09.05.2020 - 00:00 | Son Güncellenme:
'Altay'da büyüdüm, kendimi kanıtladım ve Beşiktaş'a transfer oldum. Kulübüme iyi paralar kazandırdım. Kariyerimi başladığım yerde, evimde noktaladım'
"Türk futbolu neredeyse batma noktasına geldi. Virüs süreci, spor ekonomisinde büyük delik açacak. Asıl önemli olan bundan sonra izlenecek yol olacak"
Koronavirüs salgını nedeniyle spor müsabakalarına verilen arada Milliyet Ege Spor Müdürümüz Mehmet Demirtaş ve usta kalemimiz Fatih Tanfer, güzel tarihin tozlu yapraklarını sizler için karıştırmaya devam ediyor. “Geçmişten Günümüze Değerlerimiz Konuşuyor” köşesiyle Türk futboluna hizmet etmiş, İzmir futboluna adını altın harflerle yazdırmış isimlerin hikayelerini, siz sporseverlere sunuyor. Altay’ın minik takımından genç takımına, oradan da A Takımı’na kadar her grupta oynayan, Beşiktaş’a transfer olmasına rağmen yuvasına olan özlemine dayanamayıp yine Altay’a dönen ve kariyerini İzmir'de tamamlayan Mithat Mıhçı, futbol yaşantısını, unutamadığı anılarını, yeni nesile önerilerini, Türk futbolunun bugünkü durumunu sizler için anlatıyor. Keyifli okumalar...
Sevgili Mithat Mıhçı, bize kendinizden bahseder misiniz?
6 Kasım 1948 yılında doğdum. Babamın işi gereği Malatya’dayken doğmuşum. İlkokul dönemimde İstanbul’daydık. Daha sonra İzmir’e taşındık. Ortaokul ve lise zamanlarım İzmir’de geçti. Üniversiteyi de Ege Üniversitesi’nde okudum. Bu yüzden İzmirli sayılırım. Gazi Okulu’nda top oynarken Altaylı idareciler beni görmüş, beğenmiş. Futbol hayatıma Altay’da adım attım. 1963 senesinde Altay’ın minik takımında başladım. 1965 yılında genç takıma çıktım. 1966 yılında Türkiye Genç Milli Takımı’nda oynadım. 1967’de de profesyonel oldum. 1976’ya kadar Altay formasını giydim. 1976-78 seneleri arasını Beşiktaş’ta geçirdim. Daha sonra tekrar Altay’a döndüm. 1980 yılında da aktif futbolculuk yaşantımı sonlandırdım. Benim Altay’da oynadığım dönemde çok futbolcu yetişti. Başka kulüplere transfer olduk ve camiamıza iyi paralar kazandırmanın mutluluğunu yaşadık. Ben içten içe, Altay'a bürünmüşüm. Futbolu bıraktıktan sonra askerlik yaptım. O dönemde yedek subaylar futbol oynayamıyordu. Ben de futbolu bırakarak 18 ay askerlik yaptım. Askerliğim bittikten sonra futbola devam edebilirdim ancak ben, iş hayatına atılmayı tercih ettim. Uluslararası nakliye işiyle uğraştım. 1986 yılında antrenörlük için özel bir kurs açıldı. Erol Togay, Fatih Terim gibi isimler, bu kursta eğitim aldı. Ben de bu kursa katıldım ve diplomamı aldım. Fakat antrenörler o dönem iyi para almıyordu. Benim de işim iyi olduğu için antrenörlüğe sıcak bakmadım ve işime devam etmek istedim. 1990 yılından sonra antrenörlük büyük bir patlama yaşadı. İşte ondan sonra kendi kendime, "Keşke antrenör olsaydım" dedim ancak o zaman riske giremezdim.