İzmir'i dünya kenti yapmak

"Fuarlar Kenti İzmir", "Seminerler-Kongreler Kenti İzmir" gibi...Bunun yanı sıra; sanayileşme yolunda bacalı, bacasız, temiz sanayi gibi kavramlar da havalarda uçuştu. GeldiÇimiz nokta: Hala kimliÇimizi ve "İzmir'i nasıl marka yaparız?" diye arıyoruz. "İstanbul'un uydusundan nasıl çıkarız?" bunu çözmeye çalışıyoruz.Yılbaşı tatili için gittiÇim Berlin'de gezdiÇim "Pergamon Museum", yani bizim Bergama'nın adını taşıyan müze, yıllar önce televizyonda Haftalık programında Sayın Ali Nail Kubalı'nın anlattıÇı bir projeyi gözümde canlandırdı.Berlin'deki onlarca dönüm arazinin üzerindeki müze Anadolu'dan toplanmış eserlerle binlerce turisti çekiyordu.Yalnız Berlin mi? Paris Lourve-Londra British Museum hatta New York Metropolitan Museum bile Anadolu'dan özenle (!) toplanmış nadide koleksiyonlarla dolu. Bu müzeler gururla sundukları birçok eseri Anadolu'dan getirmişlerdi. (Ama Osmanlı döneminde satın alarak, ama kaçak yollardan...) Dikkat edin, nadide birkaç parça demiyorum, durum daha da vahim; "yüzlerce parçalık koleksiyonlar" bunlar... Ve her yıl milyonlarca insan bu müzelere Anadolu medeniyetlerini görmek için gidiyor.Peki neydi Sayın Kubalı'nın projesi: "İzmir Dünya Medeniyetleri Tarih ve Arkeoloji Müzesi..."200 milyon dolara mal olacak (unutmayalım bu ülkede banka hortumcuları 42 milyar doları batırdılar) bu proje, İzmirlilerin, Kültür BakanlıÇı, Büyükşehir Belediyesi ve işadamlarıyla üstesinden gelemeyecekleri bir rakam deÇil. Çocuklarımıza, bu kente güzel bir gelecek hazırlamak istiyorsak artık dünya çapında bir-iki projeye kent olarak imza atmalıyız.Hayal edebiliyor musunuz, 31 Mart 2008'de EXPO'yu almış bir İzmir.Arkasından Kadifekale... Yamaçlarında tarihi Roma Antik Tiyatrosu, Agorası, Kemeraltı ve Basmane projesi ile birlikte dünyanın sayılı müzelerini kıskandıracak dev bir Anadolu Medeniyetleri Müzesi!Böyle bir İzmir'i kimse tutamaz.Böyle bir şahlanışa İstanbul medyası bile şapka çıkarır. Bunların hiçbiri hayal deÇil...Yeter ki İzmirliler olarak tuttuÇumuzu koparacak gücü birleşerek gösterelim.Dikkat ederseniz bu işe İzmirli siyasileri hiç katmadım... Onlar gölge etmesinler biz başka ihsan istemeyiz. Yıllardır İzmir'e kimlik arayışı içindeyiz. Son 20 yıldır belediye başkanlıÇı yapan yöneticiler İzmir'e hep bir sloganla birlikte kimlik bulmaya ve oluşturmaya çalıştılar. Çok sevgili kardeşim, arkadaşım Mahmut Özgener ve Bülent Zarif ile son 4-5 haftadır çıktıÇımız balık seferlerinden eli boş dönüyoruz... Bu da İzmir'de bazı dedikodulara sebep oldu.Şunu iyice açıklamam lazım ki; biz bazı tatlı su balıkçıları gibi akşamüstü balıkçıya uÇrayıp eve satın aldıÇımız balıklarla dönmüyoruz.Bu satırları okuduÇunuz sırada biz, soÇuk, kar-kış demeden yine balıkta olacaÇız.İnanıyorum ki 2008 bizim ekibin "balıkta bereket yılı" olacak.Haftaya bu köşede el emeÇi göz nuru ile yakaladıÇımız balıkların fotoÇrafını da yayınlayacaÇım.Bakalım belgelerden sonra ne diyecek bu meraklı dedikoducular?!?!Dip not: Ey İzmirli deniz kıyısında yaşadıÇını unutma. Dünyanın bu eşsiz güzelliklerinin tadını çıkartmaya bak.İyi bir balıkçı olmak için çok fazla bir masraf yapmaya da gerek yok. Tek ihtiyaç, denize aşık amatör bir ruh ve tabii ki, sabır. ege@milliyet.com.tr Denizi kuruttuÇumuzu iddia edenlere cevabımdır!