Dünya Türkiye’de basın özgürlüğü İsveç’te tartışıldı

Türkiye’de basın özgürlüğü İsveç’te tartışıldı

11.06.2009 - 15:22 | Son Güncellenme:

.

Türkiye’de basın özgürlüğü İsveç’te tartışıldı

Türkiye’de basın özgürlüğü, Stockholm’de İsveç-Türkiye İnsan Hakları Komitesi tarafından düzenlenen seminerde tartışıldı.
“Türkiye’de özgür basın ve özgür İfade” konulu seminere, gazeteci Haluk Şahin, Semih İdiz, Yusuf Ziya Cömert, L. Doğan Tılıç, Ayhan Bilgen ve Arne König katıldı.
İsveç meclisinin bir salonunda İsveç’te yaşayan Türklerin ve bazı milletvekillerinin izlediği semineri, İsveç Bilimler Akademisi Başkanı Erling Norrby yönetti.
Seminerde konuşan Haluk Şahin, Türkiye’de basın özgürlüğünü sınırlayan temel yasaları anlattı, iktidarın ve siyasi rejimin uygulamalarının çarpık sistem yarattığını ileri sürdü.
Şahin, “Demokratik rejimlerde hükümet basına baskı yapamaz. Bizim hükümet, bir yandan Avrupa Birliği yönünde Türkiye de iyileştirmeler yaparken, bir yandan da basına ağır vergi cezaları yükleyerek basının önünü tıkıyor” diye konuştu.
Türk Ceza Kanununun 301. maddesinin hala yürürlükte olmasını da eleştiren Şahin, gazetecilerin bu maddeden yargılandığını hatırlattı ve gazeteci Nedim Şener’in “Hrant Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları” adlı kitabından dolayı 28 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığına işaret etti. Semih İdiz de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın basına karşı toleranssız hareket ettiğini ve bu tavrın basın üzerinde baskı yarattığını öne sürdü. Türkiye’de birçok yayın kuruluşu ve gazetecinin Başbakan’ın açtığı davalardan yargılandığını ve cezaya çarptırıldığını ifade eden İdiz, şimdiki iktidarın ve daha önceki iktidarların, Türk basınını yüksek vergilere tabi tutarak cezalandırma ve kısıtlama politikaları uyguladığını kaydetti. Ayhan Bilgen ise, Türkiye’de hükümetin Kürtçe yayını kendi tekelinde tuttuğunu, Kürtçe dilinde yayın yapan özel kuruluşların kapatıldığını ya da yasal ve teknik düzenlemelerle engellediğini iddia etti. Doğan Tılıç da Türkiye’de büyük medya sahiplerinin aslında gazeteci olmadığını, 1980’lerden sonra ortaya çıkan bu durumun basın ahlakını olumsuz etkilediğini kaydetti.
Yusuf Ziya Cömert ise bazı alanlarda Türkiye’deki basın özgürlüğünün Avrupa ülkelerinde bile bulunmadığını kaydederek, “Türkiye’de bir insanı haksız yere manşetten verdiğiniz bir haberle suçlarsınız, ceza almadan bile kurtulursunuz” dedi.
İnasnların düşüncelerinden dolayı ceza almalarını onaylamadığını kaydeden Cömert, bu konuda yasalarda değişiklikler yapılmasından yana olduğunu ifade etti.