22.07.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
Pınar Ersoy Aspen
ABD’nin Irak operasyonunda yanlış giden her şeyin sorumlusu değilse bile sembol isimlerinden biri Paul Bremer idi. Irak’ın işgalinden sonra Geçici Koalisyon Yönetimi’nin başkanı olarak ülkeyi bir yıl yönetmiş, Irak ordusunu dağıtma ve Baas Partisi üyelerini kamu görevinden men etme kararlarıyla tarihe geçmişti. “ABD’nin Irak’taki diktatörü” ünvanını kazanmıştı.
Aspen Güvenlik Forumu’nda Irak ve Afganistan ile ilgili bir panele katılan Bremer yorgun, hatta üzgün görüyordu. Vücut dili huzursuz, belki savaştaki rolünden pişman olduğuna işaret ediyordu. Ancak röportaj için oturduğumuzda durumun bu olmadığı anlaşıldı. Bremer, işgali ve süreçteki kararların büyük kısmını tereddütsüz savundu.
n Irak operasyonu kararını hâlâ doğru buluyor musunuz?
İş dünyasında bir şirket ya da yönetici mahkemelik olduğunda makul bir şekilde hareket edip etmedikleri sorgulanır. Ben Başkan George W. Bush’un kararını böyle açıklıyorum. Artık yanlış olduğunu bildiğimiz istihbaratla makul bir karar aldı. Saddam’ı devirdikten sonra ise iki seçenek vardı: ya geri dönüp ülkeyi kaderine terk edecektik ya da kalıp daha iyisi için yardım edecektik. ABD’nin elindeki tek seçenek ikincisiydi.
‘Kişi başına gelir 6 kat arttı’
Irak’ın bugünkü durumunu nasıl yorumluyorsunuz?
Bence Irak bir yol ayrımında. Suriye’deki şiddetin Irak’a taştığını, Irak hükümetinin İran’ın da baskısıyla Suriye’deki Alevi rejimi desteklediğini görüyoruz. Geleceği ile ilgili tamamen özgür değil. Karanlık senaryo Suriye’de hükümetin olmadığı, bunun yerine Selefiler, Aleviler gibi farklı grupların yönettiği kantonların oluştuğu bir durum. Bu tabii Türkiye dahil herkes için çirkin bir resim.
ABD’nin “Irak projesi” başarısız mı oldu?
Hayır. ABD açısından bakarsanız, eğer Saddam Hüseyin iktidarda kalsaydı bölge bugünküne göre çok daha tehlikeli bir yer olacaktı. Çünkü şimdiye çoktan nükleer silah elde etmiş olacaktı. Yani sadece nükleer bir İran değil, aynı zamanda nükleer bir Irak’la karşı karşıya olacaktık.
Bundan nasıl emin olabilirsiniz?
Hiçbir soru işareti yok. Irak’a girdikten sonra bilim insanlarıyla konuştuk. Saddam’ın yaptırımlar kalktığı anda nükleer programı tekrar başlama emri vereceğine emindiler. Bir de şu var: İnsanlar Irak halkının zalim bir diktatörden kurtulmuş oldukları için elde ettikleri kazanımları fark etmiyor. Irak’ta kişi başına gelir savaş öncesine göre 6 kat arttı.
‘Türkiye egemen değil mi?’
Ölümler de arttı. Her gün bomba patlıyor...
Irak’ta siviller arasında şiddet askerlerimizin orda olduğu döneme göre üç kat arttı. 2011’de Amerikan askerlerinin Irak’tan çekilmesi kararına karşı son derece eleştireldim. Amerikan askerleri geri çekildiğinden beri El Kaide tekrar öldürmek için alan buldu. Bizim alt ettiğimiz direnişin yeniden canlandığını görüyoruz.
ABD askerleri eninde sonunda çekilmek zorundaydı ama...
Buna katılmıyorum. Almanya’da 50 yıldır askerimiz var, Kore’de, Japonya’da askerlerimiz var. Askerlerin çekilmesi için zaman sınırlaması konmamalı, ABD’nin ve ev sahibinin çıkarlarına uyduğu müddetçe askerler orada kalmalı. Irak’ın nüfusu 25 milyon, İran’ın ise 70 milyon. Irak’ın İran’a karşı duracak güçte bir ordusu asla olmayacaktı. O zaman sadece iki seçeneği vardı. Ya nükleer silah geliştirecekti ki Saddam bunu seçti ya da güvenliğini başka bir ülke garanti altına alacaktı. Amerikan askerlerinin orada uzun süre kalması istikrar unsuru olacaktı. Biz ayrıldığımız anda Başbakan Nuri El Maliki başkan yardımcısı Tarık el Haşimi hakkında tutuklama kararı çıkardı. Başardığımız her şey biz ayrıldıktan sonra yıkılmaya başladı.
Yani sizce Irak’ta bugün yaşanan sorunların nedeni ABD operasyonu değil askerlerin erken eve dönmüş olması, öyle mi?
Irak’ta yanlış giden en büyük şey bu. Göreceli olarak istikrarlı ve demokratik, kesinlikle zengindi. ABD askeri orada olduğu müddetçe mevcut ekonomik ve siyasi altyapı, halka hizmet edebilirdi.
Ama bu egemen bir Irak olmayacaktı.
Hayır, egemen olacaktı. Hollanda’da 1945’ten itibaren askerlerimiz vardı, Hollanda egemen bir ülke değil mi? Peki ya Almanya ya da Japonya? Bir ülkede ABD askerlerinin olması egemen olmadıkları anlamına gelmiyor. Egemenlik politik ve yasal bir kavram. Irak ben 28 Haziran 2004’te onlara egemen olduklarını söyleyen mektubu verdiğim andan beri egemen bir ülke, o noktada uluslar arası hukuka göre işgal bitti. Birçok ABD askeri vardı ama egemendiler. Türkiye’de de birçok ABD askeri var, bu Türkiye’nin egemen olmadığı anlamına gelmiyor.
Bence bu doğru bir karşılaştırma değil.
Türkiye’de savaşmadık. Türkiye NATO üyesi oldu ve bu bağlamda askerler buraya konuşlandı. Irak’a girişimiz ise Almanya’ya benziyordu, savaşarak yolumuzu açtık. Ama ABD askerlerinin bulunması egemenliklerine engel olmadı.
Irak’ta bugünkü Sünni-Şii geriliminde ABD’nin rolü var mı?
Hayır. Ebu Musab El Zarkavi’nin 2004’te ele geçirerek yayınladığımız mektubuna bakarsanız El Kaide’nin stratejisinin mezhep savaşını körüklemek olduğunu görürsünüz. Mektupta, stratejilerinin olabildiğince fazla Şii’yi öldürmek, Sünnilere saldırı düzenlemelerini sağlayarak mezhep savaşı başlatmak olduğunu anlatıyordu. Hatamız karşı stratejiyi zamanında geliştirememek oldu.
Paul Bremer kimdir?
Lakabı ‘ABD’nin Irak’taki diktatörü’
ABD’nin Irak’ı işgalinde Bağdat’ın düşmesinin ardından Paul Bremer (72) ülkedeki en üst seviyedeki sivil yönetici olarak atandı. Deneyimli diplomat, 12 Mayıs 2003-28 Haziran 2004 arasında Geçici Koalisyon Yönetimi’nin başkanlığını yaptı. Yaklaşık 1 sene boyunca ülkenin Saddam Hüseyin’den sonraki yöneticisiydi. Ülkeyi kararname ile yönetme yetkisi bulunan Bremer’in bu dönemde Irak ordusunu dağıtma ve Baas Partisi üyelerini kamu görevinden men etme kararı Irak’ta daha sonra yaşanan sıkıntıların ana nedenleri arasında sayılıyor. Bremer Irak ordusunun zaten dağınık durumda olduğunu dolayısıyla orduyu dağıtma kararı almadığını sadece orduyu geri çağırmamayı tercih ettiklerini söylüyor.
Resim yapmaya başladı
Bremer döneminde yapılan özelleştirmeler, kontratların yalnızca yüzde 2’sinin Iraklı şirketlere verilmesi ve ortadan kaybolan 8 milyar dolar da hala tartışma konusu. Irak’tan döndükten sonra ABD Başkanı George W. Bush tarafından Başkanlık Özgürlük Madalyası’na layık görülen Paul Bremer, Vermont’taki evine çekilerek resim yapmaya başladı. Anılarını yazan Bremer çeşitli şirketlerde danışmanlık ve yönetim kurulu üyeliği yapıyor.
Orduyu dağıtmasak Kürtler ayrılacaktı
Irak ordusunu dağıtma kararınızda Kürtlerin “Ordu geri dönerse Irak’tan ayrılırız” sözlerinin etkili olduğunu anlattınız. Kürtler bu tehdidi başka noktalarda da yaptı mı?
Hayır, en azından bana karşı değil. 2003’te Irak ordusunu göreve çağırsaydık Kürtlerin ayrılacağı ve bölgesel bir savaş çıkacağı konusunda şüphe yok. Bu illa yalnızca Türkiye’nin dahil olacağı değil İran’ı da içine çekecek bir savaş olacaktı. Ancak bugün bağımsız bir Kürdistan kurulması ihtimali düşük.
Paul Bremer, takım elbisesi0nin altına giydiği asker postallarıyla tanınıyordu.
Çuval Olayı’nı hatırlamıyorum
Aynı dönemde Türkiye’nin istekleri ne kadar dikkate alındı?
O sırada Türkiye’nin 4. Piyade Türmeni’nin buradan geçmesine izin vermemesi nedeniyle (1 Mart tezkeresi olayı) Ankara ile zor bir ilişkimiz vardı. Türkiye ile ilişkimiz önemli bir aktör değildi. Ama 2004’te çok büyük bir iş adamı grubu beni ziyaret geldi. Onları karşıladık ve Irak’ın yeniden inşası için ellerinden ne geliyorsa yapmalarını teşvik ettik. O sırada artık kriz arkamızda kalmıştı.
Süleymaniye’deki Çuval Olayı’nı hatırlıyor musunuz?
Hayal meyal. Ne olmuştu? (4 Temmuz 2003’te 11 Türk askerinin Amerikan kuvvetleri tarafından başlarına çuval geçirilerek alıkondukları olayı hatırlattıktan sonra) Temmuz 2003 çok karmaşıktı. Üstelik 10 yıl oldu. Bir şeyler olduğunu hayal meyal hatırlıyorum ama kim olduklarından bile emin değilim.