01.03.2008 - 21:35 | Son Güncellenme:
Deniz Sipahi
İstanbul’da yaşayan çok değerli bir dostum geçen gün aradı. Türkiye’nin en önemli profesyonellerinden biri olan, sayılı holdinglerimizin yönetim kurullarında yer almış ve almakta olan bu deneyimli dostumuz dedi ki...
“Sadece İzmir’in değil, Türkiye’nin en güzel otellerinden biri olan Büyük Efes’i yıllarca boş bıraktılar. İzmir otelsiz kıvranırken Efes’i öyle görmek içimizi acıttı. Efes ne buluşmalara, randevulara tanıklık etmiştir; birçok önemli karara ev sahipliği yapmıştır. İnşaatın bitmek üzere olmasına seviniyorum. Dilerim o eski günleri aratmaz. İşim gereği dünyada görmediğim yer kalmadı. Elbette birçok otelin, binanın inşaatı devam ederken sıkıntılar olur. Ama Türkiye’deki kadar gecikmeler yaşanmaz. İzmir’deki toplantılarıma geldiğimde en büyük keyfim; işim bittikten sonra otelden çıkıp küçük yürüyüşler yapmak. Cumhuriyet Meydanı’na uğramak, Kordon’da yürüyüş yapmak, belki Pasaport’ta bir çay içmek... Ama yürüyüşlerim bu inşaatlardan dolayı hep keyifsiz oldu. Efes tarafında inşaat devam ettiği için bu sefer karşı kaldırımda yürümek istedim. Baktım ki bu geldiğimde bir başka yerin yapımı başlamış. Yüksek Teknoloji’nin rektörlük binası bu sefer yapılıyor. Oranın da kaldırımları inşaat nedeniyle kapatılmış. İzmir’in göbeğinde, oteller bölgesinde bir insan yürümek istese yoldan başka bir seçeneği yok... İzmir’i seven bir insan olarak üzüldüğümü ve dünyanın her yerinde önce yayanın güvenliğinin ve beklentilerinin karşılandığını hatırlatmanı rica ediyorum...”
* * *
Telefondan bir iki saat sonra gidip o bölgeye baktım.
Gerçekten de otel inşaatının son aşamasına gelinmişti. Giriş kaldırımları değiştirildiği için o bölge de kapatılmış, yayalara adım atılacak yer bırakılmamıştı.
Evet...
İzmirliler ortaya çıkacak bir güzellik için belki daha sabırlı davranıyor.
Ama İzmir’i seven İstanbullular bir üçüncü göz olarak bizlerden daha cesur olabiliyorlar.
Tüpraş’ın eski binası, İYTE’nin rektörlük binasındaki inşaat ne zaman biter bilinmez ama değerli dostumun dediği gibi yayalara yine rahat bir alan kalmayacak.
* * *
En son Singapur’da gördüm.
Birkaç hafta öncesinde de Şangay’da devam eden gökdelen inşaatlarında fark etmiştim.
En işlek caddelerde bile yapılan inşaatlarda yayaların güvenliğini birinci öncelik kabul ediliyor.
Belediyeler yapım tarihini önceden belirliyor ve plandan asla taviz verilmesini istemiyor.
“Geciktim, yapım hataları oldu” gibi savunmalar kabul edilmiyor.
Kritik bölgelerdeki inşaatlarda 24 saat çalışılması ve sıkıntıların uzatılmaması talep ediliyor.
Bizleri gezdiren rehberlerin ve uzmanların anlattıklarına göre 70-80 katlı gökdelenler, altı, yedi ay gibi kısa bir zamanda bitiriliyor.
İşte İstanbullu dostumun gözüne takılan bir İzmir ayrıntısı...
Manisa’daki bir dava üzerine
Geçen haziran ayında kaybettiğimiz Manisalı şehidimiz Piyade Yarbay Melih Gülova’nın cenaze töreninde atılan sloganlar nedeniyle geçtiğimiz hafta Manisa’da üç kişi yargılanmaya başladı.
Mahkemenin ardından, Manisa Atatürkçü Düşünce Derneği, Akademik Odalar Birliği (Manisa Barosu ve Manisa Tabip, Diş Hekimleri, Eczacı, İnşaat Mühendisleri, Ziraat Mühendisleri, Makina Mühendisleri, Elektrik Mühendisleri, Serbest Muhasebeciler Ve Mali Müşavirler, Şehir Plancıları, Mimarlar, Jeoloji Mühendisleri, Harita Mühendisleri, Çevre Mühendisleri, Veteriner Hekimler Odaları), Türkiye Emekli Subaylar, Türkiye Emekli Astsubaylar, Muharip Gaziler, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri, Türkiye Yardımsevenler ve İşçi Emeklileri Dernekleri, Türk Kadınlar Birliği, Eğitimİş, EmekliSen ve Hacı Bektaş Veli Kültür Vakfı bir araya gelerek ortak bir basın açıklaması yaptılar.
* * *
Açıklamada “Cenazede atılan sloganlar orada bulunan binlerce kişi tarafından haykırılırken ve bugün TBMM’de ve devletin değişik kademelerindeki şahsiyetler tarafından açıkça söylenirken, bu kişilerin özellikle seçildiği kanaatindeyiz. Yargılanan üç arkadaştan Manisa’da Cumhuriyet Mitingi düzenleme komitesinde yer alan iki kişinin seçilmesi manidardır. Arkadaşlarımızın nezdinde, Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet ilkelerine sahip çıkanlara bedel ödetilmeye çalışıldığını görmekteyiz. Bizler, Cumhuriyet’e sahip çıkan yüz binler olarak arkadaşlarımızın yanındayız. Amacımız, yüce Türk Milleti’nin Mahkemelerini etkilemek değildir. Yüce Türk Adaleti’ne güveniyoruz” sözleri yer aldı.
* * *
Yorum yapmıyorum; ancak yaşadığımız zor günlerde ortaya çıkan bu dayanışma tablosunu çok takdir ettim.
Garnizon Komutanı’mız Tuğgeneral Naim Babüroğlu’nun isteğine karşın, şehit yarbayımızın adının Manisa Belediyesi tarafından yapılan köprülü üstgeçide verilmeyişini utanç verici buluyorum.
Şehidimizin eşinin görev yaptığı Celal Bayar Üniversitesi’nin yönetimi ise hiç değilse üniversite içinde şehidimizin adını yaşatmak için bir girişimde bulunabilirdi veya en azından Manisa Belediyesi ile ortaklaşa “Tanıt Manisa’nı” adlı tasarım yarışması düzenleyebilirdi, özellikle hukukun hiçe sayılarak, sözde “demokrasi ve özgürlük” adına türbanın dayatıldığı bu günlerde.
* * *
Manisa CHP İl Başkanlığı’na seçilen H. Cahit Kaplan’ı kutluyorum. Önceki İl Başkanı Vehbi Köse döneminde güç kaybeden ve yıpranan CHP’nin, Manisa’da yeniden güç kazanacağı; yeni il başkanı Kaplan’ın, milletvekili Şahin Mengü ile birlikte CHP’nin yeniden Manisa halkı ile bütünleşmesi yönünde başarılı çalışmalara imza atacağı kanısındayım.
(Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok’un kaleminden, )