Ege İzmir’in tercihi

İzmir’in tercihi

09.04.2023 - 06:50 | Son Güncellenme:

İzmirli anne babalar eğitimde İTÜ GVO İzmir’i tercih ediyor. Okulun kurucu temsilcisi Esra Sandalcı Adam “Cumhuriyetimizin değerlerini yaşatan, yücelten bir eğitim kurumuyuz” dedi.

İzmir’in tercihi

NİHAN YARKENT İNCE - İTÜ GVO İzmir’in fiziksel yapısı, eğitimi ve sunduğu olanaklar yeni eğitim döneminde tercih nedeni oldu. İTÜ dendiğinde herkesin aklına teknik ve sayısal alanlar geliyor. Ancak öğrencileri aynı zamanda sosyal alanda ve dil alanında da başarılarını ortaya koyuyor. Bilingual eğitim sistemi ile küçük yaşlardan itibaren öğrencilerin İngilizce yetkinliklerinin temelini sağlam oluşturarak, yüksek skorlarda bir İngilizce başarısı ile mezun olmalarını sağlıyor. Okulun kurucu temsilcisi Esra Sandalcı Adam, bu yıl Cumhuriyetin 100’üncü, üniversitenin kuruluşunun 250’nci yılını kutlayacak olmaktan dolayı gururlu olduğunu vurguladı, “İTÜ GVO olarak, Cumhuriyetin değerlerini yaşatan, Atatürk ilkelerini benimseyen, yücelten, ulusal ve uluslararası kimliği olan, marka değeri taşıyan, yetiştirdiği mezunlarla topluma yön veren, seçkin bir eğitim kurumunun paydaşıyız. Geleneklerine bağlı aynı zamanda yenilikçi, araştırmacı, sorgulayıcı bir eğitim anlayışını benimsiyoruz. Tercih sebebi olmak tesadüf değil” dedi.

Haberin Devamı

Eğitim çınarı olarak harika bir kampüse sahipsiniz. Özellikleri neler?

Anne babalar, çocuklarının doğayla iç içe olabilecekleri, güvenli bir yaşamı alanı tercih ediyor. Okulumuz Gaziemir’de havalimanı karşısında, büyük bir üniversite kampüsü olanaklarına sahip bir yerleşkede. Dolayısıyla akademik, sanat ve spor çalışmalarında öğrencilerimizin çok yönlü gelişim göstermelerine olanaklar sağlayan böyle bir yerleşkenin şehir içinde olması mümkün değil. Sürekli gelişen bu bölgeye, eğitim alanında katkı ve nitelik sağladığımız için gururluyuz.

Yaşayan dinamik okul

Kampüse girer girmez güzel bir iklimle karşılaşıyoruz. Sebebi nedir?

Okul öğrencinin evidir, mahallesidir, gününü, yaşamını en fazla geçirdiği zaman diliminin olduğu yerdir. Birey olarak var olduğu, sosyalleştiği, ilişkiler kurduğu, toplumsal kurallara uymak zorunda olduğu, akademik, kültürel, sportif, duygusal açıdan kendini geliştirdiği bir ortamdır. Bir kampüse girdiğinizde basketbol oynayan, yüzen, test çözen, tiyatro repliği çalışan, öğretmenleriyle sohbet eden, yürüyüş yapan, piyano çalan, mutlu ve gülen yüzlü öğrencileri aynı anda görüyorsanız, orası yaşayan bir kampüstür. Eğitim kavramı yaşama hazırlık değil yaşamın kendisidir. Bu anlamda okulumuz yaşayan dinamik bir okuldur.

Haberin Devamı

“Dinamik” okulun önemi nedir?

Bilimsel olarak kanıtlanmıştır ki, mekân gelişimi etkiler. Güvenli, şehir kirliliğinden uzak, geniş oyun alanlarının olduğu alanlarda çocuklar hem fiziksel sağlıklarını korur, hem de yaratıcılıklarını artırır. Okul kültürümüzün iklimimize yansıması da bu doğal ve içten ortamın bir sonucudur.

Özellikle İTOB, ESBAŞ gibi üretimin kalbinin attığı yerlere komşusunuz. Bunun yansıması nasıl?

Çalışanlar için büyük bir avantaj ve tercih sebebi. Bölge çalışanları sabah ve akşamları işyerlerine yakınlık sebebiyle çocuklarının ulaşımlarını kendileri sağlıyor.

İzmir’in tercihi

Herkes kendi eğitimini planlayacak

İTÜ GVO İzmir akademik olduğu kadar da sosyal bir okul, neler yapıyorsunuz?

Öğrencinin bütünsel gelişimi sağlandığı takdirde yaşam başarısını sağlayacağına inanıyoruz. ‘7G eğitim sistemimiz’ ile öğrencilerimizin akademik, yabancı dil ve yaşam becerileri, kişisel beceriler, sportif faaliyetlerdeki gelişimi, kariyer gelişimi, sosyal toplum hizmeti gelişimlerini sağlamak adına programlarımızı bütünsel bir yaklaşımla planlıyor, bu doğrultuda her bir öğrencimizin bireysel takiplerini yapıyoruz.

Haberin Devamı

Öğrencinin bireysel takibini nasıl yapıyorsunuz?

Okulumuzun en güçlü olduğu alanlardan biridir. Her bir öğrencimizin akademik gelişim karneleri ve portfolyoları ile bireysel gelişimlerini izliyoruz. Çünkü, her bir öğrenci ilgi, beceri, öğrenme stili, öğrenme süreci, öğrenme gereksinimi bakımından bireysel farklılıklara sahip. Geleceğin sınıfında klasik okul sistemleri değişecek. Herkes kendi eğitimini kendi planlayacak. İçeriğini, süresini ihtiyacı ölçüsünde yapılandıracak.

Bireysellik kavramı

Geleceğin sınıflarında neler olacak?

Öğretmen direkt öğreten değil, öğrenmeyi kurgulayan kişi olacak. Geleceğin bireyi, otodidakt yani kendi kendine öğrenen, sadece ihtiyacı olan bilgiyi öğrenen bireyler olarak yetişecek. Aslında her meslek alanında derinlemesine uzmanlaşma sağlanmış olacak. Müfredat, bireysel ihtiyaçlara göre şekillenecek. Geleceğin eğitiminde küreselleşme, hibrit öğrenme ve bireyselleştirilmiş öğrenme kavramları daha da ön planda olacak.

Haberin Devamı

‘Uzlaşmaya ihtiyacımız var’

 

Yetkinlik Geliştirme Programınızı her öğrenciden her veliden duyuyorum, nedir bu?

21. yüzyılda öğrencilerin problem çözme, iletişim yönetimi, girişimcilik, medya ve finansal okuryazarlık gibi beceriler kazanmaları onlarda fark yaratacak. Lise öğrencilerimize uyguladığımız bu program, tüm bu beceri ve yetkinlerin kazanılmasına ilişkin farkındalık sağlayan, üniversite düzeyinde ve ilk kez bizim okulumuzda uygulanan nitelikli bir eğitim program.

Yurtdışı hedefleri olan gençler için nasıl çalışmalar yürütülüyor?

Öğrencilerimize dokuzuncu sınıftan itibaren yurtdışı üniversite tercihleri için bir yol haritası oluşturuyoruz. Öğrencilerimizin yurtdışı üniversitelerine başvurularında öncelik sağlayan ‘College Board’ ve ‘UCAS’ üyeliklerimiz bulunuyor. 11. sınıf sonunda TOEFL C1 seviyesinde dil yetkinliğine ulaşmış oluyorlar. Bu sebeple, TOEFL hazırlığı İngilizce ders saatlerimiz içerisinde gerçekleşiyor. IELTS dil yetkinliği için de kulüp saatlerimizde yabancı dil sınav hazırlıkları sürdürülüyor. AP, SAT gibi akademik sınavlar ise gün sonu ve hafta sonu okul sonrası programlar ile yürütülüyor. Kayıt kabul sürecinde yurtdışı danışmanlık hizmetimiz ile sağlıklı ve doğru seçim yapmaları konusunda destek veriyoruz.

Haberin Devamı

Z kuşağı ile çalışıyorsunuz. Bu kuşaktan beklentileriniz neler?

Aslında eğitim yöneticileri ve öğretmenleri olarak bizlerin, Z kuşağını çok yakından analiz edip, duygularını, olaylara bakış açılarını, iş yapış şekillerini, kullandıkları dili, yaşamdan beklentilerini çözmüş olmamız gerekiyor. Kuşaklar arası çatışmaya değil, uzlaşmaya ihtiyacımız var. Nihayetinde bu gelecek onlara emanet ve onlara güvenimiz tam.