Ege Kaldığı yerden devam edecek

Kaldığı yerden devam edecek

01.04.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yüzde 47'yi aşmalıydım

Kaldığı yerden devam edecek






28 Mart öncesi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina ile son röportajı Milliyet Ege yapmıştı. Söyleşiden çıkan sonuç sandıktan çıkan sonuçla çok yakın oldu. İzmir'in belediye başkanı İzmirlilere güveniyordu. Haksız da çıkmadı. Önümüzdeki 5 yıllık yerel yönetim döneminde Ahmet Piriştina yeniden başkanımız.
Sonuçlar netleşir netleşmez tüm başkanlar Milliyet Ege'de toplandı. Saat kuleli pastayı kestiler. Piriştina, başkanları kollarının altına aldı, hepsi ile el ele verdi. İşte İzmir'in farkı buydu. Zaten seçim sürecinde tüm Türkiye'nin gözü İzmir'deydi. Bana kalırsa Deniz Baykal bile CHP'nin İzmir'deki başarısına imrenip, "Keşke Piriştina'nın yerinde ben olsam" diye iç geçirmiştir.... Laf aramızda(!) Ahmet Piriştina'yı hükümetin tüm tehditlerine rağmen başkan seçip Türkiye'ye cesaret örneği sergilediğimiz için başka kentlerde yaşayan arkadaşlarımdan tebrik telefonları bile aldım! Artık gerisini siz düşünün...
Piriştina, seçimlerden sonraki ilk röportajını da sıcağı sıcağına yine Milliyet Ege ile yaptı. Bir yandan tavla oynadık bir yandan sohbet ettik. Herkesin kafasında başlık bile hazırdı. "Seçimde kazandı, tavlada kaybetti." Ne yazık ki tavlanın sonunda Piriştina yine kazandı. Bana göre çok çekişmeli bir mücadeleydi. Az daha kazanacaktım ama... Piriştina kazandıktan sonra "Benim ustalığım, Banu'nun şansı var" dedi. Gerçekten de şansım yardım etmeseydi mars bile olurdum başkana. Aslında tavla bahaneydi. Başkan belki kendini tavlaya kaptırır, CHP'nin durumuyla ilgili önemli açıklamalarda bulunur diye düşünmüştüm.... Hatta Ege Bölge Temsilcimiz Bülent Zarif, makineyi kapıp tüm fotoğrafları da çekti ama nafile. Piriştina sorulara çok temkinli cevaplar verdi. Neyse, sözümüz çok ama yerimiz az... Esas konuya dönelim.

Seçmen güvenoyu verdi
Bir zar, bir soru şeklinde ilerleyen röportaja, "Türkiye'de AKP fırtınası esti geçti. Siz hem ayakta kaldınız hem de oylarınınzı yüzde 30'dan 47'ye çıkarttınız. Sizce seçmen AKP'ye, DYP'ye, Genç Parti'ye, ANAP'a, SHP'ye ne mesaj verdi?" sorusu ile başladık. Sonuçlara bakıldığında sorumluluklarının daha da arttığını düşündüğünü belirten Piriştina, "Büyükşehirlere baktığınız zaman CHP var ama üç büyük şehir ve diğer bazı önemli büyükşehirlerde CHP ve belirli bir anlayışı çizgiyi ilke edinen bir anlayış olarak biz görev aldık. Bu yüzden sosyal demokrat ve sol belediyeciliği temsil eden bir konumumuz da var. Bu da bize ayrı bir sorumluluk ekliyor. Hata payımız düşük olmalı. Bu sayı azaldıkça sorumluluğumuz arttı. AKP ile CHP yarıştı bu seçimde. İzmir'de zaten CHP 3 Kasım'da birinci partiydi. Bu kez CHP'nin muhalefet anlayışı ve adayın da yaptıklarını ve yapacaklarını göz önünde bulunduran İzmirliler 1999 yılında koyduğumuz hedefler doğrultusunda oluşturduğumuz projelere onay verdiler. Bunun sevincini, onurunu mutluluğunu yaşıyoruz ve İzmirlileri bu desteği konusunda mahçup etmeyeceğiz" dedi.

Sorun yaşanmaz
"Hangi partiden olursa olsun metropol ilçe belediye başkanları ile uyum içinde çalışıyorsunuz. Hatta ayrım bile gözetmiyorsunuz ama seçim öncesi bu kadar esip gürleyen hükümet ile uyumlu çalışabilecek misiniz?" sorusunu ise; Cemil Şeboy ve Adnan Yüksel ile daha önce de birlikte çalıştıklarını vurgulayarak, "Bu dönemde de bu kentin yararına olan konularda ayrı partilerden seçilsek de hiçbir handikap, olumsuzluk yaşamadan tamamlayacağımıza inanıyorum. Hükümetle de çalışmamız yeni başlamıyor. Ben 56, 57, 58, 59'uncu hükümetlerle de çalıştım. Ancak AKP'nin seçim öncesi heyecanla ve seçmene farklı imaj vermek amacı ile bir haksızlık yaptığını düşünüyorum. Bu anlamda ayrımcılık yapmamalarına rağmen sanki ayrımcılık yapabileceklermiş gibi bir izlenim bıraktılar. Ben kendilerinin bu haksızlığı niye yaptıklarını hala anlayabilmiş değilim. Ama Sayın Başbakan'ın seçim sonrası ilk değerlendirmelerinde, "Hepsi bizim belediye başkanımız" açıklamasını da sevindirici buluyorum. Ben zaten bunun böyle olduğunu biliyordum. Seçim çalışmalarında da söylüyordum. Kaldı ki hükümetin önünde bir Yerel Yönetimler Yasa Tasarısı var. Bu tasarı yasalaşınca zaten böyle bir sorun doğal olarak ortadan kalkacaktır" diye yanıtladı. Yalnız seçimden önce siyasi iktidarın İzmir'e çok yoğun bir ilgi gösterdiğini dile getiren Ahmet Piriştina, aynı ilginin bundan sonra da devam etmesi temennisinde bulunduğunun altını çizdi.

Kadrolar değişmez
Başkan Piriştina, kaldığı yerden devam edecek olmanın sabırsızlığında ama biz, "Kadrolar ne olacak? Değişiklik var mı?" diye merak ediyoruz.
"Temel olarak hiçbir şey değişmeyecek. Kadroda şu ana kadar herhangi bir değişiklik olacağını sanmıyorum. Mutlaka yeni destekler de alacağız kadroya."
"Peki geçmiş dönemde pişman olduğunuz bir şey var mıydı?" sorusunu ise, "Pişman olduğum bir şey yok ama belki bazı şeylerin daha hızlı olabilmesini temenni ederdim. Bazı şeylerin gecikmesi ile ilgili üzüntülerim vardı. Bir kez daha göreve gelince o zamanı kazandık. Ve bu yeni dönemde mutlaka hepsi gerçekleşecek" diye yanıtlıyor.

Tahminimden az oy aldım
İzmir seçim sonuçlarını değerlendiren Piriştina, aslında bu seçimleri "hükümete bir uyarı olabilecek nitelikte" düşündüğünü ifade ederek daha farklı sonuçlar beklediğini söyledi. Piriştina, "Hala hemşerilerimizde ve Türk halkında AKP hükümetine taahhütleri konusunda bir tolerans, hoşgörü olduğunu görüyoruz. Ben umuyorum ki AKP bunu memnuniyet olarak algılamasın. Beklentiler doğrusunda sözlerini yerine getirsin.
CHP'nin yüzde 17'ler, 18'ler ya da 20'ler civarında oy almasını içinize sindirebiliyor musunuz dediğimizde, "Beklentilerim ve gönlümden geçen de gerçekleşmedi" diyor.

Katılım az oldu
"Peki kendi oylarınızdaki beklentileriniz gerçekleşti mi? Yüzde 50'yi aşarız demiştiniz?" Yanıtlıyor Piriştina, "Beklentim, bu oyun üzerindeydi. Bu orana ulaşamamamın nedenlerini gerçekten bilemiyorum. Ama ilk aklıma gelen sandığa gidemeyenler diye düşünüyorum. Benim izlenimlerimle sonuç arasında fark yaratan galiba bu oldu. Ama gerçekten her iki kişiden biri oy veriyorsa bu çok anlamlı bir destektir. Ben İzmirlilere şükranlarımı sunuyorum. Ve şunu bilsinler ki her verdikleri destek beni motive etti, moral verdi, daha sorumluluk verdi. Rehavete itmedi. Onları mahçup etmeyeceğim."

Başkanlık bana uygun
Beş yıl sonunda, 2009'da yeniden başkanlık yapmayı düşünür müsünüz diye sorduğumuzda, beş yılın çok uzun bir süreç olduğunu söyleyerek, "Sizin iradeniz dışındaki aksilikler nasıl olur, Türkiye'deki siyasi hava nasıl olur, şimdiden kestirmek güç. Ancak hemşerilerimiz bizim ortaya koyduğumuz bu beş yıllık ara dönemde onay verdi. Varsayımlar için erken. Ben zaten İzmir belediye başkanlığını en büyük onurlardan biri olarak görüydrum. Hayaliniz var önemli kısmı gerçekleşmiş. Ve hemşerileriniz size bir kez daha onay veriyor. Ben genel siyasetin içinde de bulundum. Ben milletvekilliği de yaptım. Ve kişiliğimi belediye başkanlığına daha uygun buluyorum. Hatta bu yalnızca benim görüşüm de değil. Çevremde beni seven insanlar da partim de öyle düşünuyor. Ben bunun da doğru olduğunu düşünüyorum. Ama beş yıl sonra ne olur bilemem" diyor.

EGE


Teşekkürler İzmir
Günah çıkardılar
İlk sözünü tuttu
Hırsızlar terör estirdi
Köpek davası
AKP, Saadet'in kalesini düşürdü
Seçim kirliliği temizleniyor
Bu anaların elleri öpülür
Tekel kalkıyor alo ucuzluyor
50 eczacı istedik 4 kadro verildi
24 saat görev yapacağız
Tabak istifa etti
Girişimcilik kültürü eksik
Ege ürününde amblem kavgası
Club Room'u Zorlu açtı
Maçta pankarta hapis cezası
Gençlerin kanlı kavgası: 3 yaralı
İGC'de Erol Akıncılar yeniden başkan
Müzede kitap sergisi
Sevgi korkuyu yendi
Hababam Rock
İZMİR REHBERİ