Ege Türkiye ligi mi, yoksa Brezilya mı?

Türkiye ligi mi, yoksa Brezilya mı?

24.07.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Türkiye ligi mi, yoksa Brezilya mı

Geçen gün gazetelerde bir haber vardı.Başlık şöyleydi:"Daumun 6 bankosu..."Kimmiş bu banko isimler:Defansın ortasında Luciano, solunda Fabiano... Orta alanda Alex ve Tuncay, forvette ise Hooijdonk - Nobre... Tuncayın yokluğunda da Aurelioya şans tanınacakmış.Alex, katıldığı son Amerika turnuvasında fırtına gibi esti. Dünyanın en kaliteli orta saha oyuncularından biri olarak kabul edilen Alexe laf söyleyecek halimiz yok. * * * Hooijdonk ise Fenerbahçeye geçen yıl şampiyonluğu kazandıran isim. En kritik maçlarda attığı gollerle oyunun seyrini değiştiren Hooijdonk, ayrıca Nobreyle de kıskanılacak bir uyum sağlayarak takımın yükselmesinde önemli bir rol oynadı.Luciano da, geçen yıl başarılı bir grafik çizdi, savunmanın değişmez ismi oldu.Fabiano da hazırlık maçlarında güven veriyor.Baktığınızda her takımın hayali kurduğu oyuncular, üstelik takım içindeki uyum ve arkadaşlık da Teknik Direktör Daumun işini kolaylaştırıyor. * * *Benim takıldığım, Daumun şu 6 bankosuna...Luciano, Fabiano, Alex, Tuncay, Hooijdonk, Nobre... Tuncay olmazsa Aurelio...Favori listede tek Türk oyuncu Tuncay...Diyeceksiniz ki, Liverpoolda, Real Madridde, Barcelonada da durum farklı değil.Hatta Manchester Unitedta bir dönem oynayan 11 oyuncunun 11i de farklı ülkelerdendi. Fenerbahçe bu yıl gerçekten müthiş bir takım kurdu. Hazırlık maçlarında bile zevk veren bir futbol oynaması taraftarlarını sevindiriyor ve büyük hayaller kurmalarına neden oluyor. Dileğim, Fenerbahçenin Şampiyonlar Liginde başarılara imza atması, hatta finali oynaması... Yalnız bu takımları incelerken dikkat etmemiz gereken önemli hususlar olduğunu düşünüyorum. Avrupa Birliği sınırları kaldırmış, tek devlet haline gelmiş.Bir ülkeden diğerine geçiş yalnızca bir saatinizi alıyor; Portekizde oturan bir kişi İspanyada çalışmaya gidiyor.Dil problemi ortadan kalkmış, benzer kültürlerle yetişen nesiller herhangi bir uyum problemi asla yaşamıyor.Türkiye için bu iklim şimdilik uzak, bütün çabalar Avrupa Birliğinin bir parçası olmak adına ama bunun için önümüzde epeyce bir süre bulunuyor.Üstelik bu oyuncuların hangi ülkede ve takımda oynaması çok şeyi değiştirmiyor; uluslararası karşılaşmalarda bir araya geldiklerinde sisteme bağlı kalarak takır takır oyunlarını oynayabiliyorlar. * * * Ben Türkiye şampiyonluğunu kovalayan takımların çekirdek ya da kilit kadrosunun yerli oyunculardan kurulması gerektiğini düşünüyorum.Neden mi?Türk insanı takım çalışması yapmayı sevmiyor; daha doğrusu yeni öğreniyor. Bunun örneklerini hayatımızın her alanında yaşıyoruz. İş yaşamında koordinasyon eksikliğinden dolayı öylesine yanlışlar yapıyoruz ki, bu hem verimliliğe hem de karlılığa yansıyor.Sporda da benzer şeyler yaşanıyor.Galatasarayın UEFA kupasını alması, Milli Takımın dünya üçüncülüğüne ulaşması kesinlikle tesadüfi değildi.Yıllardır birlikte futbol oynamaya alışmış oyuncuların uluslararası karşılaşmalarda daha sıkı bir dayanışma içine girmesi ve içimizde gizleyemediğimiz hırs başarının tetikleyici unsurları olmuştu.Türkiye liglerinde takımların beyinleri yabancılardan oluşuyorsa, bu sporumuz adına ileride telafisi zor önemli bir tehlikedir. Birkaç yıl önce iyi bir jenerasyon yakalayan Galatasaray, UEFA kupasını kazandıktan sonra bu başarıyı perçinleyecek adımlar atamadı. Bunda en büyük etken takımın korunamamasıydı. Galatasarayın çıkışı aynı zamanda Milli Takımın da form grafiğini etkiledi.* * * Takımlarımız futbolda altı yabancıyı yeterli bulmuyor. Şimdi bunu yedi ya da 6 artı 2 formülüyle değiştirmeye çalışıyor.Hatta bazıları tamamen serbest bırakılmasını savunuyorlar. Türk sporu kısa vadeli başarılar yerine büyük hayaller kurmak zorundadır.Bu yazıda tamamen tesadüfi olarak ve bir gazete haberinden yola çıkarak Fenerbahçe takımından örnekler verdim. Aslında bu sorun yalnızca futbolda değil, giderek diğer alanlara da yansımaktadır. Milli takımlar düzeyinde uluslararası başarılar elde etmek istiyorsak, mutlaka gençlerimizin önünü açacak formüller geliştirmeliyiz.Türkiyedeki insan kaynağı dünyanın neresinde var; söyler misiniz? TEK ÇARE BİRLİK VE BERABERLİK İzmir kulüpleri kapışıyor rakipleri fark atıyor Bugün sporla ilgili yazılar yazdım. İstiyorum ki, İzmir sporu hak ettiği yerde olsun. Taraftarları motive edecek başarılara imza atılsın. Bunun için İzmirde birlik ve beraberliğe gerçekten büyük ihtiyaç bulunuyor.İstanbul kulüplerinin maddi kaygıları en azından İzmirliler kadar değil. Kaynakları fazla, taraftarların ilgisi başarıya endeksli yükseliyor.İzmirde ise böyle bir durum yok, aksine her yıl bir öncekini aratmaya başladı.Seyirci maçlara gitmiyor; tek yol zirveye oynamak, başka bir çare kimse aramasın.Bir de...Kulüp yöneticilerin gereksiz ve camiaları kıran demeçleri...Zaten işler iyi gitmiyor; bir de bu açıklamalar insanların morallerini iyice bozuyor.Neden Göztepeli Karşıyakaya nefret duysun, neden başkanlar bir dostluk havası yaymak yerine sinirleri geren sözler söylesin...Bundan kim fayda görür biliyor musunuz?Rakipler, evet rakipler... İçimden maça gitmek, iki saatimi oraya ayırmak gelmiyor. Hem de sporun her dalını seven, bir dönem Karşıyaka, Altay, Göztepe maçı demeden her maça gitmeye çalışan biri olarak, bunları rahatlıkla söylüyorum.Benim gibi düşünen İzmirde on binler var.Her değişen yönetim kurulu geçmişin hatalarını yapmayacak diye umutlanıyorum; sonra da kısa sürede hayal kırıklığına uğruyorumYazık değil mi İzmire... AHMET PİRİŞTİNA KUPASINA KATILMAMAK OLUR MU? Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) İzmir Şubesinin futbol turnuvası bu yıl Karşıyakasız yapılacakmış.Neden? Karşıyaka yönetimi ne yapıyor? Herhalde geçen yıl Göztepe - Karşıyaka maçında yaşanan tatsız olaylar en büyük etken. Karşıyaka yöneticilerinin açıklamalarından bunu anlıyoruz. Neden ne olursa olsun, artık geleneksel hale gelmiş; üstelik İzmir sporuna büyük katkılar koyan Ahmet Piriştinanın anısına bu yıl düzenlenecek olan turnuvaya, Karşıyakanın katılmıyor olmasının hiçbir mazereti olamaz.Kimse bana bahaneler sıralamasın, kimse kendisini haklı çıkartacak gerekçeler üretmesin.Bu Karşıyaka adına kötü bir referanstır. Bence Karşıyaka geçen seneyi unutturmak adına listenin ilk sırasına adını yazdırmalıydı, turnuvanın daha renkli geçebilmesi için yeni öneriler getirmeliydi. Göztepeyle final oynamayı istemeli, bu maçta da tribünleri hınca hınç doldurmalıydı. Kusura bakmasınlar... Herkes gibi ben de Karşıyakanın turnuvaya neden katılmadığını anlayamadım. dsipahi@milliyet.com.tr