Ege Geleceğin Don Kişot'ları uzlaşmacı olacak

Geleceğin Don Kişot'ları uzlaşmacı olacak

04.04.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Geleceğin Don Kişotları  uzlaşmacı olacak

"Uzlaşmacı olmak çok anlaşılır bir meziyet değil..."Uzmanlar, uzlaşmacı kişiliği insanlara açık, güven tazeleyen, kabul edilebilir, gönlü rahat ve uyumlu bireyler olarak açıklıyor.Bana göre ise kendini göstermeyen kişilerdir.Uzmanlar devam ediyor."Ekiplerindeki kişilere karşı pozitif tavır sergiledikleri için gerginlik yaratmazlar. Başkalarını destekler, çalıştıkları kişileri ezip öne çıkmaya çalışmazlar. Grup içinde bölünmelere sebep olmazlar, çatışma yaratmazlar. Ekip çalışmalarına pozitif etkileri olsa da hiçbir şeye ses çıkarmamaları ve tepkisizlikleri çileden çıkarabilir..."Peki uzmanların bu kişilerle iyi geçinebilmeleri için sunduğu öneriler neler?"Beklentili ve baskıcı davranmayın. Onlara karar vermeleri ve işlerini toparlamaları için vakit verin. Sakin konuşun, çatışmaya ve ağız dalaşı yapmaya kalkmayın. Yavaş konuşun, onları lafa tutmayın. Bilimsel geçerlilik taşıyan araştırma sonucunda oluşturulan kişilik modellerini; kişilik farklılıklardan kaynaklanan çatışmaları, yanlış anlamaları çözmek ve kişilik farklılıklarını fırsata dönüştürmek için kullanmanızı öneririz..."***Türkiye gibi ülkelerde uzlaşmacı kişiler nedense yanlış anlaşılır, daha doğrusu anlaşılmaz.Hatırlar mısınız; dönemin genel başkanları Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz arasında bitmez tükenmez siyasi kavgalardan birinde...Galiba Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi ve 5+5 formülü önerisi için yapılan görüşmenin sonunda Çiller şöyle bir cümle kullanmıştı."Sayın Yılmaz, uzlaşmacı bir tutum sergiledi. Kendisi redci bir anlayış içinde değildi..."Sonradan da şu yorumu yapmayı da unutmamıştı."Yelkenleri suya indirmiş görünüyor..."Uzlaşmacı kişiler, her şeye "evet..." diyen kişiler olarak görülüyor olabilir.Oysa uzlaşma bir strateji gerektirir, bir uzun vadeli plan.Ben Türk insanın bu yönünü gerçekten zayıf buluyorum.Önemli olan krizleri çözmek değil, krizler yaratmamaktır.***Etrafıma bakıyorum, anketleri okuyorum.İnsanlarımız "meydan okuyan" liderler arıyor.Kendilerine güvenen, güçlü, komuta eden ve çatışmacı kişiler... Ne istediklerini bilen ama başarmak için ellerinden gelen her şeyi yapan, her yola başvuran...Başkalarının cesaret edemeyeceği kararlar veren, zor işlerin peşinde koşan ya da böyle bir görüntü veren...Ben "meydan okuyan" kişiliklerin şu yanıyla ilgileniyorum.Kararlı...Güçlerini başkalarının yararlarına kullanan, cömert...Yani "meydan okuyanlara" neleri yapabileceklerini, neleri yapamayacaklarını zaman zaman hatırlatmak gerekiyor. Ben ise gelecek yılların "uzlaşmacı" kişilerin kazanacağını düşünüyorum.Yani geçmişin Don Kişot'ları bundan böyle "uzlaşmacı " olmak zorundalar. Geçen Cuma günkü yazımda şöyle bir başlık kullandım. Cuma günkü yazımı Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu için yazmıştım. Ben Kocaoğlu'nun uzlaşmacı kimliğini kentin geleceği için pozitif değer olarak görüyorum.Ancak kendisine "meydan okuyan" liderlerin pozitif yönlerini de hatırlatıyorum.Gelecek "meydan okuyan" ve "uzlaşmacı" kimliği bir potada eritenlerin imzalarıyla şekilleneceğine göre Kocaoğlu'nun da bazı konularda daha "kararlı" olması gerektiğini düşünüyorum.Daha açık yazıyorum.İzmir büyükşehir kadroları mutlaka güçlendirilmelidir.EXPO gibi bir kentin değil, Ege Bölgesi'nin tamamını değiştirecek uluslar arası büyük bir projede "yerelle küreseli" birleştiren kadrolara ihtiyaç bulunmaktadır.Başkan Kocaoğlu, geçen sürede kentin sorunlarına daha da hakim oldu.Sıra atılıma geldi.Atılım da belli şartlara bağlı. dsipahi@milliyet.com.tr Yerelle küreseli birleştiren kadrolar