09.06.2009 - 11:29 | Son Güncellenme:
İran'da Cuma günü yapılacak seçimler öncesi reformcu aday Mir Hüseyin Musavi, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'la arayı kapatıyor. Kampanyanın son günlerine ise Ahmedijenad'la Zehra Rahnavard arasındaki polemik damgasını vurmuş durumda.
İran'da cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru alışık olunmadık bir kampanya süreci yaşanıyor. Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad karşısında desteğini artıran reformcu aday Mir Hüseyin Musavi'nin eşi doktor Zehra Rahnavard, aktif olarak kampanyaya katılıyor, mitinglerde yer alıyor ve eşinin yanından ayrılmıyor.
Rahnavard, özellikle kadın hakları ve siyasi tutuklular konusunda çalışıyor. İran'ın gündemindeki Rahnavard, Musavi'nin kabinesinde 2 ya da 3 kadın bakan bulunacağını, ayrıca kadınlara kabinede yardımcılık, temsilcilik ve danışmanlık görevleri de verileceğini duyurdu.
64 yaşındaki Zehra Rahnavard, yazar ve heykeltraş kimliğiyle de tanınıyor.
Ahmedinejad ise, Zehra Rahnavard'ın sürekli eşinin yanında olmasını eleştirerek, muhafazakarlarını oyları kazanmaya çalışıyor.
Son olarak Ahmedinejad Rahnavard'ın doktorasını ailesinin nüfuzunu kullanarak aldığını söyledi. Bunun üzerine bir basın toplantısı düzenleyen Rahnavard, Ahmedinejad'ın kendisinden özür dilemesini istedi: "Avukat tuttum. Ahmedinejad'a yönelik 3 suçlama var. Eğer özür dilerse dava etmeyeceğim. Ona 24 saat süre veriyorum."
Ancak Ahmedinejad'ın Rahnavard'la girdiği tartışma reformculara yaramış görünüyor. Anketlere göre Musavi Ahmedinejad ile arasındaki farklı kapatıyor.
-AHMEDİNEJAD VE MUSEVİ-
Seçimlerin tartışmasız iki güçlü adayı Mahmud Ahmedinejad ile Mir Hüseyin Musevi, muhafazakar ve reformcu kimlikleriyle farklılık arz etseler de, "halk adamlığı", "sade ve mütevazi" yaşam tarzlarıyla ortak paydada buluşuyor. Ahmedinejad ve Musevi’nin devlet adamlığı ve ülke yönetimindeki tecrübeleri bakımından da benzer özellikler taşıdığı söylenebilir. Adayların başka bir ortak özelliği de "önce vatan ve millet" kavramını "kırmızı çizgi" olarak belirlemeleri. Her iki adaya meşruiyet kazandıran diğer bir özellik de İslam Cumhuriyeti’nin ilke ve değerlerine sadakatleri ve bağlılıkları. İki adayın ayrıştığı en önemli konuların başında ise ekonomi ve dış politika geliyor. Bu bağlamda Batı ile ilişkilere bakış açılarının büyük ölçüde farklılık arz ettiğini kaydetmek gerek. Büyük güçlerle ilişkilerde Ahmedinejad "karşılıklılık" ilkesini ön plana çıkarırken, Musevi "diplomasi dili"ni tercih ediyor.
Adayların bireysel hak ve özgürlükler ile farklı düşüncelerin ifadesine yaklaşımlarının da temelde aynı olmadığı, başka bir gerçek.