Ege Teniste yöneticilik vizyonu

Teniste yöneticilik vizyonu

18.10.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

.

Teniste yöneticilik vizyonu

Yeni yıla 2.5 ay kaldı, tenis camiasında yönetimsel bazlı hareketlenmeler başladı.

Ocak ayı itibariyle birçok tenis kulübünde gerek seçimli genel kurul gerekse mali genel kurul düzenlenecek.

Hem halihazırda yönetimlerde yer alan isimler hem de yönetimlere girmek isteyen adaylar kulis yapma ve nabız yoklama dönemine girmişken bu konuya değinmemek olmaz.
Zira başarının en önemli halkalarından biri de hiç kuşkusuz yöneticilik vizyonudur.

Peki yöneticilik vizyonu nasıl olmalıdır?

Tenis kulüplerinde yönetici olmak nasıl bir sorumluluk gerektirmektedir?

Hangi meziyetler ön plana çıkmakta ve hatta olmazsa olmaz kategorisine girmektedir?

Peşin peşin söylemek gerekirse başarıya inanmak, samimi olmak, sahiplenmek ve emek vermek, bu işin en önemli bileşenlerindendir. Kapının dışından şöyle bir bakıp da kolay gibi görülen tenis kulübü yöneticiliği, çelik gibi sinirler ve güler yüz gerektirir.

Ne yazık ki toplumun geneline henüz yeterince nüfuz edememiş tenis kulüplerimizin en çok rağbet gösterilen kısımlarının kulübün sosyal tesisleri olduğunu bilmek ve buraların kaliteli bir hizmet vermesini sağlamak da ateşten gömleğin bir parçasıdır.

Gelelim, en başta sorduğum sorudaki vizyon kısmına...

Hatırlarsınız, Kemal Çolakoğlu’nun Kültürpark Tenis Kulübü Başkanlığı döneminden daha önce bahsetmiştim.

Bana göre gerçek bir vizyon örneğidir. Başarılı antrenör ve sporcuların kulübe kazandırılması, bu isimlerin gençlerle, altyapıyla ilgilenmesini sağlayarak geleceğe yatırım yapılması, vizyonun değişmez kaidesidir.

Bu nedenle açık açık dile getirmek gerekirse, yukarıda saydığım maddelerden bihaber olanlar, sorumluluklarını bilip işine gelmeyenler, tenis kulübü yöneticiliğini yalnızca bir kartvizit olarak kullanmak isteyenler, lütfen genel kurullarda göreve talip olup kulüplerinin yıllarını çalmasınlar.

Zira Türk tenisi bugüne kadar şu veya bu sebeple yıllarını heba etti. Bundan sonra gerek uluslararası başarılar kazanarak yurdumuzu gururlandıracak sporcular yetiştirmek adına, gerekse de sporumuzu toplumun farklı bileşenlerinde yaygın hale getirebilmek adına camiamızın kaybedeceği bir dakikası bile yoktur.