Dünya Bush'a baba darbesi

Bush'a baba darbesi

24.10.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

7 Kasım seçimlerinde Demokratların Kongre'de çoğunluğu sağlaması olasılığı, eski Başkan Bush'a "Oğlumun hayatı mahvolacak" dedirtirken, Başkan Bush da babasına 'Spekülasyon yapma' diye sitem etti

Busha baba darbesi

Bu olasılığın Beyaz Saray için büyük sıkıntı yaratacağına ilişkin en çarpıcı açıklama, Başkan George W. Bush'un babası, ABD'nin 41'inci başkanı George H. W. Bush'tan geldi. 82 yaşındaki eski Başkan, Philadelphia'daki bir Cumhuriyetçi Parti toplantısında konuşurken, "Bu çılgın Demokratların bazıları, Kongre'deki komitelerin başına geçerse, ülkemiz için felaket olur. Cumhuriyetçilerin çoğunluğu yitirmesi halinde, oğlumun hayatının neye benzeyeceğini ise düşünmek bile istemiyorum" dedi. ABD'de 7 Kasım'daki araseçimlerin, Cumhuriyetçi Parti'ye büyük kayıp verdirerek, Bush yönetimini, görevdeki son iki yılında Demokratik Parti'nin denetimindeki muhalif bir Kongre ile birlikte çalışmaya zorlaması mümkün. Seçimler konusunda "iyimser" açıklamalarını sürdüren Başkan Bush ise ABC televizyonunda, babasının bu sözlerinin kendisine hatırlatılması üzerine, "Onun böyle spekülasyon yapmaması gerekir. Beni daha önceden aramalıydı; ben ona Demokratların kazanmayacağını söylerdim" dedi. 'Beni aramalıydı' Ancak ABD'deki siyasi havanın giderek artan biçimde Demokratlardan yana dönmesi, Başkan Bush'un tahmininin tutmayacağını düşündürtüyor. Temsilciler Meclisi'nde 1994'ten beri azınlık durumundaki Demokratlar, çoğunluğa geçmek için 12 yeni sandalye kazanmak zorunda ve anketler, bu olasılığın giderek güçlendiğini ortaya koyuyor.Gözlemciler, daha önceki tahminlerin aksine, Demokratların Senato'da da sürpriz yaparak, aradaki altı sandalyelik farkı kapatabileceğini belirtiyorlar.Öngörüler gerçekleşir ve Cumhuriyetçiler sandıkta hezimete uğrarsa, bunun siyasi faturasının büyük ölçüde Başkan Bush'a çıkacağı da kesin. Demokratlar önde Son altı yıldır, Bush yönetiminin tartışmalı karar ve uygulamalarının Kongre'de fazla eleştirilmemesi, Temsilciler Meclisi ve Senato'daki komitelerin başkanlarının Cumhuriyetçi olması ve gündemi bizzat belirlemelerinin sonucuydu.7 Kasım'da, Demokratların Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu alması halinde bu durum değişecek. Partinin liberal kanadından Nancy Pelosi, Temsilciler Meclisi başkanlığını üstlenecek ve bütün komitelerde hem başkanlık hem de üye çoğunluğu Demokratlara geçecek. Bu durumda, söz konusu komitelerin başta Irak Savaşı olmak üzere bir dizi konuda soruşturmalar başlatarak Bush yönetiminin politikalarını masaya yatırması bekleniyor. Komiteler boş durmaz ABD araseçimlerindeki en ilginç siyasi yarışlardan biri, kuzey eyaletlerinden Minnesota'da gerçekleşiyor.Minnesota'dan Temsilciler Meclisi'ne girmek için yarışan Demokrat aday Keith Ellison, halen Cumhuriyetçi rakibi Alan Fine'ın çok önünde. Ellison, beklendiği gibi, Temsilciler Meclisi'ne girmeyi başarırsa, ABD'nin 230 yıllık tarihindeki ilk Müslüman Kongre üyesi olacak.Ceza avukatlığı yapan 43 yaşındaki Ellison, Afrika kökenli bir Amerikalı. Ailesi Katolik iken, üniversite yıllarında din değiştirerek Müslümanlığa geçen Ellison, seçim bölgesindeki Müslümanların yanı sıra siyahların ve liberallerin de desteğine sahip.Rakipleri ise Ellison'ın bir dönem Louis Farrakhan liderliğindeki "İslam Ulusu" adlı örgütle bağlantılı olmasını eleştiriyorlar. Ellison, Farrakhan'la 1990'ların ortalarında işbirliği yaptığını, ancak siyahi Müslüman liderin Yahudi karşıtı görüşlerini benimsemediğini ve bu nedenle de "İslam Ulusu" ile ilişkisini yıllar önce kopardığını belirtiyor. Kongre yolunda ilk Müslüman El Cezire'ye geçen cumartesi verdiği demeçte, ABD'nin Irak'ta "aptalca ve küstahça" davrandığını söyleyen ABD Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkilisi Alberto Fernandez, "ciddi bir yanlışlık yaptığını" belirterek, sözleri için özür diledi. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Ortadoğu Dairesi Kamusal Diplomasi Direktörü Fernandez, demecinde, ülkesinin Irak'ta "aptalca ve küstahça davrandığı durumlar olduğunu" belirterek, "El Kaide dışında tüm direnişçi gruplarla görüşmeye hazır olduklarını" söylemişti. 'Aptalca ve küstahça' pişmanlığı