Başarının perde arkası

Yüzyıllardır hazzın peşinde koşan insanoğlunun vazgeçemediği yemek, kapitalizmin hüküm sürdüğü 21. yüzyılda lezzetin yanında bazı değişkenleri de sağlaması gereken bir yapı kazandı. Bu değişkenleri sağlamak adına yola çıkarak başarılı bir marka yaratmanın hayalini kuran herkesin, çıkacağı bu zorlu yolda karşılaşabileceği zorluklar ve bu zorlukların üstesinden nasıl gelebileceğini öğrenebilecekleri bir köşe yaratmak da benim hayalimdi…

Bu fırsatı doğru değerlendirerek, marka yaratmanın hayalini kuran herkesin yolunu aydınlatması amacıyla başarılı isimlerin hikayelerini taşıyacağım bu köşenin ilk misafiri ise döneri bir dünya markasına dönüştürmek için emin adımlarla yürüyen Baydöner CEO’su Bülent Polat!

Türk mutfağının geleneksel ve vazgeçilmez tatlarından biri olan döneri, global bir lezzete dönüştürmek gibi büyük bir amaçla 2006 yılında yola çıkan Bülent Polat, ardından markanın odağına ‘hızlı servisi’ yerleştirerek bugün yurtiçinde 130, yurtdışında ise 4 şube ile hızlı ve emin adımlarla başarı merdivenlerini birer birer tırmanıyor.

Pazarın en önemli oyuncularından Baydöner, kaliteyi ve standart lezzeti korumak adına tedarik zincirinden, müşteri sadakat uygulamalarına değin hemen her alanda teknolojiyi kullanarak, bugün markanın başarısını sürekli kılabilen bir yapıya kavuşmuştur. Baydöner, reklam çalışmalarında belirlediği strateji ile de sektöre örnek bir tavır sergilemektedir. Her zaman her yerde olmak yerine markanın hedefleri doğrultusunda en doğru mecralarda yer alarak, ‘Döner İskender’ kategorisinde marka bilinirliği en yüksek marka olmuştur. Baydöner’in sektörün lider markası olma başarısının ardında yatan sırrı, bu başarının mimarı CEO Bülent Polat’la konuştuk. Başarının perde arkasına baktığımızda, karşımıza çıkan doğru hedefler ve bu hedefler için atılan doğru adımlar olduğunu görebiliyoruz. Adım atmadan önce her bir başarı hikâyesinin ardındakileri incelemenizi, doğru dersleri çıkararak, bu derslerin yolunuzu aydınlatmasını diliyorum.

Selen Deniz

- Geleneksel bir lezzet ile pazarda yer alma fikrini nasıl oluşturdunuz?

Yapılan Pazar analizlerinde ülkemizde en çok sevilen yiyeceğin döner olduğunu tespit ettik. Ancak en önemli geleneksel lezzetlerimizden biri olan döner hak ettiği değeri görmüyordu. Türkiye’de ve dünyada dönerin markası olmak ve nesilden nesile aktarılan bu lezzete hak ettiği değeri vermek amacıyla 2007 yılında yola çıktık.

- Pazarda hızla büyümenizin sırrını açıklayabilir misiniz?

Doğru zamanda doğru yatırımları yaptık. Büyüme stratejimizi değişen ve gelişen pazar dinamiklerinin yanı sıra müşteri ihtiyaç ve beklentilerini iyi analiz ederek oluşturduk. Müşterilerimizin ilgi ve beğenisinin desteğiyle yaygınlaşırken markamıza da yatırım yaptık. Canın çektiyse durma Cosss Baydöner jingle’ımız dillere dolanan başarılı bir iş oldu. Kendi kategorimizde ilk akla gelen marka olmayı başardık.

- Baydöner olarak yeni şubeler açarken markanızın kalite ve lezzet değerini nasıl koruyorsunuz?

Her restoranımızda aynı hizmet ve kalite standartlarını sunuyoruz. ISO 22000 belgesine sahip üreticiler ile çalışarak en taze malzemeleri, kalite, yönetim ve hijyen sistemlerine uygun şekilde ve keyifli mekanlarda, uygun fiyat politikasıyla tüketicileri ile buluşturmayı ilke edindik. Tedarik zincirinden, müşteri sadakat uygulamalarına kadar tüm alanlarda teknolojiyi kullanarak süreçlerimizi hem verimli hem de kalite standartlarına uygun yönetiyoruz.

- Sizi rakiplerinizden ayıran özellikleriniz nelerdir?

Geleneksel lezzette üretilen dönerimiz ve hızlı servisle tüm şubelerimizde aynı standartta hizmet veriyoruz. Her zaman en lezzetli ürünleri ve kaliteli hizmeti sunmayı ilke edindik. Lezzetli menümüzün yanı sıra konforlu ortamımızla da fark yaratıyoruz. Bir diğer güçlü yanımız da yenilikçiliğimiz. Yeni ürünlerimiz ile döner severlere farklı alternatifler sunuyoruz. Atom İskender, Çökertme Döner ve Beyti Döner ürünlerimiz bizi alternatif lezzetler noktasında da farklılaştırıyor.

- Bize yurtdışındaki hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?

Dünya’da dönerin markası olma vizyonu ile hareket ediyoruz. Kuzey Irak, Azerbaycan ve Kıbrıs’tan sonra çok yakında Avrupa’da Baydöner’i lezzetseverlerle buluşturacağız. Turquality desteği alan ilk gastronomi markası olmanın da getirdiği avantaj ile global bir marka olarak dünyanın birçok yerinde aynı kalitede hizmet vereceğiz.

- Yurt dışında şube açarken öncelikleriniz nelerdir?

Yurtdışında şube açarken öncelikle detaylı Pazar araştırmaları gerçekleştiriyor, doğru lokasyon ve potansiyel müşterisi yüksek bölgenin neresi olduğuna bakıyoruz. Damak tadı, tüketim alışkanlıkları, dönerin o bölgedeki mevcut algısı karar alma aşamasında çok önemli.

‘YENİ PROJELERE AÇIĞIZ’

- PEKİ, yeni şubeler açarken üretim kalitesi ve lezzet gibi değerlerinizi kaybetme korkusu yaşıyor musunuz?

Hayır, bu yönde bir endişemiz yok. Marka olarak franchise sayımızın mevcut şube sayımızın yüzde 25’ini geçmemesi bizim için çok önemli. Baydöner ailesi olarak fark ve değer yaratacağına inandığımız lokasyonlar için franchise desteği vermeyi tercih ediyoruz.

- Başarınızı diğer sektörlere taşımayı hedefliyor musunuz?

Hayır, şu an amacımız sadece yiyecek sektöründe ilerleyerek globalleşen bir marka haline gelmek. Fakat iyi olduğuna inandığımız yeni proje ve fırsatlara da açığız.