06.01.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
Eğitim hayatına farklı bir gözle bakan Bilfen, “Her öğrenci tektir ve öğrenme stilleri de farklıdır” diyerek 9 ayrı mizaca göre eğitim sistemi uyguladı. Hedefini donanımlı bir akademik bilgiye sahip öğrenciler yetiştirmenin yanında, iki yabancı dil bilen, sanatsal ve kültürel etkinliklerin içinde olmayı seven, sporu da sağlıklı yaşamın garantisi olduğuna inanan çocuklar yetiştirmek üzere kurdu. Öyle ki bugün Bilfen’in 500 öğrenciden oluşan bir filarmoni orkestra ve korosu var. Sadece İzmir Bilfen İlköğretim Kurumu’nda 14 ayrı spor branşında 90 lisanslı öğrenci bulunuyor. Bilfen Okulları Görsel Sanatlar Bölüm Başkanı Serap Savçın, Özel İzmir Bilfen İlköğretim Kurumu Okul Müdürü Özge Atlan ve Bilfen Okulları Keman Kordinatörü Serra Hanımcan Çevik ile 9 tip mizaç ile öğrencilerin kültür hareketini konuştuk.
- Eğitimin temeli öğrenciyi tanımaktır. Siz bunun için ne yapıyorsunuz?
Doğru söylüyorsunuz. Eğer öğrencinizi tanımazsanız, eğitim hayatında bir çok sorunla karşılaşırsınız. Biz bu açıdan öğrencilerimizi tanımak için üç farklı program uyguluyoruz. Bunlardan bir tanesi Bireysel Gelişim Programı, diğerleri mizaç ve öğrenme stilleri. Bunlar, bizim öğrenciyi yakından tanımak için kullandığımız programlar.
- Mizaç ilgimi çekti. Nedir bu?
Mizaç, biliyorsunuz aslında kişinin huyudur. Bu huylarla doğup, çevresel faktörlerle gelişiyoruz ve kişiliğimiz oluşuyor. Oluşurken de aslında huy sabit kalıyor. Huy dediğimiz de kişinin hayata karşı motivasyonu. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un kurucuları arasında yer aldığı 9 Tip Mizaç Derneği ile bu konuda çalıştık, seminer dönemlerinde kendisinden destek aldık. Her mizaç tipinde insanı buraya yerleştirebiliyoruz. Birinci sınıftan itibaren başlıyoruz.
- Biraz daha açarsak çocukları mizacına göre mi şekillendiriyorsunuz?
Hayır onları şekillendirmiyoruz, onları keşfediyoruz. Bu 9 tip mizaç envanteri öğrenciye keşfetmeye yönelik.
Öğrenciler daha iyi tanındı
- Nelerden oluşuyor bu envanter?
9 mizaç, güç ve hakimiyet arayan öğrenciler, huzur ve sükûnet arayanlar, yenilik ve haz arayan öğrenciler, güven ve emniyet arayan öğrenciler, bilgi ve uzmanlaşma arayanlar, bireysellik ve özgürlük arayan öğrenciler, başarı ve popüler imaj arayan öğrenciler, sevgi ve ilgi arayan öğrenciler ile kusursuzluk ve düzen arayan öğrencilerden oluşuyor.
- Hangisi daha iyi?
Hiçbir mizaç tipi diğerinden daha iyi ya da daha kötü değildir.
- Mizacı bilirseniz ne olur?
Bazı öğrencilerin sürekli hareket ihtiyacı vardır. Eğer çocuğun mizaç tipini biliyorsanız öğretmeni olarak onun oradan kalkmasına müsaade edersiniz ve o çocuk o derse adapte olabilir. Ama siz o çocuğa “Kalkma, otur” diye yargılama yaptığınızda o çocuğu itiyorsunuz. İşte bunun önüne geçmek için rehberlik bölümü bu envanterleri uygular, öğretmen ve veliler ile paylaşır.
- İşe yaradı mı?
Hem de çok işe yaradı. Öğretmenler öğrenciyi tanıdıkça, çok daha başarılı oldular. Örneğin mizacı bir olan, yani kusursuzluğu hayatında olmazsa olmaz olarak belirlemiş bir öğrenci ödev yapmadığında biliriz ki onun mutlaka bir sebebi vardır, o yüzden yapamamıştır. Dolayısıyla ona verdiğimiz geri bildirim, “Biz seni tanıyoruz, bir daha olmayacağını biliyoruz, sen sorumluluklarını bilen bir öğrencisin” oluyor ve konuyu böyle kapatıyoruz. Ama huzur arayan, biraz daha son dakikacı öğrenciler olduğu zaman, mizacına göre takibimiz ve verdiğimiz geri bildirim farklı oluyor. Belki ona bir ders programı yazıp vermemiz gerekiyor, onun günlük hayatını programlayıp bunu alışkanlık haline getirmesini sağlamamız gerekiyor.
- Burada dikkatimi çeken bir durum var. Çocuklar sınıfta değil de okulun her yerinde...
Evet, duvarsız eğitimden yanayız. Yani eğitim, sadece sınıfın içinde değil, okulun her yerinde. Hangi katta hangi projeyi görüyorsanız, mutlaka o kattaki konulara ve seviyeye ait eğitim öğretimi destekleyen bir materyal var. Görseli, dokunsalı, işitseli, hepsini destekliyoruz.
- Bu çocukların sosyal hayatları ne aşamada?
İşte bizim en önem verdiğimiz konu bu. Okullarımızın tüm sosyal aktivitelerinde belli bir standart ve kaliteyi yakalamak ve daha sanatsal ürünlerin ortaya çıkmasını sağlamak amacıyla Kütür Ofisi kurduk. Ulusal ve evrensel değerlerin en iyi örneklerinin Bilfen Okulları’nda verilmesini ve sergilenmesini amaçlıyoruz.
- Neden bir Kültür Ofisi kurulmasına ihtiyaç duyuldu?
Sanatın her dalından en güzel örneklerin ortaya konması için öncelikle bu konuda iyi eğitim almış öğrencilere ihtiyacınız var. Ekibin içinde yer alan çalışma arkadaşlarımızın nerdeyse hepsi öğretmen ve herkesin öncelikli işi öğrencilerini sanatın her dalında en donanımlı şekilde yetiştirmek. Bir yandan sürekli dünyada olup bitenleri araştırıyor bir yandan da öğrencilerimizin gelişmesi için gerekli ortam ve mekânları sağlıyoruz.
- Müzik sesleri geliyor her yerden?
Enstrüman eğitimi olmazsa olmazımız. Her Bilfen mezunu en az bir enstrüman çalmak durumunda. Bilfen Okulları bünyesinde Türkiye’nin ilköğretim düzeyindeki öğrencilerinden kurulu ilk ve tek filarmoni orkestrası olan 500 kişilik ‘Bilfen Filarmoni Orkestrası ve Korosu’nu belli zamanlarda ünlü sanatçılarla buluşturup onların tecrübelerinden yararlanmalarını sağlıyoruz. Bu orkestra, Berlin Filarmoni Sahnesi’ne çıkan tek Türk okulu olma özelliğine sahip. Bu orkestra Türk ezgilerini Çin’e kadar ulaştırmış bir orkestra.
Lobi dinletileri
- Sadece filarmoni mi var?
Derslerin içeriklerinde küçük yaş gruplarından itibaren mutlaka dönem özelliklerine ve müziğin çeşitli dallarına yer veriyoruz. Yani caz müziği, klasik müziği ve Latin müziği tanıyorlar. Bugün sizin de gördüğünüz gibi lobide Beethoven haftası olduğundan dolayı klasik müzik dinletisi gerçekleştirdiler. Her ay düzenli olarak bu etkinlikleri o ay yer alan bestecinin özelliklerine göre hem öğreniyorlar hem derslerde bunun uygulamasını da lobi dinletileriyle hem arkadaşlarıyla hem de misafirlerimizle paylaşıyorlar. Derslerin içerikleri bir ve üçüncü sınıfta özellikle orff eğitim yöntemiyle (Temel Sanat Eğitimi) ilerliyor. Bu eğitim yönteminde en önemli şey öğrencinin aktif olarak derse katılması, drama alanlarını geliştirmesi, yaratıcılığını ve müziksel özellikle de beden perküsyonunu kullanarak kendini ifade edebilmesi. O yüzden daha rahat ortamlarda bunu icra edebilecekleri geniş sınıflarımız oluyor.
- Peki ya spor?
Voleybol, basketbol, masa tenisi, yüzme, satranç, tenis, ritmik cimnastik, okçuluk, buz pateni gibi her dalda varız. 90 lisanslı öğrencimiz var.