Pompeo giderayak çalımlarını attı!

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun, NATO dışişleri bakanları toplantısının ilk gününde bir veda konuşması yapması beklenirken, Türkiye hakkında “eleştirel” sözler sarf etmesi son derece dikkat çekiciydi. Usül açısından Pompeo’nun NATO üyesi 7 ülkeyle birlikte anlaşıp, Türkiye’ye “basmakalıp” eleştirilerde bulunması, İttifak ruhuyla bağdaşan bir eylem değildi.

Her fırsatta Donald Trump yönetiminden hoşlanmadığını dile getiren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Dışişleri Bakanı olan Jean-Yves Le Drian’ın, Pompeo ile aynı söylemde bulunması şaşırtmadı. Pompeo’nun Ankara’yı eleştirmesi sırasında önce yüz ifadesiyle memnuniyetini dile getiren Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın, ardından söz alarak “Bu sözleriniz üzerine ekleyecek bir şey bulamıyorum!” şeklinde ifadeler kullanması ise, Miçotakis yönetiminin Türkiye karşıtı her tür oluşum ve girişime destek verme politikasının örneklerinden biri oldu.

Fransa sevdası ve Türkiye karşıtlığı ile bilinen Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ise, AB’nin ABD’nin boyunduruğundan kurtulması gerektiğini savunurken, NATO nezdinde Pompeo’ya destek verdi. İtalya ve Norveç dışişleri bakanlarıysa, her ne kadar konuşmalarında Türkiye’nin ismini zikretmemiş olsalar da, İttifak içinde yaşanan rahatsızlıklara değinirken, Litvanya’nın Türkiye karşıtı çıkışı Washington, Ankara, Paris ve Berlin’de şaşkınlık yarattı.

Asıl amaç ne?

Milliyet’e konuşan NATO kaynakları, Pompeo’nun Türkiye çıkışının iki amacı olduğunu hatırlattı. Söz konusu kaynaklara göre ilk amaç, ABD’nin seçilmiş başkanı Joe Biden ve ekibine, müttefikler arasında kavga ve anlaşmazlıklar yaşandığı “siyasi enkaz” niteliğinde bir NATO bırakmak. Aynı kaynaklar, ikinci olarak da Pompeo’nun siyasi kariyerini Temsilciler Meclisi’nde sürdürmek istediğini hatırlatıp, Kansas eyaletinin 4. bölgesinden yeniden aday olabileceğine dikkat çekti. Diplomatik kaynaklar, Rum lobisinin güçlü kuruluşu olan “Pan Hellenic Ulusal Konseyi” gibi örgütlerin bu bölgede bulunduğunu, Pompeo’nun da Türkiye karşıtı eylemler ve söylemlerden beslenerek yeniden seçilmeyi umduğunu vurguladı.

Bu arada Fransa’nın da her fırsatta NATO’daki uyum ve ahengi bozacak adımlara ön ayak olması yeni değil. İç politikada parlak durumda olmayan Macron, iktidarını sürdürmek ve 2022’deki seçimlere aşırı sağ seçmenin oyuyla ipi göğüslemek için Türkiye karşıtı söylemlerine devam ediyor. Ancak NATO içerisinde, kapalı kapıların ardındaki görüşmelerin bir müttefike yönelik olumsuz algı oluşturmak amacıyla basına sızdırılması, hoş karşılanan bir davranış değil. Olmadı da zaten...

Macron’un Türkiye karşıtlığının halklar nezdindeki olumsuz yankılarını, İngiltere gibi Almanya da görüyor. Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in, önceki gün, Türkiye’nin mültecilere ev sahipliği yaparak AB adına sergilediği fedakarlığı hatırlatması tesadüf değil.

Çavuşoğlu haber almış

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NATO dışişleri bakanları toplantısından bir kaç gün önce ABD, Yunanistan, Fransa ve Lüksemburg’un böyle bir söylemde bulunacağı haberini almıştı.

Bu çerçevede cevabını önceden hazırlayan, soğukkanlılığını da yitirmeden, sakin ve kararlı bir üslupla Mike Pompeo ile destekçilerinin Türkiye konusundaki eleştirilerini yanıtlayan Çavuşoğlu, gerilimin büyümemesi ve tartışmanın diplomatik ölçülerde kalması için özen gösterdi. Keza müttefiklerin mutlak çoğunluğu, Pompeo’nun başlatmış olduğu Türkiye karşıtı söz düellosuna katılmadı. Böylece bir diplomatik kriz yaşanmazken, gerilimli havanın, 10 Aralık’a kadar sürmesi bekleniyor.