Arkadaşlarımın yanındayım

EGE TV stüdyolarını basanlar... Bir hafta önce basketbol maçını savaş alanına çevirenler... Maç sırasında takımı desteklemek yerine zehir zemberek küfürlerle başta gazeteciler olmak üzere hemen herkese küfredenler...Siz Karşıyakalı mısınız?Siz taraftar mısınız?Bu sütunlarda ben de, diğer meslektaşlarım da defalarca aynı uyarıyı yaptı, yapıyor."Futbol sadece bir oyundur..."Ama ne yazık ki; olayların toplum üzerinde bıraktığı travmaların sonuçları daha da ağırlaşıyor.Bu yakınmam sadece Karşıyaka taraftarı için de değil; benzer olaylar her takımın başına geliyor.Burada hepsini sıralamak istemiyorum; ama yaşadıklarımı, yaşananları çok iyi biliyorum.Futbol artık yalnızca bizim etrafımızda dönen bir oyun olma özelliğini yitirdi.Sosyolog Ahmet Talimciler, son çalışmasını meşrulaştırma aracı olarak futbola ayırmıştı.Talimciler diyor ki..."Futbol, bugün reklam, medya ve sponsorlukların etrafında dolanıp duran, ruhunu Dr. Faust'un şeytanla olan pazarlığında olduğu gibi para için televizyona ve büyük markalara satan bir oyun oldu. Hiçbir ürünün futbol kadar satamayacağını düşünen kulüp yöneticileri ve sermayedarlar için futbol, kendi markalarının tüm dünyaya tanıtımında en etkili araç olarak metalaştırıldı. Artık futbol tüketim toplumumun en kârlı alanlarından birisi. Bu sürecin en olumsuz tarafı ise futbolla hayatımız arasında kurduğumuz bağın, giderek daha fanatik ve toplumu daha çok kamplara bölen bir havaya bürünmesi..."***Kabul ediyorum; futbolun böyle algılanmasında medyanın da günahları var.Televizyonlarımızda bir futbol gevezeliği yaşanıyor.Talimciler, spor gevezeliğini siyasal tartışmayı en iyi ikame eden şey olarak yorumluyor.Ve ekliyor."Bu öylesine etkili bir dildir ki, görünene hiç benzemeyen olayların yeni bir gerçeklik içinde aktarılmasını ve geniş taraftar kitlesinin de bu 'yapılandırılmış gerçeklik' olan ideolojiyi, gerçek olarak algılamaları ile sonuçlanmaktadır..."Bu Türkiye'nin gerçeği...Ama stüdyoyu basan, kendilerine taraftar bile demekte zorlandığım kişilerin atladıkları bir ayrıntı var.EGE TV'deki "Futbol Dosyası" programına katılan Bülent Buda da, Metin Gökalp de, Suavi Yardımoğlu da bu genel tabloya uymayan istisna insanlardır.Yani Türkiye'de bütün kulüp taraftarlarının üzerinde anlaştığı ender yorumculardandır.Futbolu bir oyun gibi algılayan, sadece futbolu değil sporu iyi bilen, sporun içinden gelen kişilerdir.***Ben sporu seven, futbol tutkunu bir kişi olarak bile artık maça giderken düşünüyorum.Çünkü skoru ölüm kalım maçı gibi gören fanatiklerle aynı mekanda olmak istemiyorum.Benim gibi düşünen on binler olduğunu düşünüyorum.Biraz daha hoşgörü... dsipahi@milliyet.com.tr Siz kendinizi Karşıyakalı mı zannediyorsunuz? Size söylüyorum.