Ege 'Avrupa’da herkes bizi konuşuyor'

'Avrupa’da herkes bizi konuşuyor'

01.02.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

.

Avrupa’da herkes bizi konuşuyor

50 yaşından sonra çocukluk hayalini yaşadığını belirten, yedi yıldır da kırmızı lacivertlilere büyük başarı kazandıran ve takımının adını Avrupa’ya duyuran kulüp başkanı Seyit Mehmet Özkan, Milliyet Ege Spor’a konuştu…

Haberin Devamı

Avrupa’da herkes bizi konuşuyor

Kulüpler kesinlikle şirketleşmeli. Artık taraftar değil, hissedar olunması gerekir. Kentlerin kendi takımına sahip çıkıp kulüplerinden hisse alması lazım. Kulüplerde kurumsallaşma artık şart oldu. Yoksa sorunlar yumağı hep devam eder

Süper Lig takımlarının yarısından fazlası yabancı. Yükselip, skor severlerin diline dolanmaktansa 1. Lig’de gençleri yetiştirmek daha iyi. 2023’te, 100. yılda çıkmak istiyoruz. Marka değerimizi düşürmek istemiyoruz. Bu bizim için önemli.

Tesislerimiz baştan aşağı eğitim yuvası gibi. Sadece futbol için tutmuyoruz gençleri. 3 farklı öğretmenden gün aşırı 3 saat ders alıyorlar. Liseyi açıktan bitiriyorlar. Eğitimden ve akademiden geri kalmıyorlar. Günde yarım saat kitap okuyorlar.

Haberin Devamı

Kulübün dümenine 7 yıl önce geçen ve Altınordu’yu futbolcu fabrikasına dönüştürerek Avrupa standartlarına yükselten Başkan Seyit Mehmet Özkan, Milliyet Ege Spor’un konuğu oldu. Spor Müdürümüz Mehmet Demirtaş ve usta yazarlarımız Fatih Tanfer ile Bülent Buda’nın sorularını yanıtlayan Özkan, “Türk futbolunun parlayan yüzü olmaya devam edeceğiz” dedi. Sadece bir futbol kulübü olmaktan öte, aynı zamanda bir eğitim kurumu rolünü üstlenen Altınordu, “İyi birey, iyi vatandaş ve iyi futbolcu” ilkesiyle yoluna devam ediyor. Kırmızı lacivertlilerde Kulüp Başkanı Seyit Mehmet Özkan, 7 yıllık süreçte Avrupa standartlarına yükselmelerinin öyküsünü ve kulübün gündemini Milliyet Ege Spor’a anlattı. Başkan Özkan, “Türk futboluna bir miras ve gök kubbede hoş bir sada bırakmak için yürümeye devam edeceğiz” dedi.

Avrupa’da herkes bizi konuşuyor

‘Atletic Bilbao modeli örnek’

- Sizce Türk futbolunun önemli sorunları neler?

En başta Türk futbolu özerk değil. Özerkleşmesi lazım. Daha sonra kulüplerin yönetimleri artık dernek denilen çağdışı kalmış yapılanmadan kurtulmalı. Kesinlikle şirketleşmeli. Artık taraftarların değil, hissedarların olması lazım. Kentlerin kendi kent takımlarına sahip çıkması için kulüplerinden hisse almaları lazım. Buna, Atletic Bilbao modeli üzerinden örnek veriyorum. Bilbao kulübünün 48 bin üyesi var. Geçtiğimiz günlerde başkanlık seçimi yapıldı. Tüm üyeler oy kullandı. Çok ufak bir farkla yeni başkan seçildi. Böylece kulüp, bir deri değişimi yaşadı. Bu dinamiklerin çok canlı olması lazım. Bizler işi biliyoruz ama sorumluluk almıyoruz. Bizde ağalık sistemi var. Kralı yattığımız yerden alkışlarız. Kral ölünce yerine geleni de alkışlar yaşasın yeni kral deriz. Toplu bir karar alma mekanizması çalışmadığı sürece yük teke düşer. Kurumsallaşma olmadığı için hiçbir kulüp diğer nesilllere düzgün şekilde intikal edemez. Hep böyle sorunlar yumağıyla devam eder. Bu toprakların makus talihi böyle. Yakın zamanda da düzeleceğini düşünmüyorum.

Haberin Devamı

‘Kimseden bir şey istemedik’

- Türk futboluna ve Altınordu’ya yaptığınız hizmetlerde sıkıntılarınızdan hiç bahsetmiyorsunuz. Geçen süreçte de hiç bir kurum ve kuruluş sizin ihtiyacınız olmadığınızı düşünüyor. Bu sizin için problem değil mi?

Ben bu işe 2007 yılının başında başlarken eski kulübümüzün internet sayfasına bir yazı yazdım. O yazıda, ‘Elimden geldiğince, gücüm yettiğince bu işi kendim yapmaya çalışıcağım. Kimseden destek almayacağım’ dedim. Çünkü, bu ülke çok büyük. Bu durumda her şeyi merkezi yönetimden ya da belediyelerden beklemek hayalcilik. Mümkün değil. 50 yaşından sonra bu hayatta bir miras bırakmak, gök kubbede hoş bir sada bırakmak için yola çıktım. Bu yüzden kendime Don Kişot diyorum. Bu işe o romanı okuyup başladım. Bu yolda yürürken kimseden bir şey istememeyi ilke edindik. Ama büyüklerimiz projelerimize destek olmak istediklerinde tekliflerini geri çevirmiyoruz. Bizler de dosyalarımızı verip hakkımız olanı talep ediyoruz. Kul sıkışmadan hızır yetişmez. Çağlar’ı, Cengiz’i en son Alican’ı sattık. Biz iyi şeyler yapalım diyoruz. Bu anlamda da kimseyi eleştirmiyoruz. Tam tersi bizim rol model olduğumuz bu sisteme, başkalarının yatırım yapmasından mutlu olurum. Tüketen futboldan üreten futbola geçişi tek başına biz koparamayız. Bu mümkün değil. Önemli olan birliktelik. Devlet kulüplere çok büyük bir yardımda bulunuyor. Bir seferlik borçlarınızı yapılandıracağım. Ama bir daha bunu yapmayın. Ben de diyorum ki, bundan sonra yapmayın nasıl olacak?

Haberin Devamı

- Bu büyük yolculuğunuzda vazgeçmediğiniz için değil, vazgeçmemeyi seçtiğiniz için her şeyin doğru gittiğine inanıyoruz, katılıyor musunuz?

Haberin Devamı

Kesinlikle katılıyorum. Ben inandığım davaya kendimi adarım. Eğer inandığın davaya kendini adamazsan kesinlikle hedefine ulaşamazsın. Sadece odaklanmayla da olmaz. Adanmışlık her şeyi içine alır. Ben bu yola yeri geldi en yakın arkadaşlarımdan, en sevdiğim zevklerimden uzaklaşarak çıktım. Bu işin 4’te 2’si sıkıntı zaten. Biz Türkiye’de öncelikle birey yetiştirmeyi tercih ettik. Bu işe başlarken oyuncularımın temeline iyi insanı oturtma arzumun meyve verdiğini yavaş yavaş görüyorum. Günümüz futbolu olaylar ve sorunlar sarmalında ilerliyor. Biz son olarak Niğde Belediyespor’u aldık. Amacımız gençlerimizin daha fazla maç görme şansı olmasıydı. Çaylaklarımızın toparlanmasını sağlamaktı. Bu iş kesinlikle insan bahçıvanlığı. Sonuç odaklı olmamak lazım. Bizim için önemli olan gelişim odaklı olmak. Hayatı düzgün yaşamak.

‘İşimiz insan bahçıvanlığı’

- Sizi örnek alıp harekete geçen kulüp varmı?

Çağrıldığımız her yere gidiyorum. Öz kaynak sisteminde yatırım yapacağız diyen herkese gidiyoruz. Gittiğimiz her yerde şunu diyoruz, skoru unutun bu iş uzun vadeli. Onlara soruyorum. Hiç fidan diktiniz mi diye. Bu işin insan bahçıvanlığı olduğunu söylüyorum. Çocuklar gençken hata yapacak. Süper Lig’den takım ve başkanlar ile sık sık diyalogdayız. En son Malatya geldi. Başkanı Adil Gevrek genç ve dinamik. Malatya yerel basını ve heyet de vardı. Metin Oktay Tesisleri’ni örnek göstererek bu model ile mi başlanması gerekiyor diye sordu. Buranın 10 yıllık emek olduğunu söyledim. Birden sıçramak mümkün değil. Her şey sabırla zamanla oluyor.

- Geldiğiniz günden bu yana Altınordu’nun finansal grafiği nasıl şekillendi?

Son 3 yılda büyüme göstermeye başladık. Takımımıza teklifler geliyor. Biz de yüzde 50’sine ortak olmaları için kimseye engel koymuyoruz. Çok büyük isimler ile yer yer oturup konuşuyoruz. Avrupa’dan da çok teklif alıyoruz. Ama bizler bu kulübün vizyon ve misyonuna uygun isimlerle bu yolda yürürüz. Gelişmelerimiz artış gösteriyor. Ben başarımı paylaşmaktan keyif alırım. Anadolu’da 10 tesis kurmak istiyorum. Anadolu’ya da yayılmak hedeflerimin arasında. Çocukların barınabildiği, rink seferlerinin olduğu, eğitim gördüğü, turnuvalara katılabildiği alanlar inşa etmek istiyoruz.

- Altınordu’nun gençleri ile hayaliniz nedir?

Ben hayatımı gençlere adadım. Gençler bana inanılmaz enerji veriyor. Benim için 20 yaşına kadar gençleri çok iyi yetiştirmek hayali var. Önemli donanım dönemi bitti ve yazılım dönemi başladı. Artık beyni kullanmayı öğretiyoruz çocuklara. Biz bu yazılım dönemini de 5 yıl gibi bir sürede bitirdikten sonra sürdürülebilir başarılar elde eden, Türkiye’nin kendi evlatlarıyla büyümüş gelişmiş bir Avrupa kulübü olmayı hedefliyoruz.

- Gençleriniz akedemik eğitimlerini nasıl sağlıyor?

Tesislerimiz baştan aşağı eğitim yuvası diyebiliriz. Sadece futbol için tutmuyoruz gençlerimizi orada. 3 farklı öğretmenden gün aşırı 3 saat ders alıyorlar. Liseyi açıktan tamamlıyorlar. Eğitimden ve akedemiden asla geri kalmıyorlar. Günde en az yarım saat kitap okuyorlar, araştırıyorlar. Kütüphanemiz ve kitaplığımız mevcut. Eğitim yelpazemiz geniş. Gençlerimizi asla kısıtlamıyor, aksine kendilerini geliştirmeleri için yol açıyoruz. Derslerinden kalan öğrencilerimize caydırıcı cezalar veriyoruz. Eğitim olmazsa gelişim olmaz.

‘Sporcu sağlığı çok önemli’

- Avrupa ve Türkiye’yi kıyasla takımınızda yetişen gençlerin fiziksel ve düşünsel boyutları nelerdir?

Şu anda gençlerimizle Avrupa’yı yakaladık. Onların mesleki bilincinde gelişim sağlıyoruz. Fiziksel olarak da her şeye dikkat ediyoruz. Çok iyi besleniyoruz. İyi bir beslenme programımız var. Sporcu sağlığımıza önem veriyoruz. İyi beslenme gençlerimizin ikili mücadelelerde farkını ortaya koyuyor. Her sene A takıma 8 oyuncu yükseltme planımız var. Yüzde 33’lük bir yükselme planımız var. Takımızda mücadele eden çocuklarımızı geliştirip bir an önce daha iyi yerlere uğurlamak bizim planımız.

‘Damlacık çocuğuyum’

Ben Eşrefpaşa çocuğuyum. Metin Oktay’ın ilk defa futbol sahnesine çıktığı Damlacık Mahallesi çocuğuyum. Damlacık parkının içinde bir saha vardır, içinde ağaçlar da var. Biz o ağaçların arasında top oynardık. Düşünebiliyor musunuz hem rakibinle mücadele ediyorsun hem de ağaçlara çarpmaman lazım. Kale direklerinden biri de Roma dönemi sütunlarından birisidir. Futbol hayatım Damlacık’tan başlıyor. İzmirspor’la maskot olarak çıkmışım sahaya. Futbol sevdamız büyük. Ben Kalespor’da antrenmanlara başladım. Babam gidiyor, Kalespor’un her şeyi olan Şevki Amcaya.‘Yöneticiler ne kadar veriyor kulübe?’ Şu kadar... ‘Al diyor 5 bin lira. Mehmet’i serbest bırak.’ Şevki Amca da, baban oynamana izin vermiyor, sen okuyacakmışsın diyor. Babamdan gizli başka amatör kulüpte oynamaya başladım. İnat bende müthiştir, bırakmam yani. Ama babamdan futbol yüzünden çok dayak yedim. Demişim ki anneme, ‘Bu babam bana top oynatmıyor. Ama ben bir gün çok param olunca bütün çocuklara top oynatacağım’ şimdi bu hayalimi yaşıyorum.

‘Süper Lig’e niye çıktınız demem’

- Seyit Mehmet Özkan, takımının Süper Lig’e çıkmasını istemiyor diye bir algı var. Doğru mu?

Bizim bir misyonumuz var. Biz bu toprakların çocuklarından gerçek profesyonel futbolcular yetiştirmek istiyoruz. Şimdi bakalım Süper Lig’e. Her takımın yarısından fazlası yabancı. Süper Lig’e çıksam da yabancı oynatmayacağımı açık açık söyledim. Bu sözümün de arkasındayım. Fransa’dan Almanya’dan Türk asıllı gençleri bulmak için kendimizi zorlamak gereksiz. Genelde problem isimler oluyorlar. Dediğimiz gibi, biz öz kaynaklarımızla yürüyeceğiz. Süper Lig’e çıkarsak da uyumlu gençler ile yürümemiz gerekiyor. Biz 1. Lig’de yıllardır oynuyoruz. Şu an Altınordu’nun gençleri puan cetvelinde üst sıralara tırmanıyor. 13 maçtır da yenilmezlik serüveni var. Ancak bana göre takımın daha da olgunlaşması lazım. Süper Lig bizim için doğru olan değil. Ama takımımın şampiyon olmasına da engel değilim. Süper Lig’e çıkarlarsa neden çıktınız diyecek de değilim. Süper Lig’e çıkıp gündemdeki skor severlerin diline dolanmaktansa, bulunduğumuz ligde gençlerimizin yetişip serpilmesi için çabamızı sürdürürüz. 2001 doğumlu gençlere çok güveniyorum. 2023 yılında Süper Lig’e çıkacağız diyoruz. Marka değerimizi düşürmek istemiyoruz. Bizim için önemli olan bu. Marka değerimiz fiziki değerimizin çok üstünde.