BM’de Suriye’nin kaderi için diplomatik kapışma

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi önceki gün 10 ayı aşkın sürede 5 bin 400’den fazla kişinin öldüğü Suriye için New York’taki merkezine kapandı. Arap Birliği ve Batı ortaklığıyla hazırlanan ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın yetkilerini 15 gün içinde yardımcısına devretmesini öngören karar tasarısı için uluslararası toplumun karar alıcıları sert bir söz düellosuna girdi. Tasarıyı görüşmek için yapılan ilk toplantıda anlaşmaya varılamasa da Güvenlik Konseyi diplomatik hesaplaşmanın yaşandığı bir arenaya döndü.

‘Suriye, Libya olmayacak’
Batı cephesini temsilen konuşan ABD Dışişleri Bakanı Clinton “Bazı üyelerin Güvenlik Konseyi’nin başka bir Libya’ya doğru ilerlediğini düşündüğünü biliyorum. Bu yanlış bir analojidir. Uluslararası toplum farklılıklarını bir kenara koymalı ve Suriye halkına açık bir destek mesajı göndermelidir. Hepimizin bir seçeneği var: Suriye halkı ve bölgenin yanında durmak ya da orada devam eden şiddete suç ortağı olmak” dedi. Arap Birliği adına konuşan Katar Başbakanı Hamad Bin Jasim al Tani ise “Esad rejimi krizi sona erdirmek için tek çözümün kendi halkını öldürmek olduğuna inandı. Ölüm makinesi hala faaliyette” dedi.
Ancak, Rusya ve Çin cephesi tasarının Suriye’de ‘zorla rejim değişikliğine’ neden olacağı ve ‘Libya tipi bir müdahale’ ile sonuçlanacağını savunarak tasarıya itiraz ediyor. Rusya, askeri müdahaleyi açıkça bir dışlayan ifadeler kullanmaması durumunda tasarının kesinlikle veto edileceğini söylüyor.

‘Bizim görevimiz değil’
Clinton’un telefonlarına iki gündür çıkmayı reddeden Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Biz asla Esad’ın iktidarda kalmasının krizin çözümü olduğunu söylemedik. Ancak Rusya’nın politikası insanları istifaya çağırmak değildir. Ülkeyi kimin yöneteceği, reformların nasıl yapılacağı Suriye halkına bağlıdır. Hükümet güçlerinin sivillere karşı güç kullanmasını elbette kınıyoruz. Ancak aynı şekilde silahlı grupların hükümet güçlerine saldırmalarını da kınıyoruz” dedi.

‘Eski dostlar ihanet etti’
Güvenlik Konseyi’nde Esad rejimini savunan Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Beşar El Caferi ise ‘bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğünün kırmızı çizgileri olduğunu’ söyledi ve “Suriye bugüne kadar tüm krizleri dış müdahale olmadan aşmıştır” dedi. Caferi, Türkiye’nin adını vermeden, Suriye’nin daha önce dostu olan bazı ülkelerin Suriye’ye karşı çalışan silahlı unsurları barındırdığını ileri sürdü. Caferi, “Esad krizden çıkmak için bir yol haritası sundu, ama her şeyi kendi yapamaz, Arap Birliği’nin, Türkiye’nin ve Konsey’in yardımına ihtiyacı var” dedi.

MUTLU GÜNLER MAZİDE KALDI
ABACA fotoğraf ajansı, Suriye Başkanı Beşar Esad’ın kişisel arşivinden daha önce görülmemiş aile fotoğrafları yayımladı. Tarihleri 2003 ila 2006 arasıda değişen fotoğraflarda Beşar Esad ve eşi Esma Esad’ın çocukları Hafez, Zein ve Karim’le beraber geçirdikleri mutlu anlar ölümsüzleştiril-miş. Fotoğraflardan birinde Esad ailesinin hep beraber doğumgünü kutladıkları, bir diğerinde ise Esad’ın en küçük çocuğu ile kahvaltı keyfi yaptığı görülüyor. Ancak Esad ailesi için hayat çok değişti. Çift geçen mart ayında isyan başladığından beri halk önüne yalnız bir kez çıkabildi.

Taslak metin ne diyor?
Güvenlik Konseyi
- Arap Birliği’nin eylem planını memnuniyetle karşılar.
- Suriye’deki silahlı bütün tarafları şiddeti hemen durdurmaya çağırır.
- Komşu devletleri Suriye muhalefetiyle çalışma konusunda yüreklendirir.
- Ulusal birlik hükümetinin kurulmasını, Suriye devlet başkanının bütün yetkilerini yardımcısına devretmesi, şeffaf ve özgür seçimlerin düzenlenmesini destekler.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton: Hepimizin bir seçeneği var: Suriye halkının yanında durmak ya da şiddete suç ortağı olmak. Bu ülkenin hak ettiği geleceğe ilerlemesi için daha ne kadar masum sivil ölecek?

Rusya Dışişleri Bakanı S. Lavrov: Biz Esad’ın müttefiği değiliz. İktidarda kalmasının krizin çözümü olduğunu söylemedik. Ancak Rusya’nın politikası insanları istifaya çağırmak değildir. Rejim değişikliği bizim işimiz değildir.

Suriye’nin BM Temsilcisi B. El Caferi: 1950’lerde cep harçlığımızı İngiliz sömürgeciliğine karşı mücadele veren Arap hareketlerine bağışlardık. Araya petrol girmeden önce Arap dayanışması, bambaşkaydı...