Rekabet ve KOBİler...

Küçük büyük tüm işletmeler, bu değişimlerin sıkıntılarını az ya da çok yaşıyorlar. Bu değişimlere zamanında uyum sağlayan işletmeler ayakta kalıp, rekabet yarışına devam edebiliyor.Bir kısım işletmeler ise ya sağlıksız bir yapıda varlıklarını devam ettiriyor veya yok oluyorlar. Bu değişim süreci içerisinde genellikle firmanın tüm bölümlerinde belirli düzeltici eylemlerin yapılması söz konusu olmakla birlikte, değişimin odaklandığı asıl nokta örgüt yapısıdır.Diğer tüm etkinlik alanlarına yansıyan sorunlar, genelde bizzat örgüt yapısında, kültüründe, felsefesinde gerekli değişikliklerin yapılması ile daha kolay çözümlenebilmektedir.* * * Bu noktada asıl sorun örgütün değişim gereksinmesini nasıl belirleyebildiği, aktif ya da proaktif tepkilerini ne denli zamanında gösterebildiği, örgüt içinden gelebilecek uyuma ilişkin direnç ve tepkilerin nasıl karşılanabileceği, değişimin nasıl algılandığı ve örgütsel öngörüm yeteneği gibi sorulara verilecek yanıtlardır.Özellikle KOBİ niteliği taşıyan ve çeşitli sektörlerde faaliyette bulunan işletmelerde bu yanıtların nasıl verildiğini daha da önemlidir. Yeni yüzyılda algılanan fırsatlar ve tehditler, örgütsel hazırlanma süreci, değişim yönetimi ve kurumsallaşma eğilimleri başta olmak üzere, farklı kriterler açısından örgüt yapısında yer alan işlevsel birimlerin değişen rekabet koşullarına uyum davranışları incelenmelidir.KOBİlerin, bu anlamda, ekonomi açısından daha da kritik bir rol oynadıkları biliniyor. Bu işletmelerin gerek Türkiye, gerekse Dünyada özellikle son yıllarda değişen koşullara uyum açısından gösterdikleri başarılar dikkat çekmektedir.Bu performansın artırılması, Türk ekonomisinin dışa açılması yönünden sürükleyici bir etmen olarak görülen KOBİlerin rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyen sorunların çözümüne bağlıdır.* * * KOBİ niteliğindeki işletme yapılarında ikibinli yıllarda beklenen gelişmelerin iyi algılanması, yenilenen örgüt yapısı ve pazarlama başta olmak üzere işlevsel birimlerde strateji değişikliklerinin zamanında yapılması bu müthiş potansiyeli Türkiye ekonomisi açısından gerçek bir sıçrama tahtası konumuna getirecektir.Ege Bölgesi bu açıdan çok önemli bir potansiyele sahiptir.Hem sektörel çeşitlilik hem de eskilere dayanan ticaret ve sanayi geleneği Egenin çok kısa sürede bugünkü konumundan çok daha ileriye gitmesine imkan sağlamaktadır.Yeter ki kaynak planlaması, işbirliği başta olmak üzere ortak akılda buluşularak hareket edilsin.Bunun için Ege Bölgesi illerinde kritik sektörlerde KOBİ ve büyük işletmeler birlikte ele alınarak gelişme stratejilerinin belirlenmesi zorunludur.Turizm, gıda, elektronik, jeotermal, sağlık, tekstil ve organik tarım gibi sektörler başta olmak üzere, hemen her alanda yabancı sermaye çekebilecek ortam ve koşullar Egede fazlasıyla bulunmaktadır.. egespor@milliyet.com.tr İşletmecilik ve rekabet alanında büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Son birkaç yılda tanık olduğumuz değişim ve yenilikler ise bunun kesintisiz bir süreç olacağını göstermektedir.