15.07.2010 - 14:47 | Son Güncellenme:
Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması (ENOSİS) idealinin yaşama geçirilmesini amaçlayan ve Ada’nın kaderini değiştiren faşist Yunan darbesinin bugün 36. yıldönümü.
Askeri darbe, Ada’yı Yunanistan’a bağlamak amacıyla Yunan generaller öncülüğünde Başpiskopos Makarios’u devirmek amacıyla yapılmış ve katliama dönüşmüştü. Türkiye’nin garantörlük haklarını kullanarak 20 Temmuz’da adaya çıkmasıyla da girişimin başarıya ulaşması önlenmişti.
Ada’nın Yunanistan’a bağlanmasının (ENOSİS) daha fazla geciktirilmesine karşı çıkan EOKA’cı Rumlar ile Yunanistan’daki Albaylar Cuntası, bu hedefi daha uzun vadede gerçekleştirme amacındaki "Kıbrıs Cumhurbaşkanı" Makarios’a karşı 36 yıl önce darbe yapmışlardı.
Yunan askeri cuntası, Enosis’i gerçekleştirmek amacıyla Kıbrıs’taki EOKA’cılarla işbirliği halinde Makarios’u devirmiş ve EOKA’cı Nikos Sampson’u "cumhurbaşkanı" ilan etmişti.
Darbe sırasında EOKA karşıtı veya Makarios yandaşı 2 bin kadar Yunan ve Rum öldürülmüştü. Faşist cunta Türklere karşı tedhiş eylemlerinin yoğunlaşmasına da öncülük etmişti.
Türkiye, uluslararası İttifak ve Garanti Anlaşmaları’ndan doğan garantörlük hakkını kullanarak, Kıbrıs Türklerinin can ve mal güvenliğini korumak amacıyla 20 Temmuz 1974’te Barış Harekatı’nı gerçekleştirdi.
Türkiye’nin gerçekleştirdiği Barış Harekatı’yla Kıbrıs Türk halkının can ve mal güvenliği sağlandığı gibi, darbeciler de Kıbrıs’ta işgal ettikleri makamlardan çekilmek zorunda kalmışlardı.
Yunanistan’da ise 1967’de askeri darbeyle başlayan Cunta dönemi tarihe karışmış, ülkede demokrasiye dönülmüştü.
RUM SİYASİLERDEN DARBEYİ KINAMA MESAJLARI
Rum siyasiler de, 15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası’nın Kıbrıs’ta gerçekleştirdiği darbenin yıldönümü dolayısıyla kınama mesajı yayımladılar.
Rum Meclisi de darbenin yıldönümü dolayısıyla bugün özel oturum yaptı.
Rum Başkanlık Binası’nda bu akşam darbe ve sözde "işgalin" kınanması amacıyla bir etkinlik düzenlenecek. Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas etkinlikte bir konuşma yapacak.
Komunist AKEL partisi yayımladığı mesajda, Grivas ile EOKO B’nin suçlarından arındırılmasına ve tarihin saptırılmasına yönelik çabaları kınadıklarını belirtti.
Ana muhalefet Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ) de yayımladığı mesajda, "uğursuz gün" olarak nitelendirdiği 15 Temmuz 1974’e, Yunan Cuntası’nın suç faaliyetinin damga vurduğunu ve ülkeyi "işgal eden ve bölünmüş tutan" Türkiye’ye kapıları ardına kadar açmasına neden olduğunu iddia etti.
DARBE ANILARI
Bu arada Kıbrıs Rum basını, yıldönümü dolayısıyla, darbecilerin Rumları nasıl soğukkanlılıkla öldürdüklerini anlatan anı haberlere yer verdi.
Darbe sırasında 12 yaşında olan ve 18 yaşındaki ablası Andrulla Argiridis’in kurşunlanarak öldürülmesine şahit olan Leonidas Argiridis, papazın, mezarlıkta kızını arayan babasına, "Kaç, çünkü ölülerle birlikte canlıları da gömüyorlar" dediğini aktardı.
Politis gazetesine konuşan Argiridis, ablası Andrulla ile Lefkoşa’da Lokmacı karşısındaki Uzun Yol diye bilinen "Ledra Caddesi" üzerindeki işyerlerinde çalıştıklarını, ilk silah seslerinin duyulması ve tankların sokaklarda dolaşmaya başlamasıyla kendilerine yöneltilen namlular ve etraflarında uçuşan mermiler arasında Küçük Kaymaklı’daki evlerine kaçtıklarını anlattı.
Leonidas Argiridis, evlerine doğru giderken, Rum Milli Muhafız Ordusu’na (RMMO) ait bir kamyon üzerindeki bir askerin, Eleftheria caddesindeki bir otobüs durağındaki annesine "beni savaşa gönderiyorlar, kan dökülecek, canlı dönüp dönemeyeceğimi bilmiyorum" diye seslendiğini, ardından askerin, bacağına gelen bir mermi ile yere yıkıldığını gördüğünü aktardı.
"ASKER KİLİSEYE ATEŞ EDEREK PAPAZI DIŞARI ÇIKMAYA ZORLUYORDU"
Abla-kardeş Evangelistria Kilisesi’ne ulaşmayı başardıklarını, kilise önünde bekleyen bir RMMO aracı bulunduğunu ve araçtaki askerin kilise duvarlarına ateş ederek, papazına, dışarı çıkması için bağırdığını gördüklerini anlatan Argiridis, papazlar tarafından kilisenin bodrumunda saklanarak kurtarıldıklarını ve birkaç saat sonra çıkıp Kaymaklı’daki evlerine ulaştıklarını söyledi.
Argiridis silah sesleri kesildikten sonra evden birkaç kez çıkmaya çalıştıklarını ancak her seferinde kendilerine ateş edildiğini, bunlardan birisinin de ablasının sırtına isabet ettiğini belirtti. Leonidas Argiridis, kendilerine, sokağın karşısındaki bina üzerinde konuşlanmış mavi giysili iki silahlı kişi tarafından ateş edildiğini gördüğünü de kaydetti.
Gazete, Andrulla’nın Lefkoşa Genel Hastanesi’ne kaldırıldığında, hastane kayıtlarına canlı olarak geçtiğini, daha sonra yapılan araştırmada ise, ameliyat edildikten sonra ilgilenilmediğinden, kan kaybından öldüğünün öğrenildiğini yazdı.
Gazeteye göre, darbecilerin yolları kesmesinden dolayı Haspolat-Mağusa yolunda mahsur kalan babaları, eve döndükten sonra kızı Andrulla’yı aradı, hastanede bulamayınca da öldürülenlerin gömülmekte olduğu Konstantinu ve Eleni Mezarlığı;na gitti. Argiridis şunları anlattı: "Papaz Papatsestos babama, ablam yaşlarında bir kız gömmediğini, sadece Dora Yanku adında 7 yaşlarında bir kız gömdüğünü söyledi. Babama, ’kaç... çünkü ölülerle birlikte canlıları da gömüyorlar ve ben de mezarlar üzerinde dualarını okuyorum; dedi. Andrulla daha sonra hastanede tespit edildi ve 19 Temmuz’da Kaymaklı’da gömüldü. Papaz, ’ağlayın ama protesto etmeyin, çünkü darbeciler izliyor’ diye uyardı." Argiridis, darbecilerin asıl hedefinin AKEL’li komşuları ile bir polis memuru olduğunu, ablasının yanlışlıkla öldürüldüğüne inandığını aktardı.
Haberde, Andrulla’nın öldürülmesini soruşturan iki kişinin de daha sonra şüpheli şekilde öldüğü belirtildi.