Ege Deprem korkusuyla

Deprem korkusuyla

23.10.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Deprem korkusuyla

Artçı depremleri beklerken, 12.46'da, 5.9'luk daha şiddetli bir depremle panikledik. Bu korku, tüm İzmirlileri sokaklara döktü.Eşimle birlikte bizde evden çıkmaya hazırlanırken, 9 dakika sonra 5.6'lık deprem oldu? Biz de hemen dışarıya çıktık.Biraz Kordon'da dolaştık. Kordon gibi her yer ana baba günüydü. İlk korkuyu atlatanlar, sakindiler.Eve döndüğümüzde, kızımla damadım geldiler, oğlumuzun evine gittik. Geç vakit eve dönüp, evimizde yattık.Çokluk evlerindeydi. Bazı semtlerde, geceyi sokaklarda geçirir olmuştu.Sahur yemeklerini dışarda yiyenler ve arabalarında yatanlar vardı.Üst üste gelen üç deprem hepimizi korkutmuştu. Deprem korkusu bir başka korkuydu. Bu korkuyu hep birlikte yaşadık.Her üç depremde de, can ve mal kaybı olmadığı için, bu korku paniğe dönüşmedi. Herkes, birbirine yardımcı oldu.* * *Kim ne derse desin, deprem, en cesur ve yürekli kişileri de korkutur. Ne zaman ve nerede olacağı bilinmeyen deprem anında, yapılacak bir şey yoktur.Bir deprem anında, ne bir şey yapabilir, ne de bulunduğumuz yerden bir başka yere gidebiliriz. Deprem anında insanoğlu çaresizdir.Korkmak, insanlar gibi tüm canlılara özgü bir duygudur.Bizler vahşi hayvanlardan korkarız, bizlerden korkan canlılar da vardır.Korku, psikolojik ve fizyolojik bir olaydır. Yaşam boyunca sürekli bir şeylerden ve olaylardan ürker ve korkarız.Bir atasösümüz, "Korku dağları bekler" demez mi?Mevlana, "Testi taştan korkar" demişti. İnsanlar, atılan her taştan korkar. Yağmurlar, seller ve tüm doğal afetler bizleri korkutmaz mı?Yunus Emre, şiir diliyle, "Bir korku düştü canıma acep ne ola benim halim" demişti. Montaigne ise şöyle der:"Korku kimi zaman topuklarımıza kanat takar, kimi zaman da ayaklarımızı yere çiviler."Yaşam boyu bazı tehlikelerden kaçabiliriz. Ama deprem gibi doğal afetlerden kaçmak olanaksızdır. Olduğumuz yere çivilenip kalırız.* * *İzmir'deki büyük sarsıntılarıyla birlikte artçı depremler sürüp gidiyor. Pek duymadığımız bu depremlerin sayısı, bin yediyüzü geçti.Bilim adamları ve uzmanların ortaklaşa söyledikleri şudur:"Artçı depremler, bir süre daha devam edecektir. Bu artçı depremlerle kırılma sakinleşiyor. Artık, yeryüzü yerine oturuyor. İzmir'de, bu şiddette ki depremlerden daha büyük bir deprem beklenmiyor."Bu açıklamalar içimizi ferahlatıp, bizleri rahatlatmıştı.* * *Bu rahatlıkla, evlerimizde yatıp uyurken, cuma gecesi saat 00.40'da, yine 5.9'luk depremle sarsılınca korkup dehşete düştük.Bu son depremin de merkez üssü Seferihisar açıklarıydı. İzmir gibi Manisa, Aydın, Denizli, Balıkesir ve Çanakkale'de de hissedilmişti.Önceki üç depremin korkusunu atamayanlar, her yerde, çokluk geceyi dıarda geçirdiler. Bahçelerde ve arabalarında yatanlar oldu.1999 Marmara depremiyle, deprem kuşağında yaşadığımızı anlayıp, azı önlemler almaya başladık. Sonra herşeyi unutuverdik. Artık, devlet ve millet elbirliği içinde, ne gerekiyorsa onları düşünüp yapmalıyız. Sizlerde böyle demiyor musunuz? ege@milliyet.com.tr İzmir'de, pazartesi sabahı saat 08.45'te richter ölçeğiyle 5.7'lik depremle olduğumuz yerde kalakaldık ve bildiğimiz duaları okumaya başladık.