Ege Şefler tek yürek

Şefler tek yürek

24.02.2023 - 00:00 | Son Güncellenme:

Deprem bölgesindeki beslenme sorununun çözümüne katkı vermek isteyen ünlü şefler, malzemelerini hazırlayıp işe koyduldu. Ocaklar yandı, kazanlar kaynadı. Sıcacık bir kap yemekle depremzedelerin yüzü güldü.

Şefler tek yürek

NİHAN YARKENT İNCE- Depremin ilk gününden itibaren gastronomi dünyasından deprem bölgesine destek yağdı. Ceketini, malzemesini alan gönüllü aşçı ve şefler, depremzedelere yemek desteği verebilmek için afet bölgelerine koştu. Türkiye Aşçılar Federasyonu, bünyesindeki 40’a yakın derneği ile deprem bölgelerine yayıldı. İzmir Aşçılar Derneği, Arkas işbirliğinde 7’den 70’e hergün 3 bin 500 kişiyi doyurdu. Gaziantep’in köklü hanlarından biri olan ve Mine Özmen tarafından yeniden ülkemize kazandırılan Hışvahan ise depremi yerinde yaşadı. Özmen de depremzedeler için kolları sıvayan isimlerden biri oldu. İtalyan şef Danilo Zanna depremzedeler için Kızılay mutfağında yemek pişirdi. Sosyal Gastronomi Şefi Ebru Baybara Demir “Vakit tek yürek olma vakti” diyerek ilk günden ekibiyle birlikte deprem bölgesinde çalışmaya devam ediyor. Ömür Akkor “Yeniden Hayat Lokantası” ile Kahramanmaraş’ta ücretsiz yemek veriyor. İşte yürekleri ısıtan şefler ve yaşadıkları:

Haberin Devamı

Mine Özmen:

*Depremi yaşayanlardansınız, ilk gün neler yaşandı?

Büyük bir afet yaşadık. İlk günlerde doğalgaz yoktu, elektrikli fırında günde 15 bin adet ekmek çıkardık. Günde 15 bin öğün de yemek çıkardık. Araçlarımıza koyup İslahiye, Nurdağı, Maraş’a ulaştık. Sağladığımız sıcak yemek ve ekmek desteklerinin yanı sıra, ilgili kuruluşlar aracılığıyla da depremden etkilenen illerimize yardımlar ulaştırdık.

*Gönüllülerle mi çalıştınız?

İnanılmaz bir birliktelik var. 5 yaşından 75 yaşına kadar her yaştan gönüllülerimizle her gün daha da büyüdük, büyüdükçe ürettiklerimiz de büyüdü. Hışvahan olarak depremin ilk gününden itibaren depremzede vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için var gücümüzle çalıştık. Aş evlerinin sayısı artınca, doğalgazlı fırınların da devreye girmesiyle ivme azaldı. Bize ihtiyaç olduğu müddetçe, kapılarımız ve mutfağımız hep açık olacak.

Haberin Devamı

*Şu an durum nedir?

Her ne kadar zor olsa da sürdürülebilir bir hayat için normale dönüş sürecine geçmeye çalışıyoruz. Depremden etkilenen bölgelerden uzaklaşmak yerine Hatay, Kahramanmaraş ve Gaziantep gibi Türkiye’nin en verimli topraklara sahip bölgelerinde tekrar üretime başlamalıyız. Bu bölgelerin sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlemesi için barınma ve yemek kadar tarım ve hayvancılığın da devam etmesi şart.

Şefler tek yürek

*Bunun için ne yapılmalı?

Bölgedeki küçük üreticiden alım yapmak ve onlara destek olmak hepimizin sorumluluğu. Bu bağlamda bölgedeki bütün vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere tüm Türkiye elinden gelen her şeyi ortaya koyarak normale dönmeye yardımcı oluyor ve olmaya da devam edecektir. Şunu da belirtmek lazım, öncelik çocuklar. Onların psikolojileri için terapiler lazım. Daha çok oyuncaklar, eğitimleri için çözümler gerekiyor. Güzel günleri hep birlikte inşaa edeceğiz.

İzmir Aşçılar Derneği Başkanı Dr. Turgay Bucak:

*Depremle birlikte ilk ne yaptınız?

Hemen ilk gün Kızılay ve AFAD ile irtibata geçtik. 500-600 kişilik gönüllü ekip için acil yemek desteği istediler. Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar hocamızla iletişime geçerek Tınaztepe Yerleşkesi Merkez Mutfağında ilk destek yemeğimizi yaptık. İzmir Aşçılar Derneği Kadın ve Gençlik Kolları da dört koldan sürecin parçası oldu. İkinci gün ‘İzmir Sofrası’ adındaki mobil mutfağımızı deprem bölgesine nasıl götürürüz diye arayışa başladık.

Haberin Devamı

*Nasıl götürdünüz?

Arkas Holding ile irtibata geçtik. Mobil mutfağın deprem bölgesine götürülmesi için lojistik desteği sağlayacaklarını, aynı zamanda ihtiyaç dahilinde son güne kadar erzak konusunda destek olacaklarını söylediler. Biz de planlamalarımızı yaptık, menülerimizi oluşturduk. Arkas ekibi ile erzak teminini yaptık. Çeşme Limanı’ndan kalkan yardım gemisine mobil mutfağımızı ve ilk erzak yardım TIR’ımızı yolladık.

*Günde kaç kişiye yemek veriyorsunuz?

Altı kişilik beş ekip oluşturduk. Her hafta değişimli olarak görev alıyoruz. Şimdi üçüncü ekibimiz yola çıkacak. Günde 3 bin 500 kişiye öğle ve akşam yemeği, aynı zamanda 24 saat çorba ikramımız var.

*Çocuklara yönelik çalışmanız oldu mu?

Haberin Devamı

İlk günden beri çocukları düşünüyor, onların psikolojisini çok önemsiyoruz. Giden her ekip onlar için farklı bir etkinlik planıyla gidiyor. Onlara sürprizlerle gidiyoruz. İzmir’de 5 bin anne kurabiyesi yapıp gönderdik, mobil mutfağımızdan bir pasta yaptık, maketler halinde otobüsler yaptık, aşçı kepleri ve çocuk önlükleri yaptırdık, hediye ettik. Orada herkesin bir hikayesi var. Maddi, manevi kaybı olan insanlara moral vermeye, destek olmaya çalışıyoruz. Sevkiyat araçlarımızla destek olmaya devam edeceğiz. Bu günleri hep birlikte aşacağız

‘Yaralarımızı saracağız’

Ebru Baybara Demir:

Sosyal Gastronomi Şefi Ebru Baybara Demir de afetle birlikte destek için ilk harekete geçen isimlerden oldu. Demir, gönüllü şeflerle birlikte Osmaniye’den Adıyaman’a, Hatay’dan Kahramanmaraş’a günde 100 bin öğün yemek ulaştırıyor. Demir sosyal medya hesabından “Mutfaktaki yüzlerce insanın eli dışarıda binlerce insana yürek oluyor. Birbirimizi tanımadan mutfakta buluştuk, başka insanlar için can olduk, dost olduk” dedi.

Haberin Devamı

Danilo Zanna:

Kızılay koordinasyonunda ekibi ile bölgeye gelen Danilo Zana da bölgede yine Kızılay mutfağında, AFAD’ında yönlendirmeleriyle çalıştı. Zanna da sosyal medya hesabından yardım ve birliktelik için herkese teşekkür ederek “Türkiye bir kez daha gösterdi ki, ihtiyaç olduğunda tek yürek olarak yürüyebiliyor. Bu ülkenin gücü ve bu gücün bir parçası olabilmek benim için büyük bir onur. Ayrıca bence bu, diğer bütün ülkeler için de güzel bir örnek” dedi.

Ömür Akkor: Elbistan için “Yeniden Hayat”

Depremin ilk gününden beri enkaz, kazma, yardım ulaştırma, hastane gönüllüğü, çorba kaynatma ve her türlü destek için Elbistan’a koşanlar arasında yer aldı. Sürecin uzunluğu nedeniyle daha fazla ne yapılabilir derdine düştü. “Yeniden Hayat Lokantası”nı hayata geçirdi. Depremden etkilenmemiş güvenli bir lokantayı 6 aylığına kiraladı, dizayn etti. Tabi bunların hiçbirini tek başına yapmadı. Yine onlarca gönüllü, hayırseverin güçbirliğiyle yaptı. Lokanta kapılarını açtı hatta ellerinden geldikçe çevre yerleşim yerlerine ulaştırıyorlar. Akkor da “Bu fikride emeği geçen o kadar insan var ki teşekkürün yetmediğinin farkındayım. Emeği geçenlerin ellerinden gözlerinden öperim. Allah hepsinin desteğini hayrını kabul etsin inşallah” dedi.