Kenti yönetenler ihtiyaçlara göre strateji belirlemeli

Yorumlar birikti, bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.Aslında bu yorumlar, en fazla kenti yönetenler için yol gösterici olmalı, toplumun neler istediÇi, verilen mesajların nasıl algılandıÇı daha net anlaşılıyor.İlk mesaj şöyle...Belediyeleri İzleme-DeÇerlendirme Grubu'ndan (BELİZDE)..."Kent içi ulaşımın gittikçe zora girdiÇini yaşayarak görmekteyiz. O yanıyla yazınızı önemsiyoruz, bir bakıma hak da veriyoruz. Fuara yer kazılarak yapılacak otopark, sorunu çözmez, öteler.İzmir'de nüfus 10 yılda yüzde 24 artarken, otomobil sayısı 10 yılda yüzde 70 artış gösterdi.Yani her yıl üç yüz dönümlük otopark ihtiyacı (giderek artacak) olduÇu söylenebilir.Fransa'da 1996 Aralık ayında ulaşım işçilerinin grevi vardı. Uçaklar kalkamadı, posta, ulaşım hizmetleri durdu. Parisliler ertesi gün işe gitmek için otomobillerini kullanmak isteyince, trafik toptan kilitlendi. Ertesi gün bisikletle, yaya, patenle bile ulaşım yolları denendi. Olmadı...Üç, dört gün sonra grev bitti; Paris yaşamaya başladı, uçaklar kalkabildi. Meşhur Paris metrosu başta olmak üzere, toplu taşımın Paris yaşamının en önemli unsuru olduÇu anlaşıldı.Arc de Triomphe'dan başlayan Champ Elysees'e, Concorde Meydanı, Tuileries Bahçesi ve Louvre Müzesi'ne uzanan kısım Paris'in vitrini yani bizim Alsancak gibi...Otomobili park edecek yer sıkışıklıÇı da aynı bizimki gibi... Hatta Parisliler otolarını park ederlerken, dar yere girebilmek için tamponlarıyla öne arkaya iteleme yaparlar. Jardin des Tuileries'yi de bizim fuar gibi kabul edelim. Trafik sıkışıklıÇı var diye, Paris'te o bahçenin veya Concorde Anıtı'nın altını oymaya kalkacak yönetimi Parisliler yerler. AÇaçların biyolojik hayatından daha önemli olan, kent varlıÇının, çözüm üretemeyen yöneticilerce hoyratça kullanımıdır. Kent Plancıları da mimar-mühendis odaları da çözüm üretemeyen ve hep karşı duran tavırlarıyla bir başka yanlış içindedirler."Yerini, zamanını uzmanlar belirlesin ama İzmir'in süratle yeraltı otoparklarına ihtiyacı olduÇu kesin. Dünyadaki uygulamalar bu projelerin başarılı ve kenti içi trafiÇini rahatlattıÇını gösteriyor. Bana göre çok zaman kaybediyoruz.* * *İkinci mesaj Özgür Özgürengin'den..."Yazınızdaki; 'İzmir'de, futbol dışındaki spor organizasyonlarının gerçekten büyük bir izleyici kitlesine sahip' özetinden yola çıkarak size şunları söylemek istiyorum. İzmir'deki futbol takımlarının yıllardır deÇişmeyen hatası, kendilerine yanlış rakip seçmeleridir. Karşıyaka'nın rakibi Göztepe, Göztepe'nin rakibi Altay, Altay'ın da bir başkası deÇildir. Hepsinin üstesinden gelmeleri gereken tek rakip eÇlence sektörüdür. Kulüp yöneticileri, her şeyden önce şu sorunun yanıtını vermelidir: 'Bowling salonları, sinemalar, kafeler, piknik alanları, plajlar, barlar ve gece kulüplerini tercih eden insanlara ben ne sunmalıyım ki onları spor alanlarına çekebileyim?' Aslında; başarısızlık deÇildir, İzmir futbolundaki azalan seyirci sayısının tek sorumlusu, para deÇildir. İzmir kulüplerinin en temel sorunu istikrarsızlıktır. Maça gelen üç, beş kişinin yöneticileri istifaya davet etmesi deÇildir. Bilet fiyatlarının pahalı olması deÇildir, sinemalar dolarken tribündeki koltukların boş olması.İnsanlar eÇlence arıyor. İnsanlar, eşi ve çocuÇunu da yanına alıp bir pazar günü olsan güzel vakit geçirmek istiyor. İnsanlar, giriş kapılarının daha geniş, copların daha kısa olduÇu statlar (Cem Can'ın güzel yorumudur) istiyor. İnsanlar, konforlu spor alanlarında maç seyretmek istiyor. İnsanlar, spor alanlarının birer uygarlık merkezi haline dönüşmesini istiyor. Her çaÇdaş insan gibi...Futbol yöneticileri bunu saÇlayamadıÇı sürece, İzmir'de futbol her zaman geri kalmış ve kalmaya mahkum bir topluluÇun sporu olmaya devam edecektir.Biz, şampiyon olan takıma 'tebrikler' demek istemiyoruz, bizi mutlu ettiÇi için 'teşekkürler' demek istiyoruz. Tıpkı Katalonya'da Barcelona'ya edildiÇi gibi"* * *Özgür'e teşekkürler... Ben İzmir'in Türkiye'ye çok önemli sporcular armaÇan ettiÇini düşünüyorum. Geriye dönüp baktıÇımızda son dönemde bu yıldız oyuncuların aÇırlıklı futbol dışında çıktıÇını görüyoruz. O yüzden futbolu ihmal etmeden; başta voleybol, basketbol, tenis, yüzme ve yelkende olmak üzere kulüplerimizin alternatif dallara daha fazla eÇilmelerini, İzmirlilerin de son Arkasspor maçında olduÇu gibi salonları boş bırakmamasını istiyorum. dsipahi@milliyet.com.tr Bana gelen mesajları çoÇunlukla yanıtlamaya, cevapsız bırakmamaya çalışıyorum.