Ege Nerede o eski coşkunuz?

Nerede o eski coşkunuz?

05.12.2018 - 08:15 | Son Güncellenme:

Spor Toto Süper Lig’de üst üste yaşadığı kayıplarla sarsılan ve son olarak deplasmanda Antalyaspor’a 1-0 yenilen Göztepe’ yi usta kalemlerimiz değerlendirdi: Herkes eski, coşkulu ve istekli Göz Göz’ü çok özledi. Bir şeyler yapmalı, kazanmayı yeniden hatırlamalı...

Nerede o eski coşkunuz

Nerede o eski coşkunuz

Haberin Devamı

Bülent Buda: Serdar’ın vuruşuna Beto’nun yapabileceği bir şey yoktu. Zaten yapsaydı Serdar’ın vuruşuna yazık olurdu. Boşa kürek bir ilk yarı. Özellikle Halil’in oyuna katılım yüzdesi düşük. Yani kayıp 45 dakika. İkinci yarıya geldiğimizde belli ki soyunma odasında uyarılar yapılmış. Peki üst düzey profesyonellere illa uyarı mı lazım? Maalesef öyle oluyor evet. İkinci yarı başka bir Göztepe. İlk 45’te yok olan Halil “Ben de varım” diyor. Takım bütünlüğü iyi. Basıyorlar, arıyorlar, koşuyorlar, eziyorlar ama gol atamıyorlar. Özellikle Yasin’in pozisyonları. Bireysel beceriyle üretiyor ancak bir türlü gole dönüştürülemiyor. Çok gol pozisyonu var ikinci yarı. Bayram Hoca’nın oyuna hamle dakikaları doğru mu? 80’e yaklaşmış dakikalar iki oyuncu. Bir de neredeyse oyun biterken Samed Ali. Sevgili hocam, bunun yaşamdaki karşılığı çaresizliktir. Yap iki hamleni 46’da al Samed Ali’yi 60’ta bakalım neler olacak. Haftalardır ezberlendi o klasik diziliş. Kulübede de aynı isimler, istirahatte. Bu durum bir hikâyeyi aklıma getirdi. Yaşlı amca karısına seslenmiş, hanım suyu ısıt olursa olur, olmazsa çay demleriz. Dene hocam, ne olur ki yani? Olursa olur!

Haberin Devamı

Nerede o eski coşkunuz

Fatih Tanfer: Göztepe, Antalya deplasmanında iki devrede iki farklı oyun oynadı. Siyahla beyaz kadar. İlk yarıda merkezi kalabalık tutup, Antalyaspor’un etkili olduğu bölgeleri kapattığı planladılar. Ancak düşündüğü planı uygulayamadı. Çünkü oyuncuların bildiğimiz enerjileri ve tempoları yoktu. Geriden iyi oyun kuramadılar, hücum geçişlerinde problemler devam etti. İkinci yarıda bilhassa 45 ile 75 arasında hızlı hücumcuları Halil, Yasin, Jerome ile defans arkasına atılan toplarla gol aradılar. Yasin çok önemli goller kaçırdı. Kişisel futbol anlayışım gereği pozisyona giren, onun için risk alan futbolcuya saygı duyarım. Yasin bu maçta golleri atamadı ancak gol adına en çok çabalayan oyuncuydu. İki kenar beki, Tayfur ve Berkan gerekli ofansif katkıyı veremediler. En önemlisi orta alan ve hücumdan verim alınmadı. Jerome stoperler arasında sıkışmış ve etkisizdi. Göztepe’nin gurur duyulan, canlı, mücadele gücü yüksek kısacası bildiğimiz kendi oyununu üst seviyelere çıkarmaya odaklanması şart. Bunları yapınca yine kazanan ve asla yenilgiyi kabul etmeyen Göztepe’yi seyredeceğimize inanıyorum.

Haberin Devamı

Mehmet Demirtaş: Süper Lig’deki umudumuz Göztepe son üç maçta aldıgı tek puanla hem taraftarını üzdü hemde Avrupa hayalinden uzaklaşmaya başladı. Geçtiğimiz sezonun deplasman fatihi olan Göztepe özellikle bu sezon adeta kabusu yaşıyor. Antalya deplasmanında maçın ilk yarısında etkisizdiler. Sadece Jerome’nun şutunu gözlemledik. İkinci yarıya daha diri ve toparlanarak çıksa da hovardaca harcanan gol pozisyonları izledik. Özellikle bu sezon bir çok maçta takımını sırtlayan Yasin’in kaçırdığı pozisyonlar bu kadar da olmaz dedirtti. Göztepe’nin çocuğu Halil’in eski halinden adeta eser yok şimdi. Geçmişe baktığımız zaman Elazığspor’a gitmeden önceki Halil’i izliyoruz sanki. Problemi ne ise bir an evvel onlardan sıyrılıp her zaman olduğu gibi Göztepe’nin çocuğu Halil’i sahada görmek istiyoruz. Son sözüm Bayram Hoca’ya. Hocam elindeki dar oyuncu grubunu biliyoruz. Sakatlıklar ve eldeki oyuncularla bu kadar oluyor diyebilirsin ancak her hafta aynı söylemler ve de aynı oyun planını sadece biz değil tüm rakipler ezberledi. Oyuncu değişikliklerinde bile zamanlama istikrarla devam ediyor. Gençlere daha fazla süre verilmesi büyük katkı verecektir. Özelikle kupa maçlarında Samed Ali’ye verilen sürenin Süper Lig’de de verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Haberin Devamı

Gücünü fark et Akhisarspor!

Bülent Buda: Maç trafiğinin yoğun olduğu bir süreç. Sonuçlar can sıkıcı. Sakatlar, cezalılar, Seleznyov olayı başka bir âlem. Malatya’da yine de biçimli bir diziliş var alanda. Zorlama da olsa alana yine bir kalite yansıtabiliyor Akhisar. Bu zorlamada özellikle Onur’a uygun görülen bölge haliyle Onur’u da zorluyor. Oyun başladı, fazla sorun yok. Tıkır tıkır götürüyorlar. Malatya üstün gibi görünüyor, bence değil. Akhisar atakları daha organize. Gol bölgelerinde iletişim biraz daha güçlü olsa öne geçebilecekler. Malatya ilk yarıda tek etkili atak yapıyor gole ulaşıyor. İkinci yarı yerinde doğru bir operasyon. Lopes, Sissokko yer değiştiriyor Vrsojevic sağ bekte. Bu yarıda olgun bilinçli ataklar. Zorluyorlar Malatya kalesini lakin final pasları ile final vuruşlarında nitelik sorunu var. Sanki biraz daha özümseyerek, isteyerek zorlayarak girişseler eyleme golü bulacaklar. Bu arada kulübede bir santrfor varmıış meğerse. 60. dakikada Bakulo giriyor, 10 dakika sonra ceza alanı içinde buluştuğu ilk topu net bir sol vuruşla gole dönüştürüyor. Haliyle hayata güzelleşiyor. Acaba maçın başlangıcında ilk dizilişte Bokula ile mi başlanmalıydı? Bilemeyiz ki, doğrusunu Cihat Hoca bilir! Oyunu puansız da bitirebilirlerdi ama yakışmazdı, yazık olurdu o tere, koşulara. Gerçekten puan ya da puanları hak eden bir yarışma çıkardılar.

Haberin Devamı

Nerede o eski coşkunuz

Fatih Tanfer: Akhisarspor, Yeni Malatyaspor deplasmanında çok önemli bir puan aldı. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, Akhisarspor 3 kulvarda büyük bir mücadele veriyor. Maçlar yoğun ve yolculuk uzun. Malatya karşısında ilk yarıda iyi değillerdi. Bilhassa defanstaki sıkıntılar ve sakatlıklar devam ediyor. Bu yüzden de kadro mühendisliği açısından Cihat Hoca denemeler yapmak zorunda kalıyor. Örneğin, Sissoko’nun stoper pozisyonunda oynaması gibi. İlk yarıda daha çok kendi alanında oynadı. Ve Malatyaspor devreyi 1-0 galip bitirdi. İkinci yarı başlarken Cihat Hoca çok doğru hamleler yaptı. Vrsojevic sağ beke, Sissoko orta alana, Lopes de stopere geçti. Daha etkli bir oyun ortaya koydular. Takım halinde coşkuluydular ve yenilmemek için büyük bir mücadele ettiler. Oyun gücü de öne çıktı. Bir de buna Jose, Sissoko, Güray ve Onur’un oyun aklıda eklenince maçın hâkimi oldular. Akhisar’ın en az bir puan almak için gole ihtiyacı vardı. Malatya’nın üzerine gitti. Takım boyu kısaldı. Hızlı ve hücumda üretken ataklar yaptı. Elbette bu kadar doğru oynayan takımın puan almak hakkıydı. Ve Bofila’nın güzel golüyle 1 puanı aldı. 13 puanla 16. sıraya yerleşti. Bu hafta 14 puanlı Fenerbahçe’yle sahasında oynuyor. Herhalde maçın önemini anlatmaya gerek yok. Akhisar seyircisinin de takımına büyük bir coşkuyla destek vereceğine inanıyorum...

Mehmet Demirtaş: Özellikle bu sezon Süper Lig’de ilginç maçlar izliyoruz. Puanlar aslanın ağzında. Zirve yarışında olduğu gibi alt sıralarda da her an her şey olabilir. Zor bir sezon geçiren Akigoların Antalya deplasmanındaki galibiyetten sonra eksik kadrosuyla Malatya’dan puanla dönmesi çok önemliydi. Bu hafta karşılaşacakları Fenerbahçe maçı derbi havasında geçeçek. Akhisar’ın küme düşme korkusu yaşacağına imkân vermiyorum. Yeter ki gücünün farkına varsın.

Nerede o eski coşkunuz

Gençlerin yenilmezlik gururu

Bülent Buda: Kerim Alıcı, ikinci yarıda ilk kanat bindirmesini 75. dakikada yaptı. İkincisini 80. dakikada Murat’la paslaşarak sürdürdü gaz kesmedi. Murat her zaman olduğu gibi topu kale önüne harika indirdi, Anıl pasladı Kerim de sol ayağıyla dokundu golü attı. Altınordu öne geçti kazandı. Murat sağ çizgiden kusursuz top indirmeye devam ediyor. İyi takip eden etkili vuran çıksa çok gol olacak. Aslında Altınordu’lu futbolcular Altay karşısında iyi değildi. Daha çok da üretilen pozisyonlardaki yetersiz final dokunuşlarında gözlendi bu eksiklik. Muhammed, Enes, Sefa, Atakan, Serdar hepsi birbirinden değerli iyi futbolcular. O yanlarını görebilmemiz için şu sıralar yaptıklarından fazlası gerekiyor. Sonuç olarak kötü gibi görünen oyunda bir sistemin olduğunu gözleyebiliyorsunuz. Altınordu o alandaki fazla yanıyla kazandı.

Fatih Tanfer: Altınordu, rakibi Altay’ın oyun özelliklerini iyi analiz etmiş ve öncelikle defans merkezini Sinan ve Hasan’la kapatıp, Marco’ya da yakın markaj uygulayıp, Oğulcan’ı da geri dörtlünün önüne oynatıyordu. İlk 20 dakikadan sonra oyunda dengeyi kurdu. Bildiğimiz hırsını ve mücadeleci yanını sahaya yansıtmaya başladı. Ortada geçen bir maçtı. İlk yarının son iki dakikasında Muhammet Mert devreye girdi önce şutu direkten döndü sonrada attığı şutun Egemen’in yardımıyla gol oldu. Altınordu 1-0 öne geçti. İkinci yarının başından itibaren agresif bir oyun tarzı sergileyen Altay karşısında zorlandı. Orta alanı etkisiz kaldı. Üst üste üç pas bile yapamadı. Ancak mücadeleci ruhu ve taktik disiplininden kopmaması başta Sinan’ın iyi oyunuyla iyi direndi. 80. dakikada takımın hücumun en önemli oyuncusu Murat’ın şahane ortası sonrası Anıl’ın kafayla indirip, sağ bek Kerim’in vuruşuyla öne geçti. Sağ bek Kerim’in o dakikada santfor mevkisinden vuruş yapması bana göre bir tesadüf değil, doğru oyun anlayışının etkisiydi. Ve Altınordu 2-1 öne geçti. Galibiyet sonrası Altınordu çok daha iyi oynadı. Mücadele gücü ve doğru motivasyonuyla 3 puanın sahibi oldu. .

Mehmet Demirtaş: Altınordu kendinden bekleneni Altay karşısında ilk 20 dakikada ortaya koyamasa da özellikle 20. dakikadan sonra varlığını hissettirdi. İstenilen, özlenen oyunlarını ortaya koydular. Son 3 haftaya baktığımız zaman 5 puanları var. Fakat daha da geri dönersek 6 haftada 14 puan hiç de hafife alınmamalı. Altay karşısında ortaya koydukları performans da birikimin sonucudur. Gençler sahada durması gereken yerlere hakim ve kendilerini iyi tanıyorlar. Kısacası, Altınordu prensipleri ve tarzı son 6 haftada olduğu gibi bu maçta da sahadaydı.

Nerede o eski coşkunuz

Denizlispor hedefe kilitlendi

Bülent Buda: İzleyen için düş kırıklığı. Ligin en etkili atak takımının maçın bütününde neredeyse net pozisyonu yok. Ya da o pozisyonu üretecek etkili atağı. Bunun anlamı; tek puan için geldik, aldık gidiyoruz. Bu bizim için yeterlidir. Çok doğru, 6 haftadır kaybetmiyorlar. 5 hafta 15 puan; müthiş, inanılmaz, akla ziyan bir çıkış. Kendince gelmiş Balıkesir’e, 1 puan bizim için iyidir niyetiyle. Ulaştığı zirvedeki yerini de koruyor. Günümüzde sıkı, özgüvenli bir takım oluşturmak zor iş. Bu fantastik dönüşüm, Denizli’de şu sıralar gerçekleşti. Yıllar sonra Süper Lig bayağı güzel, inanılmaz olacak.

Fatih Tanfer: Denizlispor, Balıkesirspor karşısında hedefi olan Süper Lig için çok önemli iki puan kaybetti. Belki Boluspor’un evinde Adana Demirspor’a yenilmesiyle alınacak 1 puan bile farkı açmaya yarayacak düşüncesiyle 1 puan yeterli gelebilir. O nedenle pozisyon bile bulamadan maçı bitirdiler. Hücumda çoğalamadılar. Atağa kalkarken kaybedilen toplar, uyumsuzluğun sonucuydu. 1 puan kazançtır denilebilir. Ancak arkadan güçlü bir Gazişehir’in geldiği unutulmasın. Bu hafta rakip lider Gençlerbirliği. Balıkesir maçında performansları şaşırtıcı bir biçimde kötü olan oyuncuların uzun bir lig maratonunda böyle haftalar olur deyip bu önemli maça odaklanmaları şarttır. Denizli’de muhteşem bir maç bizleri bekliyor.

Nerede o eski coşkunuz

Mehmet Demirtaş: Geride bıraktıkları 6 haftalık periyotta kayıp görmezlerken tek puanı deplasmanda Balıkesirspor’a karşı almak biraz sarsıcı oldu. Neden öyle diyorum; takım dengesi ve karakteri o kadar yüksek ki, disiplinden kopmuyorlar. Benim için Süper Lig’in en büyük adaylarından biri Denizlispor. Ve önlerinde çok zorlu bir maç var. Avantajları, evinde oynamaları. Gençlerbirliği fazlasıyla etkili ve Süper Lig’in 1 numaralı adayı. Balıkesir’e karşı alınan 1 puan kötü değil ama avantaj da değil. Daha iyisi olabilir. Olacaktır da. Ben bu hafta Denizli’den hem tribünde hem de sahada bir patlama bekliyorum.

Altay, kazanmayı bilemedi

Bülent Buda: Uyarıcı bir süreç, dikkat. Bu kayıplar düşündürücü. Oyunun ilk dakikası iyi atak, nete yakın pozisyon, Marco’nun vuruşunu Altınordu savunması bozdu. Uçlarda karşı savunmayı her defasında Marco zorluyor. İlk yarının bitimine doğru Hüsamettin’in cezalaanı içindeki estetik vuruşu sonuç getirmedi. Bu yarı bitiyor derken, Egemen talihsiz bir an yaşıyor, Altay soyunma odasına yenik gidiyor. İkinci yarı hızlı, tempolu giriş, penaltı eşitlik. Sonra Altay yine etkisiz. Oysa rakibi de iyi değildi. Şimdi samimi olalım kötü gününde olan rakibinede yeniliyorsan düşünmek lazım. Kadro bakıyorum zengin ama verimsiz. Gol bölgelerinde rakipleri ürküten tek adam Marco. Kaç yaşında? Peki genç adamlar ne iş yapar? Ya da şöyle diyelim, Altay, çoğunluğu yaşlı bir takım mı? Açık konuşalım, dürüst olalım. Bu sene ligde kalmak başarıdır. Ötesi, bu kadroya fazla gelir.

Fatih Tanfer: Altay, Altınordu karşısında oyuna hızlı başladı. Aganovic’in nefis pasına Marco iyi vuramadı. Aganovic yine iyi bir pas attı ve hücum oyuncuları yine değerlendiremedi. Aganovic’i devre bitene kadar bir daha sahada göremedim. İlk 20 dakikadan sonra Altay’ın baskısı kırıldı, maç orta alan futboluna döndü. İki takım da dikkatli oynamaya başladı. İlk yarının son dakikalarında yenilen gol ve 1-0 yenik savunma odasına girdi. Altay, ikinci yarıya Kappel ve Ferhat’ı alarak başladı. İkinci yarının büyük bölümünde etkiliydi. Takım halinde sürekli golü düşündüler. Ancak oyunu kanatlara taşıyamayınca oyun dar alanda oynanmak zorunda kaldı. Altay, çok top kaybı yaptı. Oyunun hâkimi görüntüsündeydi. Ta ki 80. dakikaya kadar. Golü yedi, tecrübeli oyunculardan kurulu olduğunu bildiğimiz Altay nedense bu mağlubiyete gerekli tepkiyi veremedi. Yoğun stres ve gerilim, Altay’ın teknik verimini de düşürdü. Kısacası, derbide 3 puanı kaybetti ve sıkıntılı bir sürece girdi. Kalan 3 maçın ikisi deplasman, Eskişehir ve Elazığspor. Bir an evvel kendisini toparlamakta yarar var diye düşünüyorum.

Mehmet Demirtaş: Altay’ın ortaya koyduğu performans, eksikleri ile gün yüzüne çıkıyor. Bekleneni ve isteneni saha yansıtamıyor. Son 5 hafta toplamda 4 puan topladılar. Tribünde taraftarın isteği ve özverisi, sahadaki futbolla örtüşmedi. O harika taraftara bu eksik oyun yakışmadı. Altınordu’nun etkili ataklarına karşı duramamaları, maçın kaybedilmesinde en büyük etkendi. Top kayıpları fazla, önlem alınmalı. Bu takımın toparlanması için gereken ne ise yapılacağından kuşkum yok. Toparlanmak gerekiyor.

Nerede o eski coşkunuz

Balıkesir'de golcüler suskun!

Bülent Buda: Hafta arası oynanan 45 dakikalık Ümraniye travmasını atlatmış bir takım vardı alanda. Neredeyse maçın bütününde istekli, bastılar daha ilk dakikalarda pozisyon üretip kaçırmaya başladılar. Abdülkadir şansız maçlarını oynuyor. Çok istiyor ancak etkili final dokunuşlarını yapabileceği pozisyonlarla buluşamıyor. Birde illede ben atayım durumları var. Pas yapılacak pozisyonlarda şut atma isteği. Olmuyor işte. Hayat paylaşırsanız güzelleşir. Maçın bitimine kadar rakip takımın neredeyse pozisyonu yok. Bu alanı doğru paylaşıp geçit vermememin karşılığı. 90+2’de Nİzamettin’in harika bir frikik vuruşu var. Stachowiak 90’dan çıkardı. Balıkesir iyi, iştahlı oynayıp kazanamıyor. Bu gerçek bir talihsizlik. Az daha unutuyordum. 90+4’de Foxi oyuna alınıyor. Anlamlandıramadım!

Fatih Tanfer: Balıkesirspor güçlü Denizli karşısında dengeli oynadı. Takım halinde hareket ettiler. Savunma güvenliğini elden bırakmadı. Son dakikada Nizamettin’in şahane frikiği gol olsa 3 puanında sahibi olacaklardı. Ancak sözün özü bu hafta iki maçı evinde oynuyorsun ve 5 puan kaybediyorsun. Puanın 17, devre bitimine kadar 3 maçın ikisi deplasman bu hafta rakip güçlü Gazişehir. Aman dikkat..

Nerede o eski coşkunuz