‘X KUŞAĞI’ iktidarı

Uzun yıllardır aynı koltuklarda görmeye alıştığımız dünya liderlerinin yerini bir sonraki nesil devralıyor, politikada yeni bir dönem başlıyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan nüfus patlaması döneminde (1945-1964 yılları arasında) doğan “baby boomers” neslinin temsilcileri yavaş yavaş politika sahnesini terk etmeye zorlanırken, yerlerini şimdi 40’lı yaşlarında olan “X kuşağı” alıyor. Bu kuşağın üyeleri, yetiştikleri farklı dünyanın değer yargılarını ve daha dinamik, cesur, bağımsız bir liderlik tarzını yansıtıyorlar.

Kim bu X jenerasyonu?
“Baby boomers” neslinden sonra, 1961-1980 yılları arasında doğan X Jenerasyonu, ekonominin düşüşe geçtiği ve bambaşka bir değerler sisteminin inşa edildiği bir dünyada yetişti. İstediklerini almak için savaşmaları gerektiğini öğrenen bu jenerasyonun hırslı ve yüksek motivasyonlu üyeleri en yukarıya ulaşmak için sert bir mücadeleye de hazırlıklı hale geldiler.
Bilgisayar oyunları oynayarak, video izleyerek ve internetle büyüyen X’ler teknolojiyi kullanan ilk nesil oldu. “Baby boomers” jenerasyonu tek tip televizyon programları izlerken, X’ler sistemi sorgulayan satirik komedi çizgi dizisi “Simpsonlar” ile büyüdü.
Şimdi X Jenerasyonu’nun liderleri ellerinden düşürmedikleri BlackBerry telefonlarıyla programlarını takip ediyor, sosyal paylaşım siteleri facebook, twitter hesaplarıyla milyonlarca insana ulaşıyor, gençlerle iletişim kurmayı başarıyor.

Hiyerarşi yerine bağımsızlık
X Jenerasyonu’nu kendinden önce gelenlerden farklı kılan en önemli etken sosyal hayatta yaşanan değişmeler oldu. İş dünyasında yer elde edebilmek için mücadele veren kadınların çocukları olan X’ler, “cinsiyet eşitliği” ile ilk tanışan nesil oldu. Kız çocukları, annelerinin zor yoldan kazandığı kariyerlere sahip olmaları için eğitim gördüler. Bu jenerasyonun erkek temsilcileri babalarından farklı olarak aile hayatı ve çocuk bakımında daha fazla görev üstlendi. Bu durum X Jenerasyonu’nun politika liderlerinin daha özgürlükçü olmasını sağladı.
Hiyerarşiye sıkı sıkıya bağlı, otoritenin önemine inanan, değişimden hoşlanmayan önceki neslin aksine X’ler bağımsızlıkları ile tanınıyor. Kurallara karşı çıkan X’ler işlerin halledilmesinde tek bir doğru yolun olduğuna inanmıyor, daha yaratıcı çözümleri tercih ediyor. X’ler otoriyeyi gereksiz bir zorlama olarak görüyor, “eski moda disiplini” uygulamak istemiyor, onun yerine kendi seslerini duyurmayı amaçlıyor.
X Jenerasyonu’nun ilk büyük devlet lideri 2008 yılı seçimleri ile Beyaz Saray’ı devralan Barack Obama oldu. 1961 doğumlu Obama, 72 yaşındaki rakibi John McCain’i eleyerek ABD’nin ilk siyahi başkanı oldu.
Seçim kampanyasında “Değişim” sloganını kullanan Obama, Irak Savaşı gibi kilit konularda “baby boomers” neslinden olan önceki başkan George W. Bush yönetiminden farklı bir tavır ortaya koyarak, hem ABD halkının hem de dünya kamuoyunun desteğini aldı.

İngiltere de onlarda
İngiltere’de de Mayıs ayında yapılan seçimlerden sonra devletin en üst kademelerinin tümünü X Jenerasyonu elde etti. Seçimleri kazanan Muhafazakâr Parti’nin 43 yaşındaki lideri David Cameron ülke tarihinin en genç başbakanı oldu. Yaşıtı Liberal Demokrat Parti lideri Nick Clegg de koalisyon ortağı ve başbakan yardımcılığı görevlerini üstlendi.
Uzmanlar, başarılı bir lideri tanımlayan geleneksel kriterlerin artık günümüz koşullarına uyum sağlayamadığını söylüyor. Yıllardır aynı politikacıları görmekten, aynı söylemleri dinlemekten bıkan halklar da ülkelerini modern dünyanın hızına yetiştirecek liderler görmek istiyor.
Dünya ülkelerinde gittikçe genç politikacıların öne çıkması ilerleyen yıllarda da devam edecekmiş gibi gözüküyor.

“Güç artık yeni neslin”
Değişmeyen söylemleri ile İngiliz halkının beklentilerini karşılayamayarak 13 yıldır sahip olduğu iktidarı kaybeden İşçi Partisi, politikadaki yeni dönemde yer edinebilmek için yenilenmesi gerektiğini fark etti ve 40 yaşındaki Ed Miliband’i lideri olarak seçti.
Parti konferasında yaptığı konuşmada, gücün artık “farklı tavırlara, farklı fikirlere ve farklı politika yapma yöntemlerine sahip olan yeni bir jenerasyonun” elinde olduğunu söyleyen Ed Miliband, yeni jenerasyonun politikada yaratacağı değişimi dile getirmiş oldu.

İşte o liderler
ABD Başkanı Barack Obama (1961)
Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev (1965)
İsviçre Devlet Başkanı Doris Leuthard (1963)
Meksika Devlet Başkanı Felipe Calderon (1962)
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad (1965)
Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili (1967)
Somali Devlet Başkanı Şerif Ahmed (1964)
Madagaskar Devlet Başkanı Andry Nirina Rajoelina (1974)
İngiltere Başbakanı David Cameron (1966)
Finlandiya Başbakanı Mari Kiviniemi (1968)
İsveç Başbakanı Frederic Reinfeldt (1965)
Avustralya Başbakanı Julia Gillard (1961)
Yeni Zelanda Başbakanı John Kery (1961)
Macaristan Başbakanı Victor Orban (1963)
Makedonya Başbakanı Nikola Gruevski (1970)
Moldova Başbakanı Vlad Filat (1969)
Karadağ Başbakanı Milo Dukanovic (1962)