Son Dakika Haberleri: Türkmen Dağı'ndan bir haber daha

Suriye’de Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı Bayır Bucak bölgesinde çatışmalar tüm hızıyla devam ederken Türkmen güçleri mevzilerini korumak için var güçleriyle direniyor. Milliyet, havadan, denizden ve karadan bombalanan Türkmenlerin akın ettiği Hatay’ın Yayladağı sınırında cephenin nabzını tutuyor.

Esad 3.5 yıl sonra dönüyor

Türkmenlerin verdiği bilgilere göre, stratejik anlamda bölgenin en önemli noktası sayılan Gımam Tepesi’nin alınmasıyla başlayan rejim harekatı dün de devam etti. Lazkiye kırsalında sıkışan muhalifler, elinde bulundurduğu mevzileri bir bir teslim ederken bölgede Esad ve Rusya hakimiyeti kuruldu.

Bayır Bucak Bölgesi, diğer bir deyişle Türkmendağı da 3.5 yıl sonra muhaliflerin kontrolünden çıktı çıkacak. Hatay’ın Yayladağı ilçesinin karşısına düşen ormanlık alanda bulunan yerleşim alanları, Rus uçaklarının ağır bombardımanı nedeniyle bir bir terk ediliyor. Lazkiye kırsalında muhaliflerin kontrolünde bulunan Kürt Dağı ve Türkmendağı arasında bulunan Gımam kasabası da rejimin eline geçmiş ancak geri alma çabaları sonuç vermemişti. Bunun üzerine bozguna uğrayan muhalif hatlarını yaran güçlerin, muhalif Türkmenlerin son kalesi Türkiye sınırına 5 kilometre uzaklığı bulunan Yamadi köyüne doğru ilerlemeye başladığı belirtiliyor.

35 bin sivil yaşıyor

Türkmendağı’nda aralıksız süren çatışmalarda direnen Sultan Abdulhamid Tugayları’nın kayıplarının yaklaşık 110 olduğu, rejim güçlerinin 170 civarında kayıp verdiği iddia ediliyor. Ayrıca bölgede 35 bin sivilin yaşadığı tahmin edilirken Yamadi ve çevresinin düşmesi halinde yeni bir insani dramın yaşanmasının kaçınılmaz olduğu belirtiliyor. Grad ve seyir füzeleriyle saldıran Rusya’nın 50’ye yakın sivilin ölümüne neden olduğu belirtiliyor.

Stratejik tepeler

Suriye Türkmen Tugayı Kurucusu olan Muhammed Avad, Esad’a bağlı orduda albay rütbesi ile görev yaparken savaşın başlamasıyla ordudan ayılmıştı. Avad, Milliyet’e yaptığı açıklamada Bayır Bucak’ın görünürde Suriye toprağı oluğunu ancak coğrafik ve siyasi açıdan Yayladağı’nın devamı konumunda olduğunu bu yüzden kaybedilmemesi gerektiğini savundu. Humus Türkmenlerinden olduğunu belirten Avad, Milliyet’e şunları söyledi:

“Bu bölge yeniden rejiminin eline geçerse 3.5 yıldan sonra Esad’ın Türkiye ile geniş bir sınır hattına sahip olması anlamına geliyor. Ayrıca Türkmen Dağı’nı eline geçiren Türkiye sınırında bulunan yüksek pek çok tepeyi ve bu tepelerin hakimiyet alanınada bulunan toprakları da ele geçirmiş olacak.”.

Esad’dan hilal hareketi

“Esad birlikleri Kürt Dağı ve Türkmendağı’nı hilal şeklinde karadan kuşattı. Bölge ülkelerinden topladığı milis güçleri ve paralı askerlerle saldırarak burayı yeniden kendi kontrolüne geçirme hesapları yapıyor. Elimizdeki istihbaratlar gösteriyor ki, dağın her tarafına tank ve toplar yerleştiriyor. Uzun sürecek bir çatışmaya hazırlandığını yaptığı yığınaktan anlıyoruz. Rejime bağlı olarak 28 yıl askerlik yaptım. Esad’ın atacağı adımları önceden tahmin etmem benim için güç değil.

Denize koridor iddiası

Rejimin diğer diğer bir hesabı da Kobani’den bölgeye Kürt savaşçı getirmek. Gelen bilgiler gösteriyor ki, Kobani’de, Türkmen bölgesinin düşmesiyle Kobani’den denize koridor açılacağını propagandası yapıyorlar.

Yayladağı’nın karşısında sınırın Suriye tarafında Türk Kızılayı’nın desteğiyle kurulan çadırlarda kaçan Türkmenlerin barınması sağlanıyor. Yoğun hareketliliğin olduğu bölgede göçmen sayısı 16 bine ulaştı.

Hazırlıklar sürüyor

Sınırın Türkiye tarafında da Hatay’ın Yayladağ ilçesi sınırındaki Türkmen bölgesinden olası bir göç dalgasına karşı geniş güvenlik önlemleri alındı. Bombalanan bölgede yaşayan siviller Hatay’ın Yayladağ sınırına sıfır noktasındaki Yamadi kampına yerleşti. Alınan önlemler sayesinde sınırda ani bir yığılma olmadığını belirten yetkililer, mevcut kamplarda kalanların sayısının gün itibariyle 16 bine ulaştığını kaydetti. Başbakanlık afad ve Kızılay’ın bölgeye yardımları da devam ediyor. Yamadi bölgesine giden yollara ek olarak sıfır noktasında kurulan Yamadi kampı yollarda da geniş güvenlik önlemleri alındığı görüldü. Sınıra yaklaşık 2-3 km mesafede oluşturulan barikatlardan araç geçişine izin verilmezken askeri iş makineleri de sınıra sevk edildiği gözlendi.

İyileşen yine cepheye

Çatışmalarda yaralananlar da tedavilerinin ardından Yayladağ’a getiriliyor. Türkmen savaşçılardan 25 yaşındaki Firas Hafsarcavi, iyileşir iyileşmez yeniden cepheye döneceğini söylüyor. Rusların, İranlıların, Lübnan ve Iraklıların kendileriyle savaştığını belirten Havsarcavi, “Esad mezhep savaşı yapıldığı iddialarını ortaya atarak bu insanları ikna etti. Ama bizim derdimiz mezhep savaşı değil namusumuzu ve toprağımızı korumak” dedi.

‘Sapanla savaşıyoruz’

Suriye Türkmen Birliği Başkanı Samir Hafez, CNN Türk’e Türkmenlerin yüzde 90’ının kendi köylerinde kalıp evlerini terk etmek istemediğini, ancak Rusya’nın hava araçları gelince zor durumda kaldıklarını söyledi. Hafez, “Elimizdeki silahlar demoda, neredeyse Rusya’ya karşı sapanla savaşıyoruz. Doğruyu söylemek gerekirse çekildik. Çatışmayı kaybettik ama savaşı kaybetmiş değiliz” dedi. Hafez, bölgedeki durumun çok açık olmadığını, askeri durumda iyi olmadıklarını, son hücumların masada pazarlık için malzeme olacağını düşündüğünü belirtti. Türkmen ve Kürt Dağı’nın 3 kez alıp, 3 kez kaybettiklerini, misket bombasının ağır zayiatlar verdiğini, Suriye askerlerinden de ölenler olduğunu söyleyen Hafez, IŞİD’in olmadığı yerlere Rus uçaklarının bomba atmasını anlayamadığını belirteti.

Burç Kasap’ta yoğun çatışma

Silah ve top sesleri Yayladağı’ndan da duyuluyor. Lazkiye’nin kırsalında Türkmenlerin yaşadığı Bayır Bucak Bölgesi başta olmak üzere iki ayrı alanda daha çok gençlerin kaldığı, yaşlı ve çocukların Türkiye sınırına doğru kaydığı, evlerini terk etmek istemedikleri için de Türkiye’ye geçmedikleri belirtildi. Dağlık bir alan olan Bayır’dan daha çok sahil bölgesi olan Bucak çevresindeki yerleşim yerlerinin kontrolü ara ara Suriye rejimi ve Türkmen cephesi arasında el değiştiriyor. Son bir haftalık sürede hava saldırısı sonrası Bucak’ın bir bölümünden Türkmenler geri çekilmek zorunda kalmıştı.

Bayır Bucak Bölgesi’ne hakim üç tepeden biri olan ve Türkmenler için stratejik öneme sahip Kızıldağ, üç gündür Esad rejimin kontrolünde. 45 Nolu tepe de rejim askerlerinin elinde. 3’üncü tepe olan Burç Kasap Tepesi’nde ise rejim askerleri ve Türkmen birlikleri hakimiyet sağlamak için çatışma halinde. Bu noktayı alanın tamamen Bayır Bucak’a hakim olacağı belirtiliyor.

Bomba yağıyor

DHA’ya bilgi veren bir Türkmen yetkili, “Biz karadan herhangi bir saldırıdan korkmuyoruz. Ancak hava saldırısı bizi çok zorluyor. Elimizde 23 kalibrelik doçkalar var onların da sayısı fala değil, menzilleri 4 kilometre kadar. Ancak Rus uçakları yüksekten uçup Türkmen köylerindeki sivillerin üzerine bomba yağdırıyor. Mücahitler direniyor” dedi.

Ellerindeki demode silahlarla savaşan Türkmen savaşçılar buna rağmen umutlarını yitirmiyor. Eli silah tutanlar cepheye koşuyor.

‘Türkmen kavramı siyasi’

Suriye’de Esad güçleri ile Rus uçaklarının iki ateşi arasında yaşam mücadelesi veren Türkmenler “Türkmen kimdir, kökü nereye dayanıyor?” sorusunu gündene getirdi. Uzmanlar, “Türk veya Türkmen farklı soy ve tanımlar değildir. Hepimiz Oğuz Türklerinin evlatlarıyız” dedi.

-Prof. Dr. Tufan Gündüz: Türkmen, Türk tanımları aynı anlamdadır. Bizler neysek Türkmen denilen Türk soylu halk da odur. Yabancılar, Müslüman olan Oğuzlara Türkmen diyordu. Ancak devleti kuran iradenin hakimiyetine Türk denilmeye başlayınca Türkmen kavramı yerine Türk kavramı benimsendi. Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet’in kurulmasıyla İngiliz ve Fransızlar, Türkiye Türkleri ile Balkanlar, Suriye ve Irak’taki Türklerin bağlarını koparmak için Türkmen diye bir imaj yarattılar. Türkmen tabiri, Türklerden farklıymış gibi aktarılmaya çalışıldı.

- Prof. Dr. Abdülkadir Donuk: Türk ve Türkmen kavramları arasında hiçbir fark olmadığı gibi bugün Irak veya Suriye Türkmenleri denilen topluluk Türk soylu millettir. Türk ile Türkmen arasında hiçbir fark olmadığı gibi soy olarak Türk milleti vardır.

- Dr. Nefi Demirci: Türkmen tanımı politik bir kavram olarak önce yabancılar, 1990’ların sonunda da özellikle Saddam rejimi tarafından ortaya atıldı. Buradaki soydaşlarımızı Türkiye ve Türk varlığından ayırmak için ‘Siz Türk değilsiniz, Türkmensiniz’ şeklinde telkinler yapıldı.

MERT İNAN İstanbul