15.02.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Almanya’nın Münih kentinde başlayan Münih Güvenlik Konferansı, güvenlik ve savunma alanında dünyanın önde gelen isimlerine ev sahipliği yaparken, dış politikada dünyanın gitmekte olduğu yönün tespiti yapılmaya çalışılacak, sıcak krizlere kalıcı çözüm aranacak.
Savunma ve dış politikanın Davos’u olarak da adlandırılan Münih Güvenlik Konferansı’nda, “Batı dünyası gücü yitiriyor mu?” sorusuna yanıt aranacak. Konferans öncesi yayınlanan Münih Güvenlik Raporu’nda dikkat çekici tespitler yer alıyor. NATO Genel Sekreter eski Vekili Rose Gottemoeler, raporda, “NATO, yıllarca dünyanın askeri ve teknolojık açıdan lider savunma topluluğuydu, ancak son dönemlerde liderliği tehlikeye girdi” ifadelerine yer verirken, Batı dünyasının, savunma ve stratejik açıdan önem taşıyan teknolojilerde önderliğini kaybetmek üzere olduğuna işaret ediyor. Gottemoeler, Rusya’nın hipersonik füzeleri veya Çin Halk Cuhuriyeti’nin 5G alanındaki teknolojik önderliğine de dikkat çekerek, NATO ülkelerinin bu alanda geri kalma ihtimali üzerine duruyor.
Avrupa Parlamentosu Hıristiyan Demokratlar Grubu Lideri Alman Manfred Weber ise, Avrupa’nın zayıf bir kıta olduğuna dikkat çekerek “Avrupa Birliği’nin terörle mücadele edecek eşgüdüm yeteneğine sahip olmadığı gibi, Rusya’nın tehditkar davranışına karşı koyacak gücü yok. Dış politikasında da etkili bir tutumu bulunmuyor. Avrupa oldukça zayıf” dedi.
ABD’nin eleştirisi
ABD de, Avrupa’nın çok ağır işleyen bir topluluk olduğundan şikayet, ederek gelişmelere hızlı yanıt verememesinden şikayet etti. ABD’nin Almanya Büyükelçisi Richard Grenell “Avrupa’nın Venezuela veya İran’ın hasmane tutumu konusunda bir karar alması günler, haftalar sürüyor. Oysa bazı durumlarda aniden karar alabilmek gerekiyor” diyerek Avrupa’nın krizlere hazırlıksız, bilindik konularda ortak tutumu olmayan, karar alma konusunda hayli ağır bir mekanizması olduğuna dikkat çekti.
Münih Güvenlik Konferansı raporunda, Avrupa’nın güç kaybetmesinin nedenleri arasında, aşırı sağ partilerin kıtada yükselişe geçmesi gösterilirken, İngiltere’nin AB’den ayrılmasının da Avrupa’ya güç kaybettirdiği vurgulanıyor. Bu noktada AB üyesi ülkelerin Fransa’nın savunma şemsiyesi altına girmek istememesi ve bu konuda NATO’ya olan güvenin daha yüksek olduğu vurgulanırken, Ankara’nın Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Balkanlar’da daha fazla varlık göstermesinin, sadece Türkiye’nin güçlenmesinden değil aynı zamanda Avrupa ülkelerinin zayıflamasından kaynaklandığının altı çiziliyor.
“Avrupa değerlerini ve gücünü yitiriyor mu?” sorusuna yanıt aramaya çalışacak olan katılımcılar, Avrupa’nın yeniden aktör olması için atması gereken adımları belirlemeye çalışacak.
Belki bu adımların ilki OECD, NATO, Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) bir üyesi olan Türkiye’nin de, Batı’nın bir parçası olduğunu anlayıp, hasım değil dost, müttefik ve AB’ye aday bir ülke olduğunu hatırlamak olabilir.
56. kez düzenleniyor
Bu yıl “Batısızlık” temasıyla 56’ncısı düzenlenen ve 16 Şubat’a kadar sürecek olan Münih Güvenlik Konferansı (MSC 2020), dün başladı. Konferansa bu yıl 30 hükümet ve devlet başkanı ile yaklaşık 70 dışişleri ve savunma bakanının katılması bekleniyor. Ayrıca aralarında küresel düzeyde faaliyet gösteren şirketlerin üst düzey yöneticileri, akademisyenler ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu 500’ün üzerinde davetli de konferansın katılımcıları arasında.
Protesto ve dünyadaki belirsizliklerin gölgesinde başlayan MSC 2020’nin açılışını Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier yaparken, Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu temsil ediyor. Çavuşoğlu Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile pazar günü görüşme yapacak.