösteriyordu...

Türünün ilk örneği
Yarışın yapıldığı yer İskele 47. Yeldeğirmeni mahallesinde, adresiyle aynı ismi taşıyan, türünün ülkemizdeki ilk örneği bir atölye-laboratuvar. Üst katı onlarca devre şeması, mekanik cihaz, tamamlanmış ve üretimi süren proje, hafif bir lehim kokusu ve sayısız kabloyla dolu. Alt katı ise aralarında BuBi (Buluş Biliş Derneği), Amber ve İletişim Tasarımcıları Meslek Kuruluşları Derneği’nin de bulunduğu oluşumlara ev sahipliği yapıyor. Atölye, sanatçılar ve mühendisler arasında bir “arayüz” görevi görüyor. Sanatçı, vizyonundaki işin mühendislik gerektiren kısmına İskele 47’de çözüm ve araştırma imkanı bulabilirken, mühendis projesi için aradığı sanatsal dokunuşa kavuşabiliyor. Belirli üniversitelerin görsel iletişim tasarımı bölümlerinin interaktif medya ve programlama dersleri de burada yapılıyor.
İskele 47’nin kurucuları Bager Akbay, Osman Koç, Zeynep Nal, Selin Özçelik ve Nagehan Kuralı. Akbay ve Koç faaliyetlerin başını çekiyor. Bager Akbay, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde matematik mühendisliği okurken tiyatro grubuna katılmış ve mühendislikten soğuyup tasarım ve sanat eğitimi almış. Osman Koç elektronik mühendisi, çalışma hayatına atölyeden “dalmış”. Atölyenin çıktılarını sanat ve ticaret dünyası ile buluşturan ise Erdem Dilbaz’ın kurucuları arasında yer aldığı Nerdworking. Brain Race, Osman Koç ve Nerdworking’in ortak projesi.
“İnsanlar fabrikada değil evinde çözecek her şeyi”
İskele 47 yeni çalışma ve üretim biçimlerini destekleyen bir mekan. Piyasadaki cihazlar yeni eklentilerle “hack’lenip” bambaşka kullanım alanlarına kavuşurken, bolca araştırma-geliştirme olanağı doğduğunu anlatıyor Akbay: “Hacker ve maker kültürü, verileni senin emrettiğin gibi değil, benim istediğim gibi kullanacağım diyor. Dünyada artık her şeye özel çözümler üretiliyor. Öğrencilerse hâlâ fabrikalarda çalıştırılacak gibi yetiştiriliyor. Halbuki 3D yazıcılarla herkes evinde çözmeye başlayacak bir sürü şeyi. Burada sanat tasarımıyla mühendislik arasında bir format var.”

Haberin Devamı

40’tan fazla proje

İskele 47’de öğrencilerce bugüne kadar 40’ın üzerinde proje gerçekleştirilmiş. Bu projeler firmalara da sunuluyor. Kafaya monte “selfie” makinesi; parklardaki spor aletleriyle çalınan müzik düzeneği; karın şişince “oh” diyen kemer gibi. İskele 47 sadece bu Zihni Sinir icatlarıyla dönmüyor; Rusya’da bir müze açılışı için hazırlanan üst düzey işlerden Türkiye’deki teknoloji devlerinin kurumsal projelerine kadar pek çok ciddi iş üretiliyor.