18 yıl sonra kabus'tan muhteşem dönüş

Süper Lig’de Kayserispor’u rahat geçtikten sonra Alanyaspor engelini de aşan Altay, oynadığı oyun ve elde ettiği sonuçlarla adından söz ettiriyor. Ligde adeta şov yapan siyah beyazlıları değerlendiren yazarlarımız, “Bu takımda umut var, hayat var, nefes var. Harikasın Büyük Altay” dedi

Bülent Buda: Sergilenen futbolu, müthiş golleri keyifle izlerken, ünlü sinema oyuncusu ve sporcu Dwayne Johnson’ın çok sevdiğim sözlerini anımsadım. Şöyle: “Kan, ter ve saygı. İlk ikisini verir, sonuncuyu kazanırsın.” Alanya’da yüksek sıcak ile nem oranı iyi futbolun ne kadarına izin verir kaygılıydım. 12 dakikalık bir alışma sürecinden sonra sağdan, soldan, merkezden karşı kaleye akışkan oyun ile Alanya orta alanı ve savunmasına yaşatılan bunalım ve de ardından tekrar tekrar izlemeye doyamadığımız beceri ile tekniğin buluştuğu, bütünleştiği harika vuruşlar, nefis goller… Gollerin hangisi daha nitelikliydi? Seçimde zorlandığımız coşkulu, sevinçli evreler… Işıklar içerisinde uyusun büyük futbolcu, özel insan Johan Cruyff bir keresinde şöyle diyor: “Topu kaybettiğiniz yerde savunma, kazandığınız yerde ise hücum ile atak başlar.” İki haftadır seyri doyumsuz “Aman nazar değmesin” Altay’ı izlerken Cruyff’un sözlerini tekrarlıyorum. Siyah beyazlı futbolcuların tümü alanın her noktasında bu eylemi sergiliyorlar. Keyiften dört köşe bir ara, ‘Acaba Alanya önce 10 ardından 9 kişi kalmasaydı yine bu etkileyici oyun ile müthiş skora ulaşabilirler miydi siyah beyazlılar?’ diye düşündüm. Neticede varsayımlarla yormayalım kendimizi. Kazanmaya odaklanmış bir takım karşısında ister 10 ister 9 isterse 15 olsun tabela değişmez.

Fatih Tanfer: Altay’ın iki haftada aldığı altı puan ve oynadığı oyun hem heyecan veriyor hem de taraftarını mutlu ediyor. Bence alınan bu sonuçlar asla tesadüf değil. Haftalardır yazdığımız gibi yapılan doğru transferler, güçlü kadro, yedek kulübesinden gelen oyuncuların büyük katkısı ve en önemlisi formayı kapmak için yaşanan tatlı rekabet… işte başarının bence sırrı.

Altay’ın Alanya’da doğru oyun taktiği haricinde en büyük avantajı sabrıydı. Pas ve önde iyi baskı yaptı. Orta alan iki yönlü doğru oynadı. Takım savunması ise çok doğru yapıldı. Kazanılan toplar, hücumda hareketli oyuncuları Bamba, Kappel, Pinares tarafından doğru kullanıldı.

Geçen yıl ki takımdan tam altı oyuncu oynuyor. Bu bir teknik adam başarısıdır.Milli takım kadrosu bu hafta açıklanıyor. Şenol Hoca umarım kendisini müthiş geliştiren, harika bir oyun oynayan Cebrail’i görmüştür. Onlar uyarıları sevmez ama biz gene de yazalım.

Mehmet Demirtaş: İlk maçtan çok olumlu sinyaller almıştık bu takım için. Sahada senelerdir birlikte top koşturan homojen bir yapı var sanki. Harika bir oyun sergiliyorlar. Geçtiğimiz sezona en çok damga vuran takımlardandı Çağdaş Atan’ın Alanya’sı. İç sahada da bileği bükülmezdi kolay kolay. Atan’ı kendi silahıyla vuran Mustafa Denizli, önde bastırdı Altay’ı. Oyun kontrolünü eline almayı seven her iki takımdan Altay ağır basmıştı. Normalde Alanya’nın yapıp hayranlıkla izlediğimiz 90 dakika dinamizmi bu kez siyah beyazlılar izlettirdi Akdeniz ekibine. Hücumlarda 3-4-3 oynayan Denizli’nin öğrencileri, bu dizaynı rakibini karşılarken 5-4-1’e çeviriveriyor hemen. Üstelik 5-4-1 oyununda hızlı hücuma çıkmak bu kadar zorken Altay rüzgar gibi hızıyla bana mısın demiyor! Atılan 7 golün 6’sının yeni transfer tarafından atılması da, lige yeni çıkan ve şımarıkça yıldız ama gereksiz isimleri toplayan takım olmadıklarına en büyük delil olsa gerek. Nokta atışı transfer diye buna derim! Her zaman Güney Amerika ülkelerinin yeteneklerine hayranımdır. Rodriguez de Pinares de resmen resital sunuyorlar. Yakın mesafeden topu o denli lokum kıvamında indirmek zorken, Rodriguez topa enfes üfledi. Orta alan ve defans hatları arasında mekik dokuyan Thiam, müdahaleleriyle yine hayran bıraktı kendisine. Cebrail’in net görev tanımını yapacak birisi var mı? Bu genç adam bir bakıyoruz defansta bir bakıyoruz hücumda. Gerçekten müthiş bir yetenek. Rayan’ın Altay hesabının böylesine muazzam bir golle açılması da kendisine öz güven aşılamıştır şüphesiz. Uzun lafın kısası, bu takımda umut var, bu takımda hayat var, bu takımda nefes var. Onlar soludukça bizler mutlu oluyoruz. Ayağınıza ve yüreğinize sağlık.

HAKEMİ GEÇEMEDİLER

Bülent Buda: Zamanı eritmek için ayrımsız her türlü fırıldak dönüyor futbol alanlarında. Normal adamlar olayın farkında. Böyle başa böyle tarak, tak fişi bitir işi. 533 gün sonra taraftar tribünde, coşku tavan yapmış. Lakin oyun alanında birtakım şeyler ters gidiyor. Sanki ülkenin Gürsel Aksel’e gelen tüm takımları, Göztepe’nin alan devinimlerini ezberlemiş.

Sağdan Murat Paluli-Halil, soldan Berkan-Ndiaye. Bu bağlamda hücumun merkezindeki Jahovic sinek avlıyor. Bir miktar tadilatla rakip şaşırtılıp bu kısır döngü çözümlenemez miydi? Konuk Malatya’nın sağ kanadını bir uçtan bir uca maç boyunca denetleyen Mustafa Eskihellaç isimli bir genç o bölgeyi adeta kişisel denetim alanına dönüştürdü. Konuk Malatya ahım şahım bir şey oynamadı. Ama üç kıstırdı, birisini yazdı. Hem de ne yazmak! Zarfa yapıştırılan posta pulu gibiydi gol. Sevgili hocalarımız da çok iyi biliyorlar ki işler kötüye gittiğinde öyle kulübeden var olan potansiyeli paldır küldür kaybedenlerin telaşıyla alana dökmek sorunu çözümlemiyor. Bu eylem bir yerinde ya tutarsa beklentisinin ötesinde bir girişim değil. İzlediğimiz kadarıyla kadro derinliği baya yüksek görünüyor. O zaman sakin kafayla seçimleri bir gözden geçirmek yararlı olur diye düşünüyorum.

Fatih Tanfer: l 533 gün sonra Malatyaspor maçında seyircisiyle buluşan Göztepe, mutlak galibiyet parolasıyla çıktığı maçta maalesef 1-0 mağlup oldu.

Geçen yıl ki kadroda bu yıl yapılan yeni transferlerden sadece sahada Arslanagic vardı. Takım olarak topla oynama, ceza sahası içerisinde gol pozisyonları bulma istenilen düzeyde değildi. Orta saha ile hücumun dengeyi bulamaması sonucu istikrarsız bir görüntü çizdi.

Hücumda istenilen etki olmadı. Halil, her maçta artık ikili sıkıştırmalarla kontrol ediliyor. Ve büyük baskı görüyor. Jahovic eski günlerini aratıyor. Devamlı hareketli olup pas trafiği içerisinde olması gerek. Bence Ndiaye müthiş gayretli. Ancak bu maçta da gördüm ki gol bölgesine yakın oynamalı. İstenilen formda olmayan oyunculardan bir tanesi de yeteneğine çok güvendiğim, anahtar paslar atan Soner. Obinna ise tek kelime ile harika.

Malatya golü attıktan sonra alanına iyice gömüldü. Takım halinde istenilen tempo olmayınca, maalesef sadece hedefsiz ortalarla gol aranınca hiç de arzu edilmeyen bu mağlubiyet ortaya çıktı.

Fiziksel eksikliklerle birlikte bazı oyuncuların mental olarak hazır olmadıkları da görüldü. Kendisine çok inandığım Ünal Hoca maç sonu, “Her birimiz kendi payımıza düşen eleştiriyi yapacağız” dedi. Umarım (üç dileği gerçekleştirir ve tespit, teşhis ve tedaviyi yapıp) o bildiğimiz coşkulu, seyircisine heyecan veren Göztepe’yi izleriz.

Mehmet Demirtaş: Stadyum tamamen dolu olmasa da sayı fark etmeksizin desibelin her an yüksek perdede seyrettiği atmosferde Malatya’nın işi çarpı iki zordu. Zorlanan Malatya, Göztepe’yi üstüne çekip kısa günün karı olarak az eforla üç puanı kaptı. Gecenin fotoğrafını çekecek olursak, rakibine nazaran topla daha fazla haşır neşir ve yönü sadece hücum olan Göztepe, geçtiğimiz hafta 5-1’lik Trabzon yenilgisinin izlerini silmek isteyen, üretkenlikten uzak Malatya. Buraya eklemek gerekir ki, artık Göztepe’nin hücum alternatifleri çözüldü. Ezberden öteye gitmeyen bir yapıdalar.

Göztepe oyun kurma uğraşında olduğu anlarda bile rakibinin baskısını çok fazla hissetmedi ancak golü de atacak yeterlilikte değildi. Oyunu rakip sahaya yığmak gayesinde olan Göz Göz, kanat opsiyonlarını etkin kullanıyor. Sonuç almada alternatif çözümleri ise yok. Fiziksel mücadelelerin önde olduğu maçta oynayan Göztepe, atan Malatya’ydı. Bu bir sebep değil tabi ki. Oyunun anlam kazanması için puan ve puanların kazanılması gerekiyor. Göztepe’nin Süper Lig’de dördüncü senesi. 4 senede teknik direktörlük makamına kimler geldi geçti hep onlar suçlu ilan edildi. Gel görelim ki hocaların ellerindeki malzeme ortada. Şapkadan tavşan çıkaracak halleri yok. Bu takımı ateşleyecek acil takviyelere ihtiyacı var. Albert Einstein’in çok anlamlı bir sözü var: “Aynı şeyi tekrar tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemek deliliktir.”

SIRADAKİ RAKİP FENERBAHÇE

Süper Lig’de ilk 2 maçından 6 puan çıkararak liderlik koltuğuna oturan Altay, pazar günü kendisi gibi 2’de 2 yapan Fenerbahçe ile evinde oynayacağı karşılaşmaya da 3 puan parolasıyla hazırlanıyor. Yıllar sonra Süper Lig’e taşıdığı kulübe bu ligdeki ilk senesinde Avrupa hedefi koyan Teknik Direktör Mustafa Denizli önderliğinde sezona hızlı bir başlangıç yapan İzmir temsilcisi, sarı lacivertlilere ilk mağlubiyetini tattırarak zirvedeki yerini korumak istiyor. Mustafa Denizli ile 5’i geçen sezon 1. Lig’de olmak üzere çıktığı toplam 7 resmi müsabakada 7 galibiyet alan Altay, şampiyonluk adaylarından Fenerbahçe karşısında bu seriyi sürdürmeye çalışacak.