30.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Pınar Ersoy
ABD’nin başkenti Washington’dan Baltimore’a yolculuk trenle 20 dakika sürüyor. İstasyonun önünde bir gece önceki olaylardan hiçbir iz yok. Sanki binlerce kişi burada sokağa dökülmemiş, dükkanlar yakılmamış, yağmalanmamış. Şehrin ünlü liman bölgesinde de durum aynı. Evet, olaylardan sonra şehirde güvenliği sağlamak için göreve çağrılan Ulusal Muhafızlar’ın bir kısmı burada konuşlanmış. Zırhlı araçlarının yanında, ellerini makineli tüfeklerinin tetiğinden çekmeden nöbet tutuyorlar. Ama hayat her zamanki gibi devam ediyor. Tek fark askerlerin yanından geçen herkesin mutlaka bir hatıra fotoğrafı çektirmesi.
Sahilden ayrılıp batı mahallelerine doğru yürümeye başladığımızda ise bir gece önce 144 aracın ve 15 binanın yakıldığı olayların izleri karşımıza çıkıyor. Tarihi Charles Sokağı’ndan yukarı doğru çıktıkça camları kırılmış mağazaların sayısı artıyor. Köşedeki bir marketin kapısına ‘kapalı’ yazılmış. Önünde üç kişilik bir ekip yeni cam takıyor. Ekibin başındaki Paul gülümseyerek “Bundan sonra bir dükkanda daha işimiz var” diyor.
Polis gözetiminde omuriliği kırılan siyahi genç Freddie Gray’in ölümüne şehirde çok büyük tepki var. Ancak gün boyu konuştuğumuz hiç kimse yağmalama ve şiddet olaylarına destek vermiyor. “Polisin dayak yediğini görmekten çok memnun olduğunu” söyleyen taksi şoförü Yahya bile “Ama yağmacılara tahammülüm yok. Biz hırsız değiliz” diye şikayet ediyor. Kendisinin de gençliğinde siyah hakları için protestolara katıldığını anlatan Jerome (63) ise “Gençlerin yaptıkları mide bulandırıcı” diyor.
Jerome’un yanından ayrılırken “Akşam eve dönmek istiyorsan o mahallelere doğru yürümezsin” diye uyarıyor. Laf dinliyoruz. Taksiye bindiğimizde şoför uzun uzun bu sokakları uyuşturucu çetelerinin yönettiğini anlatıyor. Sonra “Seni beni öldürseler burada kimse dönüp bakmaz” diye ekliyor. Sokaklarda şehrin hiçbir yerinde olmadığı kadar çok genç erkek var. Belki de olayların büyük kısmının burada patlak vermiş olması tesadüf değil. Baltimore’da 20-24 yaş arası siyah erkeklerinyüzde 37’si işsiz... Her 4 kişiden birinin fakirlik sınırının altında yaşadığı şehirde sefalet en çok bu mahallelerde yoğunlaşıyor.
Olaysız kapandı
Pennsylvania ve North bulvarlarının kesiştiği noktada büyük bir kalabalık var. Bir gece önce eczane zinciri CVS’in buradaki şubesi yağmalanmış ve yakılmıştı. Şimdi gönüllüler hala yanık kokularının yükseldiği dükkanda temizlik yapıyor. Bir havayolu şirketinde çalışan Andrew, elinde çöp poşetleriyle “Büyükbabam yandaki binada yaşıyor. Burayı yakanlar onu da tehlikeye attı” diye söyleniyor. Bu sırada aralarında çocukların da olduğu göstericiler meydanda toplanmış. Olay çıkmasını önlemek için polisin önünde tek sıra dizilenler var. Kaldırım kenarlarında da güvenliği gönüllüler sağlıyor.
Baltimore’de gün boyu buna benzer irili ufaklı gösteriler düzenleniyor. Ama polis ve göstericiler arasındaki küçük gerginliklere rağmen gün büyük oranda olaysız kapanıyor. Gece sokağa çıkma yasağı başladığında ise tansiyon yüksek. Şehirde bin polis memuru ve 2 bin kadar asker var.
Yerel televizyonlar geceyarısına doğru CVS’in önünde göstericiler ve polisin karşı karşıya geldiğini gösterirken güvenlik güçlerinin plastik mermi ve biber gazı kullandığı haberleri geliyor. Ancak pazartesi gecesinin aksine yağmalama ve yakma olayları yok.
Gece boyunca yalnızca 10 kişi gözaltına alınırken çarşamba sabahı okulların ve birçok işyerinin tekrar açılması bekleniyor.