Sağlık için haydi kortlara

Dünya ve Türkiye, koronavirüs salgınında ikinci dalgayla mücadele ederken, hastalığın yayılması ne yazık ki hayatın günlük akışına büyük darbe vurdu.
Öyle ki yaklaşık 8 aydır sevdiklerimizle sarılmak yerine garip selamlaşma şekilleri uydurduk ve onlarla avunuyoruz. İşin ekonomik boyutuysa çok daha karmaşık.
Son olarak kafe, restoran ve lokantaların yalnızca al götür ve paket servis düzenine geçmek zorunda kalması, kısıtlı sosyalleşmeyi iyice zayıflattı.

Peki bu dönemde ne yapmalıyız? Evlerimize kapanıp, televizyon karşısında adeta atıl bir vaziyette zaman mı öldüreceğiz? Kesinlikle hayır. Bana göre şimdiye dek türlü bahaneler bulduğumuz ve bir türlü vakit ayıramadığımız spor için bu dönem hiçbir mazeretimiz kalmadı. Elbette bahsettiğim spor, bireylerin temas etmesini gerektiren yahut buna yol açan toplu sporlar değil.

Bireysel alanın çok daha geniş olduğu, pandemi sürecinde kendimizi güvende hissedeceğimiz sporlar. En başta aklımıza yürüyüş ve kardiyo hareketleri gelecektir.

Hatırlayacaksınız koronanın bizleri eve ilk hapsettiği dönemde Küçük Kulüp bünyesinde yaptığımız canlı yayınlarda Uğur Hocamız oldukça faydalı ve pratik hareketleri, izleyicilerle buluşturmuştu.

Bireysel egzersizleri bir tarafa bırakıp şahsi fikrimi soracak olursanız, ben şimdi tenis zamanı diyorum. Neden mi? Güvenli alanı geniş ve birçok kasın birlikte çalışmasını sağlıyor.

Tabii sunduğu sosyalleşme fırsatı da cabası. Bununla birlikte içinde bulunduğumuz sürecin en hassas noktasına değinmek gerekirse, Küçük Kulüp için gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki alınan hijyen önlemleri de üst düzeyde. Dolayısıyla sevgili dostlar, kortları doldurmamak için hiçbir sebep yok. Elbette bu dönemde geçmişte yaptığımız ve kıran kırana geçen, bol seyircili turnuvaları görmek pek mümkün değil. Bu yüzden izleyen değil, oynayan olmak ve bu keyfi yaşamak için, vücutta dolaşımı ve kas hareketliliğini sağlamak için adresiniz kortlar olsun. Sağlıklı ve spor dolu günler diliyorum.