‘İkinci Dünya Savaşı gibi!’

Pek çok lider, dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgınıyla ilgili, ne kadar zor bir zamandan geçildiğini anlatmak için “İkinci Dünya Savaşı” referansları kullandı. Birçok kişi, salgının “dünyanın İkinci Dünya Savaşı’ndan beri gördüğü en büyük tehdit olduğu” görüşünde birleşirken, bu benzetme, Almanya Şansölyesi Angela Merkel de dahil olmak üzere ülke liderleri tarafından dile getiriliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, büyük firmaların savaş dönemlerindeki gibi gerektiğinde bazı malzemeleri üretebilmelerine olanak tanıyacak yasaya ilişkin yaptığı konuşmada kendisini “bir savaş zamanı Başkanı” gibi gördüğünü vurgulayarak, ülkesinin “görünmez bir düşmana” karşı savaşta olduğunu söyledi. İkinci Dünya Savaşı’nı yaşayan ender isimlerden olan İngiltere Kraliçesi Elizabeth, geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmada, gençlik dönemine gönderme yaparak “Böyle zamanlarda ülkemizin tarihinin bir araya gelen ve bir olarak çalışan insanlar tarafından şekillendirildiği hatırlarım” ifadesini kullandı. Salgının etkilerini en kötü biçimde yaşayan İtalya’nın Başbakanı Giuseppe Conte ise, “ülkenin 2. Dünya Savaşı’ndan beri gördüğü en ciddi krizle karşı karşıya olduğunu” vurguladı.

Nüfusun yüzde 3’ü ölmüştü

Bunlar çarpıcı sözler olsa da, bu benzetmelerin çok faydalı olmadığı ve korkuyu daha da artırdığı yönünde görüşler var. ABD merkezli Associated Press haber ajansı, İkinci Dünya Savaşı ve Kovid-19 salgını esnasında yaşananlar arasında bir karşılaştırma yaptı.

2. Dünya Savaşı’nda o dönem yaklaşık 2.3 milyar olan dünya nüfusunun yüzde 3’ü hayatını kaybetmişti. 85 milyon kişinin ise cesedi bile bulunamamıştı. Günümüzdeki nüfusa oranlandığında, bu, 231 milyon kişiye karşılık geliyor. Bazı uzmanlar Kovid-19 salgınına karşı yeterli karantina ve sosyal uzaklaşma önlemleri alınmazsa ölüm sayısının onlarca milyonu bulabileceği endişesinin taşıyor.

“Marshall Planı’ gibi

Öte yandan salgın esnasında ve sonrasında ekonominin ayağa kalkması adına atılacak adımlar da akıllara 2. Dünya Savaşı sonrasını getiriyor. Nitekim Avrupa Birliği ve ABD’de konuşulan ekonomik kurtarma paketleri, savaşın ardından uygulanan Marshall Planı’nı anımsatıyor.

2. Dünya Savaşı’nın ardından milyonlarca erkeğin hayatını kaybetmesi sonrası kadınlar da işgücüne dahil olmuştu. Şimdi de benzer şekilde evden çalışma üzerine bir değişimin gerçekleşmiş olduğu; salgınla beraber çalışma düzeninde de bir devrim yaşanabileceği öne sürülüyor.

İki dönemi benzeştiren bir diğer olgu ise teknolojinin kullanımı. 2. Dünya Savaşı’nın sonunu, teknolojiyi kullananlar belirlemişti. Şu aşamada sistemin işlemesini sağlayan tek şey internet. İnternette bir sıkıntı yaşanması durumundaysa krizin yeni bir aşamasının başlaması gündeme gelebilir.