Ege Türkiyenin rotası

Türkiyenin rotası

01.10.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Türkiyenin rotası

* * * Dünya, kuralları yeniden yazılan çok sert bir rekabet savaşına hazırlanıyor.Ülkelerin üretim, tüketim, teknoloji ve insan kaynakları politikaları kökten değişiyor. En katı rejimlerin hüküm sürdüğü ülkeler bile kopacak fırtınadan önce önlemlerini alıyorlar. İdeolojik tercihler yerini ekonomik gerçeklere bırakıyor. Çin, yabancı sermayeye kapılarını ardına kadar açarak kıran kırana rekabeti öğrenip dünyaya kafa tutmaya hazırlanıyor. Bunun adına da "bir ülke iki sistem" diyorlar.Teknolojik gelişmelerin bir ülkenin rekabet gücünü hangi yönde etkileyeceğini tam olarak kestirmek mümkün olmuyor. Bir üründe rekabetçi üstünlüğe sahip olan bir ülke teknolojideki bir gelişme nedeniyle bu üstünlüğünü kaybedebiliyor. Örneğin, ABD yılda 1.6 milyon ton şeker yerine yüksek fruktoz içeren mısır şurubu ithal etmeye başladığında Latin Amerika ülkelerinin şeker kamışı üretimi büyük oranda etkilendi. ABD, bakır ihtiyacının yüzde 15ini özel üretilmiş bir bakteri kullanarak daha ucuza elde ediyor. Biyoteknolojinin ve bilişim sektörünün daha da gelişmesi, ekonomileri geleneksel hammadde ihracatına bağımlı ülkeler açısından çok büyük bir tehdit oluşturuyor.Herminio Blanco, bizim gibi gelişmekte olan ülkelere teknolojik gelişmelerin üstesinden gelebilmeleri için üç strateji öneriyor: 1) Teknolojik gelişmelerin üretkenlik yapılarına zarar vermemesi için savunma önlemleri almak; 2) Global endüstrilerde meydana gelen hızlı değişimlerin yarattığı fırsatlardan yararlanmada avantaj sağlayacak taktik hamlelerin yapılması; ve 3) Seçilmiş sektör ve pazar bölümlerine yatırım yapmak ve üretkenlik yeteneğini geliştirecek uzun vadeli politikalar oluşturmak.* * * Her ülke gibi Türkiye de global güç ve akımlardan kaynaklanan olumlu veya olumsuz etkileri hissediyor. Bu etkilerin yarattığı fırsatları ve tehditleri kendi kapasitesini ve güçlü olduğu alanları çok iyi belirleyerek sözünü ettiğimiz stratejik hamleleri geliştirebiliriz. Ama ekonominin hastalıklarını yine kocakarı ilaçları veya ithal ilaçlarla iyileştirmeye çalışırsak daha bir yüzyıl yataktan kalkamayız.AB yönünden esen ılımlı rüzgarlar bizi yanıltmasın. Türkiye, siyasi, kültürel ve ekonomik alanda tam bir fırtınanın içine doğru ilerliyor. Bize özgü bazı ulusal alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz gerekecek.Çok sancılı günler bizi bekliyor. Yüzyılların ördüğü Avrupa kültürünün içine Türkiye farklı bir renk getirecek bu kesin. Avrupayı da eğlenceli günler bekliyor. egespor@milliyet.com.tr Siyasetçi ve bilim adamlardan sokaktaki vatandaşa kadar hep birlikte tartışmamız gereken önemli bir gündem maddesini, gelecek yüzyılın Türkiyesi oluşturmalı. Ancak, genellikle her konuya gündelik bakış açıları ve şablonlarla yaklaştığımız için sıra bir türlü ufuktaki Türkiyeye gelmiyor. Sloganların arkasına sığınıp Türkiyenin bugününü kurtarırken yarınların Türkiyesinin nasıl olması gerektiği göz ardı ediliyor. Çünkü, yarınları konusunda kocaman bir soru işareti olanlar bizim çocuklarımız ve onlar bugün seçmen değil.