Ege Metaş Üniversitesi kuracaklardı, olmadı

Metaş Üniversitesi kuracaklardı, olmadı

22.05.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

İzmirli Özkan Ailesi, TMSF ihalesi öncesinde Metaş üzerinde epeyce kafa yordu. Fabrika arazisini satıp Aliağa'da bir demir-çelik üniversitesi kurmak, kalan parayla da üretimi yeniden başlatmak düşünülmüştü. Ama gerçekleşmedi. İşte ayrıntıları...

Metaş Üniversitesi kuracaklardı, olmadı

Ancak 1988'de başlayan mali sorunlar, Metaş'ı kısa sürede üretim yapamaz hale getirdi. 1990'dan sonra Kamu Ortaklığı Fonu, 300 milyar liralık kredi sağlayarak şirkete ortak oldu. 1995'e gelindiğinde Metaş'ın satışı gündemdeydi. İzmirli işadamları Metaş'la yakından ilgilendi. Özellikle de Selçuk Yaşar ve Öner Akgerman... Ancak iş rekabete binince, aradan Uzan Ailesi sıyrıldı. Özelleştirme İdaresi, Mayıs 1995'te elindeki rehinli hisseleri Uzanlar'a ait Rumeli Çelik Sanayii'ne 57 milyon 900 bin dolara sattı. İzmir Metalurji Fabrikası Metaş, Özsaruhan Ailesi tarafından tel halat ve kaynak elektrodu gibi yüksek kalitede çelik üretmek üzere 1956 yılında kuruldu. Tesis, bir zamanlar 2 bin 250 çalışanıyla İzmir ekonomisinin can damarıydı. Türkiye'nin en gözde demir-çelik tesislerinden biri, o tarihten bu yana hiç çalışmadı. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) Uzan Grubu şirketlerin yönetimine el koymasıyla da yeni belirsizliklere yelken açtı. Sonrası malum... Kısa bir süre önce Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) satışa çıkardığı Metaş'ın muthemel patronu, ihalede 40 milyon 50 bin dolarlık teklif veren Cer Çelik Endüstrisi A.Ş. olacak. (İhalenin onayına veya pazarlıkla devamına henüz karar verilmiş değil.)Metaş'ın buraya kadar anlatılan öyküsünü çoğunuz biliyorsunuzdur. Ama asıl bundan sonrası önemli! Uzanlar'dan sonra Metaş'ı almak isteyen İzmirli grup hangisiydi? Nasıl bir projeleri vardı? Projeyi ailenin hangi ferdi hazırlamıştı? Ve neden vazgeçtiler? Aradan yıllar geçti Üretim tesisleri 300 bin metrekarelik alana kurulu olan Metaş, 58 bin metrekarelik kapalı alana sahip. Ayrıca tesislerinin bulunduğu Işıkkent'te, içinde zeytinlik ve bağların yer aldığı epeyce bir arazisi de var Metaş'ın...Çok değil, bundan 1-1.5 yıl önce, Türkiye'nin en önemli demir-çelik üreticilerinden biri olan, yarım asırlık Özkan Demir Çelik Sanayi A.Ş.'nin sahibi olan Özkan Ailesi, Metaş'ı almak üzere harekete geçti. Bu kararda, 2000 yılında vefat eden baba Kenan Özkan'ın "çok sıkı bir Metaşçı" olmasının payı büyüktü. Projenin odak noktasında da, ailenin küçük oğlu Uğur Özkan vardı.Türkiye'de "kaliteli kangal demiri" eksiği bulunduğunu ve bu ürünün üretimi konusunda Metaş'ın kendini ispatlamış tek firma olduğunu söyleyen Özkanlar, harekete geçmek için TMSF'nin Uzanlar'a ait şirketleri satışa çıkarmasını bekliyordu. Hatta bu konuda hayli kararlı görünen aile, A ve B planı halinde iki ayrı strateji hazırlayıp Ankara'daki yetkililerle görüşmeler bile yapmıştı. Reklamı sevmeyen aile Ancak bu çalışmalar çok gizli yürütülüyordu. Bunun iki nedeni vardı. Birincisi, Özkan Ailesi reklamı sevmiyordu. İkincisi, işin içinde hala Uzanlar olduğundan, işi fazla dallandırıp budaklandırmamak gerekirdi.Özkan Ailesi'nin en büyük hedefi, Metaş'ın arazisini satarak bu parayla Aliağa'da, Nemrut Körfezi'nde bir demir-çelik üniversitesi kurmaktı.Uğur Özkan, o günlerde şekillendirdikleri modeli yakın çevresine şöyle anlatıyordu:"Metaş bir okuldu, kapatıldı. Fabrikaya ait 300 bin metrekare arazi var. Yüzde 30'la imara açılıp konut yapılsa ve satılsa, 50 milyon dolar civarında bir gelir elde edilir. Bu paranın yarısıyla Aliağa'da 250 bin metrekare yer alabiliriz. Oraya Metaş Üniversitesi kurmak isteriz. Hem pratik hem teorik eğitim veren teknik bir üniversite olur. Kaliteli, dil bilen teknik eleman eksiğimizi bu üniversite ile gideririz. Hatta yurtdışına beyin bile satarız. Bugün 30 bin çalışanı olan sektörün, hala üniversitelerde tekstil gibi bir dalı bile yok." Burası bir okuldur Özkan Ailesi, bu projeye gerçekten çok kafa yormuştu. Hatta kurulmasını düşündükleri demir-çelik üniversitesine bir profil haddehanesi bağışlamayı bile planlıyorlardı. Ama Uğur Özkan, "Raşit Özsaruhan'ın onayı olmadan böyle bir işe kalkışmayız. Raşit Bey o üniversitenin rektörü bile olur" diyerek küçük ama önemli bir şart ileri sürmüştü.Konu Raşit Bey'e aktarıldı mı, Raşit Bey bu işe ne dedi, işin o kısmını bilmiyoruz. Bildiklerimiz, Özkanlar'ın projesiyle sınırlı.Uğur Özkan'ın yakın dostlarına aktardıklarıyla devam ediyoruz:"Tüm dünyaya örnek bir üniversite yaparız. Buradan mezun olan gençlerin iş kaygısı olmaz. Hepimiz ders verebiliriz. Patronlar, üst düzey profesyoneller, eleman sıkıntısı çeken herkes... En azından ben ve Mustafa ağabeyim, haftada 5 saat gönüllü ders verme sözü veriyoruz. Üniversitede elektrik, torna, bakım onarım, makine dizaynı, üretim, satış-pazarlama, sevkıyat, AR-GE, kalite kontrol, iç ve dış ticaret, deniz hukuku, gemi brokerliği, İngilizce-Fransızca dış ticaret, kambiyo eğitimleri verilebilir."Peki ya arazi satışından elde edilecek 50 milyon doların kalan yarısı ne olacaktı?Özkan Ailesi, paranın bu kısmıyla da Metaş'ı yeniden canlandırmayı düşünüyordu. Hem de 6 ay gibi kısa bir sürede...Uğur Özkan projenin bu kısmını da şöyle anlatıyordu:"İşe sadece bir potasında kaliteli kütük üretimi ile başlanır. Satış fiyatı da İskenderun, Karabük ve Aliağa'daki Say Metal'in fiyatlarının ortalaması alınarak belirlenir. Bu ürünün satışı konusunda sorumluluğu da bizzat üzerime almaya hazırım. Üretim yıllık 300 bin ton ile sınırlanır. Sadece kendi eğitim giderlerini karşılamaya yetecek bir gelir elde edilir. Böylece amacından saptırılmamış olur. En büyük girdisi olan hurda alımında öncelik hakkı verilmesi, devletin kütük üreticilerine tanıdığı elektrik indirimi ve KDV'den muaf hurda ithalatları da, önemli bir sübvansiyon sayılacaktır."İşte İzmirli Özkan Ailesi'nin Metaş projesi, böylesine büyük bir şeydi. Ama nedendir bilinmez, Özkanlar bir süre sonra bu projeden soğudu. "Naşit Özsaruhan rektör bile olur"