Dünya Son dakika... Çavuşoğlu: Almanya'nın önerisini bu saatten sonra çok gerçekçi bulmuyoruz

Son dakika... Çavuşoğlu: Almanya'nın önerisini bu saatten sonra çok gerçekçi bulmuyoruz

26.10.2019 - 14:21 | Son Güncellenme:

Dışişleri Bakanı, Almanya'nın gündeme getirdiği güvenli bölge teklifinin askeri olarak uygulanamayacağını belirtti, "Mültecilerin dönüşüne katkı varsa biz varız" dedi.

Son dakika... Çavuşoğlu: Almanyanın önerisini bu saatten sonra çok gerçekçi bulmuyoruz

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alman mevkidaşı Heiko Maas ile bugün Ankara'da bir görüşme yaptı. Randevunun ardından iki bakan kameralar karşısına geçti ve Bakan Çavuşoğlu, Suriye mutabakatıyla ilgili Berlin yönetimine bilgi verildiğini söyledi.

Haberin Devamı

Terör örgütü YPG/PKK'nın Türkiye'nin güney sınırlarına yakın bölgelerden çıkarılması konusunda ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlara değinen Çavuşoğlu, mevkidaşı Maas ile yaptığı görüşmede Suriye meselesini tüm boyutlarıyla ele aldıklarını belirtti.

"Almanya'dan beklentimiz, müttefiklik ruhuna uygun davranmasıdır." diyen Bakan Çavuşoğlu, ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlar çerçevesinde bu ülkelerin sahada varılan fiili durumu tanıdıklarına dikkati çekti.

Terör örgütlerinden temizlenen bölgelere Suriyelilerin dönüşü konusunda Almanya ile görüş ayrılığına sahip olmadıklarını dile getiren Çavuşoğlu, "(Barış Pınarı Harekatı bölgesine) Birleşmiş Milletler verilerine göre 30 bin kişi geri dönmeye başladı." ifadesini kullandı.

Haberin Devamı

Çavuşoğlu, "Suriye'nin toprak bütünlüğü ve göçmenlerin gönüllü dönüşü konusunda en hassas ülke biziz." değerlendirmesinde bulundu.

Terörle mücadelede uluslararası toplumun birlikte çalışması gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu, "ABD'nin Interpol tarafından aranan bir teröristle diyalog kurması kabul edilemez." dedi.

Maas ile görüşmesinde ikili ilişkilerin yanı sıra Suriye meselesini de tüm boyutlarıyla ele aldıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, Almanya'dan Türkiye'ye ağır eleştirilerin geldiği bir dönemde Alman mevkidaşının Türkiye'ye yaptığı ziyaretin önemine işaret etti.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye sorununun çözümüne yönelik çabalarının Almanya'dan yeterli takdiri görmediğini belirterek, "Almanya'dan beklentimiz, aramızdaki müttefiklik ruhuna uygun davranmaları ve teröre karşı mücadelemizde bizimle dayanışma içerisinde hareket etmesidir." şeklinde konuştu.

Avrupa'daki PKK'lılar

PKK'lıların Avrupa'nın çeşitli ülkelerde şiddete başvurmaktan çekinmediğini anımsatan Çavuşoğlu, başta Almanya olmak üzere Avrupa'daki Türk toplumunun bu durumdan duyduğu endişeyi aktardı.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin güneydoğu sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek üzere yapılan Barış Pınarı Harekatı ile ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlara ilişkin de Alman mevkidaşı Maas'ı bilgilendirdiğini söyleyerek, "Varılan mutabakatlarla hem ABD'nin, hem de Rusya'nın Barış Pınarı Harekatı'nın meşruiyetini ve bu harekat sayesinde sahada oluşan yeni durumu tanıdıklarını vurguladım." ifadesini kullandı.

Haberin Devamı

Suriyelilerin ve yerinden edilmiş insanların harekatla terörden temizlenmiş bölgelere gönüllü ve güvenli şekilde dönüşünü sağlamayı hedeflediklerini vurgulayan Çavuşoğlu, tüm taraflarla yaptıkları görüşmelerde bu amaçlarının altını çizdiklerini kaydetti.

Çavuşoğlu, şu anda Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekat bölgelerine 360 binden fazla Suriyelinin döndüğü bilgisini paylaşarak, bu insanlara gerekli her türlü yardımı yapmayı sürdürdüklerini anlattı.

Suriye'ye şu ana kadar ulaşan insani yardımların yüzde 80'inin Türkiye üzerinden gittiğini söyleyen Çavuşoğlu, Suriye'ye komşu ülke olmasının yanı sıra, insani konulardaki hassasiyetlerinin de bu durumda etkili başlıca faktör olduğunu vurguladı.

Almanya'nın AB dönem başkanlığı

Çavuşoğlu, Almanya'nın gelecek yılın ikinci yarısında Avrupa Birliği'nin (AB) dönem başkanlığını üstleneceğini anımsatarak, "Umarız AB'nin kurulmasına öncülük eden Almanya, AB ülkelerindeki halkların beklentisine uygun politikalar üretmeye katkı sağlayacaktır." dedi.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gelecek günlerde Almanya, İngiltere ve Fransa liderleriyle görüşme planına ilişkin ayrıntıları da Alman mevkidaşıyla yaptığı görüşmede ele aldıklarını dile getiren Çavuşoğlu, "Her zaman ikili ve çok taraflı düzeyde iş birliklerine açık bir ülkeyiz." şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp Karrenbauer'ın ortaya attığı Suriye'nin kuzeydoğunda uluslararası güvenli bölge kurulması fikrine ilişkin bir soruya yanıtında, "Suriyelilerin ve yerinden edinilmiş insanların gönüllük esasına göre bu bölgelere güvenli şekilde dönmesi söz konusu. Bu saatten sonra bu öneriyi çok gerçekçi bulmuyoruz. Bu saatten sonra bu bölgelerin terörden arındırılması ve insani konulara odaklanılması daha faydalı olur diye düşünüyoruz." şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

Mehmetçiğin insani konulardaki yüksek hassasiyetine işaret eden Çavuşoğlu, Türkiye'nin kimyasal silah kullandığı yönündeki gerçek dışı propaganda gibi iftiralara kanıtlarıyla gerekli cevabı verdiklerini anlattı.

Çavuşoğlu, "Milli Suriye Ordusu'nu (MSÖ) 'cihatçı' diye nitelendirmek doğru değil. Çünkü Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde 3 binden fazla DEAŞ'lıyı biz onlarla beraber etkisiz hale getirdik. MSO, DEAŞ ile mücadele ederken alkışlıyoruz, PKK ile mücadele ederken 'çihatçı' diye gerçek dışı ithamlarda bulunulması doğru değil." ifadesini kullandı.

Suriye'nin toprak bütünlüğünün kendileri için çok önemli olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"YPG/PKK, İsrail'in başını çektiği Fransa dahil birçok ülke, Suriye'yi bölmek isterken hiç kimse Suriye'nin toprak bütünlüğüne bu kadar hassasiyet göstermiyordu. Biz Türkiye olarak buna bağlıyız. Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi bizim Suriye topraklarında gözümüz yok. Suriyelilerin gönüllü şekilde dönmesi konusunda en hassas ülke biziz. Ege adalarında mülteciyi taşıyan birçok bot vuruldu, delindi. Bu insanları zorla göndermek insani de değil, aynı zamanda da suç. Suriye'deki sorunun birçok boyutu var. Bir ülkenin tek başına üstesinden gelmesi mümkün değil. Birlikte çalışırsak insani dramları azaltabiliriz."

Çavuşoğlu, Türkiye'nin ABD tarafından F-35 projesinden çıkarılıp çıkarılmayacağına ilişkin bir soruya, "Türkiye, F-35 programının ortaklarından biridir. Türkiye'nin bazı çalışmalara katılmaması büyük haksızlıktır. S-400 alımından sonra ABD maalesef tek taraflı bazı adımlar attı. F-35'in bazı parçalarını Türkiye üretiyor. Dolayısıyla bu programdan çıkarılması kimsenin yararına değil. Bunların düzeleceğine inanıyoruz." diye cevap verdi.

ABD'nin Interpol tarafından aranan bir teröristle diyalog kurmasının doğru olmadığına değinen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"PKK'nın önden gelen teröristlerinden bir tanesidir. Türkiye'deki birçok terör saldırısının da sorumlusudur. Hakkında Interpol tarafından kırmızı bülten çıkarılmıştır. Böyle bir teröristle ABD Başkanı'nın konuşması, ABD'nin diyalog kurması kabul edilemez. Bir insanın bir ismi olur. Bunun terörist olduğu belli de ismi nedir, her gün isim değiştiriyor. Bir insan niye kod adı kullanır? General Mazlummuş, oymuş buymuş, bunlar kabul edilebilir şeyler değil. Yayınlanan kırmızı bültenin bir kopyasını ve diğer belgeleri, bir notayla ABD tarafına ilettik."

ALMANYA İÇİN 4 KONU ÖNCELİKLİ

Konuşmasına, içten ağırlama için mevkidaşı Çavuşoğlu'na teşekkür ederek başlayan Maas ise, Çavuşoğlu ile en son New York'ta yaptıkları görüşmede Suriye konusunu ele aldıklarını anımsattı.

Maas, Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin, "Aramızda önemli görüş ayrılıkları var fakat müttefikler ve partnerler arasında özellikle böyle durumlarda birbirimizle konuşmamız lazım, birbirimiz hakkında değil. Bu nedenle bu kadar kısa sürede buraya geldim. Şimdi çok ciddi diyaloğa ihtiyacımız var. Biz sizinle bu diyaloğu sürdürmek istiyoruz." diye konuştu.

İkili ilişkiler ve Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri açısından ortak sorumlulukların olduğuna işaret eden Maas, "Almanya için Türkiye çok önemli bir NATO müttefiki. Biz, şu anda bu savaşın fazlasıyla çok uzun sürdüğünü görüyoruz ve önümüzde kış var. Bu kışın, tekrar korkunç bir savaşın yaşandığı kış olmasını ve insanların acı çekmesini istemiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Maas, bu konuda Türkiye'nin de Almanya ve AB'nin de önemli sorumlulukları olduğunu söyledi.

"Artık ileriye bakmalıyız. Sağ duyuyla adım atmalıyız. Suriye'deki durumun istikrara kavuşması için çaba harcamalıyız." diyen Maas, kendisi için 4 konunun öncelikli olduğunu dile getirdi.

Maas, terör örgütü DEAŞ ile mücadelenin bu konuların başında yer aldığına dikkati çekerek, DEAŞ ile mücadelenin sona ermediğini vurguladı.

Alman Bakan Maas, "Soçi'de varılan mutabakat ışığında, bizim için ateşkesin sürmesi ve uzatılması çok önemli ve şunu memnuniyetle karşılıyorum ki Türkiye'nin burada belirli koşulların yerine getirilmesi durumunda bu hususu ilerleteceği yönünde mesaj aldık. Oradaki insanların ve geri dönmek isteyen sivillerin çıkarlarının da bunu mümkün kılması açısından önemli." ifadelerini kullandı.

Soçi'de varılan mutabakat temelinde, Türk güçlerinin Suriye'deki varlığının kalıcı olmayacağı ve geçici statüko olacağı konusunun görüşmelerde ele alındığını vurgulayan Maas, bu konunun Türk tarafınca teyit edildiğini ve bu durumu memnuniyetle karşıladıklarını aktardı.

Maas, görüşmelerde Suriye'nin siyasi geleceği konusunun da masaya yatırıldığına dikkati çekerek, gelecek hafta İsviçre'nin Cenevre kentinde Anayasa Komisyonunun bir araya geleceğini hatırlattı.

Bakan Maas, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu süreci çok bekledik. Türkiye ile birlikte çaba harcadık. Türkiye'nin de çabaları ve desteği sayesinde bu aşamaya varabildik. Gerçek bir siyasi süreç ve sonunda savaşın sonlandırılması yolunda adım atıldı. Bunu başarabilirsek zor durumdaki insanların durumuyla ilgili iyileştirmeler yapılabilir. Bu konuda çabuk hareket etmeliyiz. Tüm taraflara çağrıda bulunuyoruz. Uluslararası insani yardım kuruluşlarının buraya ulaşabilmeleri önemli."

Maas, mevkidaşı Çavuşoğlu ile yaptığı görüşmelerde, Suriyeli göçmenlerin gönüllü, onurlu ve güvenli dönüşü konusunu Türk tarafının teyit ettiğini vurgulayarak, "Somut ve acil konular üzerinde yapıcı görüşme sürdürdük. Bu diyaloğa girmiş olmayı çok önemsiyorum." dedi.

'Güvenli bölge konusu görüşmemizde çok fazla zaman teşkil etmedi'

Maas, Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer'in Suriye'de uluslararası güvenli bölge önerisine ilişkin de şu değerlendirmeleri yaptı:

"Güvenli bölge konusu görüşmemizde çok fazla zaman teşkil etmedi. Aslında bu yeterince anlamlı diye düşünüyorum. Gerçekçi bir öneri olmadığı söylendi. Biz de bu nedenle şu anda oradaki insanlar için önemli konulara önem verdik. 150 saatlik ateşkesten sonra insani yardım konusu nasıl ele alınacak? Suriye, Ürdün veya Lübnan'da. Anayasa süreci de nasıl devam edecek? Anayasa Komisyonu ile önemli bir adım atıldı. Mültecilerin geri dönmesi, bunlar önemli konular. Ortak pozisyonlar konusunda anlaşmamız gerekiyor. Bu tür konulara vakit ayırmak istemedik."

'Rejimin askeri harekatı İdlib'de insani felakete yol açabilir'

Konuk Bakan Maas, İdlib'deki son duruma ilişkin de "Bizim açımızdan İdlib'deki durum şu anda son derece zor bir durum çünkü geçtiğimiz aylarda ve yıllarda birçok insan oraya kaçtı." yorumunda bulundu.

İdlib'deki konut durumunun da son derece sıkıntılı olduğuna dikkati çeken Maas," Rejimin askeri bir harekatı burada (İdlib'de) büyük bir insani felakete yol açabilir, bunu mutlaka önlemek gerekir. Bunu (Rusya Dışişleri Bakanı Sergey) Lavrov ile yaptığım telefon görüşmemde de söyledim. Burada sivil toplumu koruyan bir çözüm bulunmalı." diye konuştu.

'DEAŞ'lı militanların çocuklarını tabii ki geri alacağız'

Almanya'nın, vatandaşı DEAŞ'lıları ülkeye geri alıp almacağı konusu hakkında da Mass, şu ifadeleri kullandı:

"Biz, geçmişte de DEAŞ'lıların çocuklarını geri alıyorduk. Suriye'nin kuzeyindeki durumdan dolayı bu tabii ki biraz zorlaştı. Örneğin bu kişilerin hangi sınır kapısından geçeceği konusu gibi. Bundan sonra da DEAŞ'lı militanların çocuklarını tabii ki geri alacağız. Fransa ve Hollanda ile de bu konuda birlikte çalışacağız. DEAŞ'lı militanlar konusunda, bunların kim olduğunun tespit edilmesi çok önemli ve yasal kanıtların da somut olması gerekir. Hangi suçların işlendiği gibi. Biz zira şunu önlemek istiyoruz, DEAŞ'lı katillerin geri dönüp, daha sonra bunların mahkeme önüne çıkarılmasının mümkün olmamasını engellemek istiyoruz. İlk duruşmadan sonra serbest bırakılmalarını tabii ki önlemek istiyoruz. Bu Almanya için çok önemli bir kriter. Mahkeme nezdinde kullanılabilecek somut kanıtların olması gerekiyor."