Dünya İki icadıyla dünyaya en büyük zararı veren adam! Yaşattığı her şeyin bedelini bakın nasıl ödedi

İki icadıyla dünyaya en büyük zararı veren adam! Yaşattığı her şeyin bedelini bakın nasıl ödedi

18.05.2023 - 12:12 | Son Güncellenme:

Çok büyük bir dehaya sahipti ancak icatları dünya için hiç de iyi olmadı! Başarılı bir mühendis olarak büyük bir şirkette çalışırken hırsıyla daha da tepelere tırmanmak istedi, işte her şey tam da o zaman başladı. İki icadıyla dünyadaki en büyük felaketlere kapı aralayan adamın ölümü ise çektirdiği acıları bizzat deneyimleyerek oldu.

İki icadıyla dünyaya en büyük zararı veren adam Yaşattığı her şeyin bedelini bakın nasıl ödedi

Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - İnsanlığa katkı sunmak ve yaşadığımız dünyayı daha iyi kavramak için gerçekleştirilen bilimsel icatlar çoğu zaman faydalı olsa da bazen o kadar da doğru sonuçlar doğurmayabiliyor. Bunun tarihteki en bilinen örneği ise hiç kuşkusuz Thomas Midgley Jr. olarak kabul ediliyor. 'Tarihin en zararlı mucidi' olarak anılan ABD'li makine mühendisi ve kimyager Midgley'in icat ettiği iki şey ona 'dünyaya en çok zarar veren insan' unvanını kazandırmaya yetti. Peki Midgley hangi iki icadıyla dünyanın içinde bulunduğu kaosa bilerek ya da bilmeyerek hizmet etti? 

Haberin Devamı

İki icadıyla dünyaya en büyük zararı veren adam Yaşattığı her şeyin bedelini bakın nasıl ödedi

ABD'nin Pensilvanya eyaletinde gözlerini dünyaya açtığında takvimler 1889'un 18 Mayıs'ını gösteriyordu. Başarılı bir eğitim hayatından geçen Thomas Midgley okuldan mezun olduktan sonra kendisini iş hayatına attı ve o dönemlerde yeni kurulmuş olan, bugün tüm dünyada tanınan General Motors (GM) şirketinde çalışmaya başladı. Kısa zaman içerisinde yetenekleriyle göz dolduran bir mühendise dönüşen Midgley'in başarısı çevresi tarafından da fark ediliyordu. Ancak o, sadece bir mühendis olarak kalmak istemiyor, kariyerinde daha önce hiçbir kimsenin icat etmediği farklı şeyleri keşfetme isteğiyle dolup taşıyordu. Bu isteği beraberinde onu endüstriyel kimya uygulamalarına itti. 

ÜRETİM MALİYETİ DÜŞÜK OLUNCA İLGİ ARTTI

Haberin Devamı

20'nci yüzyılın ilk yıllarında benzinin kalitesizliği araç motorlarında bazı sorunlara neden oluyordu. Motoru arızalandırarak aracın verimliliğini düşüren bu duruma bir çözüm geliştirilmesi giderek daha da büyük bir önem kazanıyordu. Dönemin en konuşulan problemlerinden biri olan bu sorunun çözümü ise kariyerinin henüz başındaki Thomas Midgley görevlendirildi. 1920'lerin başlarında çalışmalarına başlayan Midgley ilk olarak tetraetil kurşun (TEL) denilen bir bileşik üzerinde incelemeler yaptı.

Tetraetil kurşun aslında ilk olarak 1853 yılında Alman kimyager Karl Jacob Löwig tarafından keşfedilmiş ancak bileşenin ticari anlamda nasıl kullanılacağı üzerine pek kafa yorulmamıştı. Fakat tetraetil kurşunun üretim maliyeti oldukça düşüktü, bu yüzden de ucuzdu. Bu önemli ayrıntı da bileşene yönelik bir ilginin oluşmasını sağlamıştı.

PATENTİNİ ALIP ORTAKLIK KURDULAR

Bileşeni inceleyen Midgley, tetraetil kurşunun aslında motorlardaki sarsılma sorununu kökten çözecek kadar güçlü olduğunu fark etti. Midgley'in incelemeleri sonrasında bu bileşen General Motors şirketi tarafından patentlendi. Otomobil üreticisi General Motors, kimya devi Dupont ve günümüzde Esso olarak bilinen petrol şirketi Standard Oil Of New Jersey arasında Ethyl Corporation adıyla bir ortak girişim olarak kuruldu. Ortakların tek bir amacı vardı, o da tüm dünyanın talebini karşılayacak kadar tetraetil kurşun üretmekti. Üretim maliyetinin düşük olması nedeniyle ucuz olan bu bileşik, araçlardaki problemi ortadan kaldıracaktı belki ancak başta Midgley olmak üzere tüm dünyayı çok daha büyük bir tehlike bekliyordu. O yıllarda kurşun kullanılarak üretilen arabaların yüzde 97’si bu tetra etil kurşun ile yapılmıştı. Bu aslında yüz binlerce kişinin insan sağlığına zararlı olan kurşuna maruz kalması anlamına geliyordu. Tehlikenin boyutları gün geçtikçe daha da net ortaya çıktı.

Haberin Devamı

İki icadıyla dünyaya en büyük zararı veren adam Yaşattığı her şeyin bedelini bakın nasıl ödedi

Birçok kişi tetraetil kurşunun aslında insan sağlığına ne denli zararlı olduğunun henüz farkında değildi. Tetraetil kurşun aslında canlıların beyninde ve merkezi sinir sistemlerinde geri dönüşü olmayan hasarlar bırakan zararlı bir maddeydi. Bu bileşen körlük, işitme kaybı, böbrek yetersizliği ve uyku sorunları gibi problemlere yol açabiliyor, insan sağlığını doğrudan tehdit ediyordu. Ancak bileşenin ucuz olması ona olan ilgiyi kısa zamanda artırdı. Birçok alanda kullanılmaya başlanan tetraetil kurşun, günlük hayatta birçok yerde insanların hemen yanı başında olmaya başladı. Öyle büyük bir hızla yayıldı ki marketlerde satılan konserve yiyeceklerin ağzı bile kurşunla mühürlenir olmuştu.

İŞÇİLER TEK TEK HAYATLARINI KAYBETTİ

Tetraetil kurşunla doğrudan temas etmek zorunda kalan işçiler ve aileleri ise aslında en büyük kâbusu yaşayanlardı. Tetraetil kurşunla haşır neşir olan işçiler, maddenin insan sağlığını açıkça tehdit eden zararlı yönleri nedeniyle kısa zaman içinde hastalanmaya ve kalıcı sağlık problemleri yaşamaya başladı. Hastalananlar günden güne hayattan adım adım koptu ve neredeyse hepsi hayatını kaybetti.

Haberin Devamı

Ucuz olması bakımından sıklıkla tercih edilmeye başlanan tetraetil kurşunun aslında insan sağlığına zararlı olduğu halktan saklansa da gerçekler tüm hızıyla ortaya çıkıyordu. Üstelik bu bileşenin patentini alanlar bile kurşunun canlılar üzerindeki etkisinden haberdardı. Durumu geç de olsa fark edebilen gazeteciler akın akın fabrikalara akın etmeye başladı. Thomas Midgley ise icadının arkasındaydı ve geri adım atmaya niyeti yoktu.

30 Ekim 1924 tarihinde gazetecilerin ısrarlı soruları karşısında bir basın açıklaması yapmak zorunda kalan Midgley, önce kurşun buharını herkesin gözü önünde içine çekti, daha sonra ise bu kurşunun herhangi bir zararı olmadığını iddia etti. Yaptığı şey aslında bir şovdan ibaretti. Gerçekler çok kısa bir zaman sonra ortaya çıkacak, hükümet tetraetil kurşunun bulunduğu fabrikaları toptan kapatacaktı.

İŞLERİ DAHA DA İLERİYE GÖTÜRMEYE KARAR VERDİ

Thomas Midgley, bir yandan tetraetil kurşun tartışmaları sürerken, diğer yandan yakaladığı güç ve şöhretin yanıltıcılığıyla işleri daha da ileriye götürmeye karar verdi. Bu defa elde ettiği şey CFC yani kloroflorokarbon'du. İnsanlık bir kez daha büyük bir tehlike altındaydı. Ozon tabakasının incelmesindeki başrollerden biri olan kloroflorokarbon, tıpkı tetraetil kurşun gibi hızla yayıldı ve deodorantlardan buzdolaplarına kadar birçok üründe kullanılmaya başlandı. Her ne kadar bir süre sonra zararı anlaşılıp yasaklanmış olsa da maddenin gücünü keşfeden keşfetmişti ve olacak olan maalesef çoktan olmuştu.

Haberin Devamı

İki icadıyla dünyaya en büyük zararı veren adam Yaşattığı her şeyin bedelini bakın nasıl ödedi
Thomas Midgley'in tehlikeli ikinci icadı kloroflorokarbon, ozon tabakasının giderek daha da incelmesinde önemli bir paya sahip. Ozon tabakasının incelmesi, dünyaya düşen UV ışınlarının artması sonucu deri kanserine, katarakta ve ciddi bağışıklık sistemi hastalıklarına sebep olabilir.

ÇEKTİRDİĞİ ACILARI O DA DENEYİMLEDİ

Yaşadığı dönemde bile kafalarda soru işareti yaratan Thomas Midgley, zaman içinde insanlığın başını iki keşfiyle birlikte tehlikeye sokan kişi olarak anılmaya başlandı. Gezegenimize bilerek ya da bilmeyerek kalıcı hasarlar veren Midgley, 'dünyaya en çok zarar veren insan' ve 'tarihin en zararlı mucidi' gibi unvanlarla anılır oldu. Başta evine ekmek götürmek için saatlerce tetraetil kurşuna maruz kalan işçiler olmak üzere birçok insan ya hastalandı ya da dayanılmaz acılar çektikten sonra hayatlarını kaybetti. Peki ya Midgley? Bunca kişiye zararı dokunan Midgley hayatını nasıl kaybetti?

İnsanlığın başına açtığı dert bizzat Midgley'in sonunu hazırladı. ABD'nin Ohio eyaletinde 2 Kasım 1944'te henüz daha 55 yaşındayken hayatını kaybeden Thomas Midgley, yaşamını yitirmeden 4 yıl önce felç kaldı ve yatağa mahkum oldu. 51 yaşındayken 'kurşun zehirlenmesi' geçiren Midgley tam 4 yıl boyunca birçok kişiye çektirdiği acıları bizzat kendi de deneyimledi.

YAŞATTIĞI DEHŞET HENÜZ BİTMEDİ, ÇOCUKLAR TEHLİKE ALTINDA!

Yatalak olmasına rağmen yattığı yerden bir düzenek geliştirmek isteyen Midgley, yataktan kalkmasına yardımcı olmasını istediği düzeneğin makarası yüzünden boğularak hayatını kaybetti. Midgley, bilimsel keşiflerin yalnızca para odaklı kişiler tarafından nasıl zararlı sonuçlar doğurabileceğini, insanlığa ne denli kötü etkiler yaratabileceğini kanıtlayan kötü şöhretli sembollerden birine dönüştü. Ancak her şey bununla da bitmedi. Dünya henüz Midgley'in sebep olduğu zararlardan tamamıyla kurtulabilmiş değil. Özellikle çocuklar, kurşunun zararlarından en çok etkilenen yaş grubu.

Kurşunlu benzinden kademeli olarak çıkma aşaması çoğu sanayileşmiş ülkede 2000'lerin başında tamamlandı. Ancak yaklaşık bir asırdır kurşunlu benzini yakıt olarak kullanmak kurşunun toprak, hava, su ve vücudumuza hapsolduğu anlamına da geliyor. ABD'de yayımlanan The New England Journal of Medicine'deki 1992 tarihli bir makaleye göre modern insanların kemiklerindeki ortalama kurşun seviyeleri, Kristof Kolomb öncesi Kuzey Amerika sakinlerininkinden tam 625 kat daha yüksek.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre gelişmekte olan ülkelerde kurşun zehirlenmesi nedeniyle 15 ila 18 milyon çocukta kalıcı beyin hasarları meydana geldi. 2020 yılında UNICEF ve Pure Earth tarafından yayımlanan rapora göre de kurşun zehirlenmesinin çok büyük ve daha önce görülmemiş bir ölçekte çocukları etkisi altına aldığına dikkat çekilerek, "Tüm dünyadaki çocukların 3'te 1'i kurşun zehirlenmesiyle karşı karşıya" uyarısında bulunuldu.