Özgür ol yanlı olma!

Bülent Buda: Futbol oyununu sevdiren olgu, gizemli yanıdır. Lakin bu oyunu kirleten unsurları ondan temizleyemezseniz bu güzel oyun ülkelerarası savaşa döner. Evet bu oyunda alın teri var. Karşılığı da para. Profesyonellik de böyle değil midir? Özgür Yankaya’nın özellikle ilk penaltı düdüğü can yakıcıydı. Hele VAR’la birlikte uyum içinde veriyorlarsa, facia daha da büyüyor. Bu alana bütün takımlar kazanmak için çıkar. Kazanmanın koşullarını harekete geçirir. Korkmadan, üstüne üstüne gidersiniz rakibinizin. Oyunu 2 farklı geriye düştükten sonra ki görünüme büründürür bu kalkışma. Yani demem o ki, Göztepe için ilk 45 dakika yitirilmiş bir zaman dilimidir. Ardından gelen yürekli hamlelerle farkındalığın dışa vurumu çok şeyi değiştirdi. Şimdi bütün bunlardan sonra hakemin düdüğüne bırakmadan kendi sorununu kendin çözeceksin diyebiliriz. Göztepe’nin oyunu İrfan Can’ın önünde birikerek yani geriye yaslanarak kimlik sorunu yaşıyor. Rakiplere avantaj sağlıyor. İleriye çıkan, topa hareket katan, basan bir Göztepe heyecanlandırıyor, seyirlik bir görünüme bürünüyor. İşin acıtan yanı, bütün bu çabalarınıza karşın bir düdük yaşayacağınız sevincin içine ediyor.

Fatih Tanfer: Göztepe, Rizespor karşısında futbol olarak heyecanlı, mücadele olarak üst düzeydeydi. Göztepe, 2-0 yenik duruma düştükten sonra yaptığı doğru değişikliklerle futbolda umut ve heyecan son düdüğe kadar gitmez inancıyla 2-0’dan 2-2 yaptığı geri dönüşü bu sütunlarda yazmak isterdik. Ancak hakem Özgür Yankaya maçın önüne geçti. Hep yazarım. Maçın sonucunu sahadaki futbolcular tayin etmelidir. Ancak Rize’de sonucu hakem Özgür Yankaya tayin etti. Tutarlı kararları yoktu. Kural bilgisi yetersizliği, yanlış yorumlarına neden oldu. Verdiği yanlış penaltılar ile güzel oyuna yazık etti. Ancak benim en garibime giden ve kızdığım nokta, Göztepe’nin uzatmalarda Rize ceza alanının hemen önünde kazandığı frikiği kullandırmadan maçı bitirmesiydi. Telaşa ne gerek vardı? Ve tutarsız kararlarının içerisine bir yenisini daha ekledi. Yazık oldu. Hem Göztepe’nin mücadelesine hem hak edip de alamadığı puanına.

Mehmet Demirtaş: Senelerce ülkemizdeki hakem hatalarından bıktık, usandık. Ülkemizi yurt dışında gururla temsil eden nice hakemler yetiştirdik. Bir de buna ek olarak, gelişen teknoloji ile birlikte VAR gibi bir sistemi futbolumuzun içerisine entegre ettik. Bu sistem sayesinde yavaş çekimler defalarca izlenebiliyor. Ve hala da çok ciddi hatalara, kararlara imza atılıyor, bu çok ilginç. Göztepe’nin Rize deplasmanında skoru 2-2’ye getirdikten sonra maçın uzatmaları oynanırken hakem Özgür Yankaya penaltı düdüğü çaldı. VAR ile dialoğa geçen Yankaya orada ne konuştu, neler dedi, neler duydu merak içerisindeyim açıkçası. Penaltı verildi mi, verilmedi mi, gol geçerlilik kazandı mı, kazanmadı mı ekran başındaki izleyenler olayı çözmek için epey zaman harcadı. Sonunda da büyük bir skandala imza atıldı. Ben maçı izlerken defalarca baktım, sonrasında da onlarca kez açıp izledim. Ancak gerçekten ben de hiçbir anlam veremedim. Oyun içerisinde elbette eleştirilecek, tartışılacak birçok yan var fakat bir takımın hakkıyla oynamak bu kadar kolay olmamalı. Göztepe yediği 2 gole çok iyi reaksiyon vererek oyuna sonradan katılan Yalçın ve Napoleoni ile skoru eşitlemeyi bilse de sonucu belirleyen hakem Özgür Yankaya oldu. İlk ve ikinci yarının sonlarında verdiği 2 penaltı kararı Göztepe’den puanı veya puanları aldı. Yazık, gerçekten çok yazık!

Kupa mesaisi

Ziraat Türkiye Kupası 5. turunda Göztepe ile Bursaspor, bugün İzmir’de karşı karşıya gelecek. Müsabaka Gürsel Aksel Stadı’nda saat 18.30’da başlayacak. En son 2018-2019 sezonunda Süper Lig’de karşılaşan iki ekibin İzmir ve Bursa’daki karşılaşmaları golsüz sona ermişti.

Bu gidiş nereye?

Bülent Buda: Oyunun üçte birlik bölümünde denk bir yarışma sürüyor. Hatta ataklarda Denizli önde. Sacko, buluştuğu toplarla doğrudan karşı kaleye yönelebilse, yan yollara sapmasa, vuruş açısını yitirmese, gole ya da gollere ulaşma fırsatları vardı. Yeşil siyahlılar, işte bu üçte birlik bölümün sonlarına doğru Kasımpaşa sol beki ilk sol kanat atağını yaptığında Kasımpaşa’nın 9 numarası topa ilk kez dokundu. O da gol oldu. Golün hemen ardından Recep Niyaz’ın kurnazlık ürünü eşitlik golü, bir umut ışığı gibi parlarken, ayaklarındaki topu ikram eden bu ikinci golde savunma nerede? Böylesine alan paylaşımı, yalpalamalar, savrulmalar. Ve de ikinci yarının ilk dakikaları bir gol daha. Cenk ile önündeki savunma markaj, alan paylaşımı anlayışını bir kenara itmiş sanki. Fark 2’ye çıktıktan sonra nafile çabalar. Denizli kolay gol yiyor, zor gol atıyor. Yani manzara sevimsiz.

Fatih Tanfer: Denizli, öncelikle çok basit goller yiyor. Defans problemi kesinlikle çözülmeli. Recep Niyaz ve Sagal, çok çalıştılar. Artık bu amaçsız görüntüden kurtulmalılar. Sezon başından itibaren devam eden orta sahanın rahat geçilmesi problemi bu maçta da devam etti. Umarım bu sorunlar en kısa zamanda çözülür ve istenilen Denizlispor’u izleriz. 90+2’de Rodallega’nın attığı gol sonrası Başakşehir maçındaki gibi 3. gol gelir mi diye umutlandım ancak olmadı. Denizlispor, yediği ikinci gol öncesi Fair Play ruhuna uygun hareket ederken golü kalesinde gördü. Bu da ona yapılan büyük bir haksızlıktı.

Mehmet Demirtaş: Değişmesi, çözüme kavuşturulması, ıslah edilmesi ve de en önemlisi acil puan ve puanlar alınması gerekiyor. Ve bunun da artık çok geç olmadan bir an evvel gerçekleşmesi gerekiyor. Bakın işte ilk 12 haftayı geride bıraktık bile. Hatırlarsınız sezon öncesi transfer dönemini. Zaman ne kadar da hızla akıyor, öyle değil mi? Bir de bakmışsınız ligin devresi, sonra da sonu gelmiş. Onun için elimizi çabuk tutmalıyız. Maç günü sevindiğim yalnızca Recep Niyaz’ın golle kucaklaşması. Bir de Sagal’ın yetmese de çabalaması. Gerisi inanın hazin. Çok yiyorlar, az atıyorlar. Bunun sonucu da lig tablosuna yansıyor. Umut mu, hiç bitmeyecek.