17.09.2020 - 00:00 | Son Güncellenme:
Bülent Buda: Oyun alanı dizilişinde isimler değişebiliyor, sistem yerinde duruyor. Gözleyebiliyorsunuz. Uygulama sorunlu olduğunda sergilenen futbolda da eksikler gözleniyor. Futbolcular arası mesafe, uygun ölçülere geldiğinde, top alıp verme işlemi rakibi şaşırtıcı konuma sürüklediğinde işte o zaman akışkanlık ile pozisyon üretimi başlıyor. Lamı cimi yok. Burak İnce bu sezon eğer fiziksel bir sıkıntı yaşamazsa kendinden çok söz edilecek. Bu sol ayaklılar hep böyle mi oluyor? Menemen’de ikinci yarıda oyunun tartışmasız egemeniydiler. Goller yine birinci sınıf. Bir takıma paylaşımcı karakter yerleştiğinde hayat güzelleşiyor. Güzel başlangıç. Oynadıkça daha da güzelleşecek gibi. İyimser olmak için erken mi acaba?
Fatih Tanfer:
Altınordu, ligin ilk maçında Menemen deplasmanında oyun felsefesini doğru uyguladı. Rakibine boş alan bırakmadı. Defansta Sinan-Ravil ikilisi, pozisyon vermedi.
Hücumda Ahmet İlhan ve Metehan, defans arkasına atılan toplarda Menemen savunmasını zorladılar. Orta alanda Oğulcan ve Furkan, doğru pozisyon aldılar. Bilhassa Menemen’de Ahmet Hassan çıktıktan sonra Oğulcan hücum aksiyonlarına da katıldı. İkinci golde Ahmet İlhan’a çok iyi pas attı. Hüsamettin maç boyunca yaptığı koşular sonrası açtığı boşluklarla takım adına faydalı oynadı. Hak ettikleri 3 puanı aldılar. Lige de iyi bir başlangıç yaptılar.
Hüseyin Hoca, gazetemizi ziyaretinde “Yükselişimizi herkes görecek” demişti. İfade ettiği gibi bu yıl çok daha güçlü Altınordu izleyeceğimize inancım arttı. İstikrarı sürdürürlerse daha büyük hedeflerle buluşmaları sürpriz olmaz.
Mehmet Demirtaş: TFF 1. Lig’de takımlar, İzmir derbisiyle yeni futbol mevsimine merhaba dedi. Geçtiğimiz senenin sezon finalinde karşılaşan Menemenspor ve Altınordu, bu kez ilk haftada kozlarını paylaştılar. Yeni başlayan liglerin birinci haftasında genelde kontrollü ve rakibini tartan bir oyun oynanır. Çünkü ilk müsabakada mağlubiyet almak biraz can sıkar. Bu bağlamda her 2 takım adına da ilk yarı yavan geçti. Takımlar net pozisyon üretmek yerine kendi alanında hata yapmamaya yöneldi. İkinci yarıda ise önde basan, gol arayan ve üretken kimliğe bürünen bir Altınordu izledik. Özellikle ikinci 45’de bölüm bölüm oynadığı oyunla kırmızı lacivertliler, gelecek adına umut verdi. 72’de alana giren 16’lık Burak İnce, terazinin dengeleriyle oynadı ve maçın kilidini 84. dakikada müthiş sol füzesiyle attığı frikik golü sonrası açtı. Kısa süre sonra da iyi bir kontra atakta finali Metehan yaptı. Altınordu ilk mücadelede içe huzur ve güven veren bir galibiyeti söktü aldı.
Sessiz siftah
Bülent Buda: Kappel 32’de sakatlanıp oyun dışı kalınca, geride bıraktığımız sezondan 4 futbolcu kaldı alanda. Buram buram deneyim tütüyor yeşil çimlerin üstü. Bu ligde şampiyonluk yaşamışların sayısı bayağı fazla. Yaş ortalaması da olgun ve dolgun. Oyunu hızlandıranlar da araya sıkışmış birkaç genç. Deneyim tamam da karışım da ölçülü olmalı. Gol pozisyonu üretimi kısıtlı bir gün. Takıma enerji pompalayacak girişimler bekleniyor. Öte yanda da neredeyse maç bitiyor. Aslında gidiyor mu deseydik? Gitti nihayetinde. Birkaç cılız atak. Ondan da cılız final vuruşları... Yazarken oyunun akışına bakarak bir şeyler karaladım. Oyuncu isimleri vermeyi pek sevmem. Ne övgü ne de eleştiri. Ama öyle durumlar var ki kendisi kendinden bekleneni üretmiyor. Hakemin her düdüğüne de maydanoz oluyor. Başkan, Süper Lig yoluna baş koymuş. Ama yol göstericilerinin de felsefesi, gözden geçirilmeye muhtaç!
Fatih Tanfer:
Altay ve Samsunspor, benzer planlarla oynamaya çalıştılar. Kontrollü oyun öne çıktı. Pozisyon açısından bilhassa birinci yarı son derece kısır geçti. İki takım da birbirine üstünlük kuramadı. Kappel’in erken çıkışı, hücum gücünü azalttı. Kaptan İbrahim’in gösterdiği performans alkışı hak etti. Kaleci Burak ve sol bek Özgür iyi oynadılar. Samsun takım halinde agresif bir savunma yaptı. Bilhassa Marco Paixao’ya inanılmaz sert fauller yaptılar. Hakem fazla hoşgörülü davrandı, hakemlikte şart olan yıldız oyuncuyu koruyamadı.
Henüz sezon başı. Gelecek haftalarda uyum sürecinin tamamlanması ve kararlılık, bu ligin en güçlü kadrolarından birisine sahip olan Altay’ı izlenmekten keyif alınan bir takım yapacaktır.
Mehmet Demirtaş: Altay, geçtiğimiz sezondan kalan deneyimli isimleriyle, takıma katılan onlarca yıldızla sezonun en iddialı takımlarının arasında. Haliyle beklenti de yüksek. Bornova Aziz Kocaoğlu Stadı’nda oynanan mücadele seyir zevki düşük, temposuz, yavan bir karşılaşmaydı. Haliyle atak opsiyonları geri plana itildi. Altay, önde basarak rakibini hataya zorladı. Samsun ise deplasmanda oynadığını hissettirircesine siyah beyazlıları kendi alanında kabul ederek uzun ve şişirme toplarla atak yapma uğraşına girdi. 27. dakikada Burak Çalık’ın atağına kadar tempo vasatın üstüne çıkamadı. Altay da ciddi olarak 36. dakikadaki Ziya Alkurt’un şutuna kadar atak üretmekte güçlük çekti. Kulübelerden hamleler oyun alanına gelse de karşılaşmadan gol sesi çıkmadı. Bir de alana yapılan değişikliklerin zamanlaması ne kadar doğru, o tartışılır. Bu mücadelede Paixao belki gol atmadı ama yaptığı preslerle, arkadaşlarına açtığı alanlarla, ayağında tuttuğu toplarla iyiydi. Özellikle ilk 45’te Kappel-Tolga kanadı etkindi. Daha ligin çok başındayız. Ama bu denli takım havasından uzak olmamalılar.
Menemenspor’da üretkenlik sorunu
Bülent Buda: Özellikle Menemen’de, iç sahada oynadıkları oyunlarda çok daha iyilerini izlemiştik. Bu kez bayağı kötüydüler. Bir yenilgiyle olumsuz söylemler şimdi erken. Gel gelelim kadro derinliğine de oyun alanı seçimlerine de baktığımızda iyi oynamadıkları gerçek. Taşkın’ın yokluğu derinden duyumsandı. Savunmada Furkan takımın en iyisiydi. Gol pozisyonu üretiminde becerikli değillerdi. Rakibi oyundan düşüren, hataya zorlayan girişimleri yetersizdi. Yani daha iyi olmak zorundalar.
Fatih Tanfer: Menemenspor, orta alanı kalabalık tutup baskı yaparak kazanılan topları hücumda etkili kullanıp neticeye gitmeyi planladı. Ancak bu maçta forvet oyuncularından istediği verimi alamadı. Hücum oyuncuları etkisizdi. Takımın da çözülmesi gereken en büyük problemi bu. Bu maçta takımın en göze çarpan oyuncusu stoper Furkan’dı. Ligin başı olması nedeniyle böyle kayıplar olur diyerek eksikliklerini bir an evvel gidermelerini temenni ediyorum.
Mehmet Demirtaş: Menemenspor üretkenlikten yoksundu. İkinci yarıda biraz daha kıpırdanma olsa da maçın genelinde gol pozisyonu üretmekte zorluk yaşadılar. Ben bu maçta defans hattındaki Domgjoni-Furkan tandemini beğendim. Ayrıca Adamu da geçiş oyunlarında köprü görevi görerek takımına katkı sağladı. Haftalar ilerledikçe takım yapısı oturacaktır ve gerçek Menemen’i işte o zaman izleyeceğiz.
Akigo’nun zorlu sezonu
Bülent Buda: İlk izlenim Akhisar’ın bu yıl lige tutunması başarı olacaktır. Çok giden oldu. Bir tür hafiflediler. Kalanlar ve de alttan gelenler... Sol stoper Göksu, sıfır sol ayakla o bölgeyi savunmakta zorlanır. Alperen’in erken sakatlığı iyi olmadı. Irfan Hadzic’e pozisyon verip üstüne bir de rica gerekiyor, “Lütfen atar mısınız!” hemen oyunun ilk dakikalarındaki onu atamayanı bizim mahallede döverler. Bertuğ oyundan alınışını sevmedi. Neden ki? Hadzic de çıkarken benzer havayı takındı. Takım bütünüyle sıkıntılı. Daha erken falan değil, söylemek lazım. Konuk Tuzla’nın atak sayısı kaç, sayan var mı? Orta alanı geçerken hiç zorlukla karşılaştılar mı? Hangi taraf sağlam bastı; oyuna, topa egemen oldu? Konuk Tuzla. Çelişkiye bakar mısınız?
Fatih Tanfer: Cem Kavçak eldeki tecrübeli oyuncularla gençlerden oluşan bir takım meydana getirmişti. Maçın başında Akhisarspor baskılıydı. Sonrası Tuzlaspor sağdan tecrübeli Erdem ve Ahmet ile etkili oldu. Akhisarspor geriden oyun kurmada başarısızdı. İkinci yarıda Akhisar oyuna iyi başladı. 52. dakikada Bertuğ’un şutu direkten döndü. Hadzic çok önemli bir gol kaçırdı. Sonra birinci yarıda olduğu gibi Tuzlaspor tekrar oyun üstünlüğünü ele geçirdi. Akhisarspor hem taraftarını hem de bizleri üzüyor.